Sakarya’da kadınlar isyan etti: ‘Hiçbirimiz güvende değiliz’
Cinsel saldırı olayına dair Sakarya Kadın Platformu tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamada, M.K.’nin annesi Sevgi K. de hazır bulundu.
İleri Haber
Sakarya Kadın Platformu tarafından, M.K. isimli kadının S.S.Y isimli minibüs şoförünün cinsel saldırısına maruz kalmasına ilişkin bir açıklama yapıldı. Açıklamada, “Bu şehirde bu kaçıncı toplu taşıma şoförünün yaptığı taciz, tecavüz vakası? Cinayetler, tacizler bu kadar keşmekeş bir sisteminde son bulur mu? Şiddet gösteren erkeklere caydırıcı cezaların verilmesi önünde ne duruyor? 8 gün önce hapisten çıkmış bir insanın yeniden suç işleyecek kadar cüretkar olmasının altında yatan cezaların caydırıcı olmaması değil mi?” diye soruldu. Cinsel saldırıya maruz kalan kadının annesi ise “Başımızdaki insanlara soruyorum. Vicdanınız var mı?” diye seslendi.
İstanbul’daki bir üniversitede eğitim gören M.K. isimli genç kadın 28 Kasım akşamı Sakarya’nın Erenler İlçesinde ailesinin yaşadığı eve gitmek için bindiği minibüs sürücüsü S.S.Y’nin cinsel saldırısına uğradı. Kadının ellerini bağlayıp cep telefonunu elinden alan S.S.Y., tecavüz girişimine direnen kadını feci şekilde darp etti. M.K. minibüsten kaçarak ailesinin evine sığındı yaşadıklarını anlatmasının ardından fenalaşıp hastaneye kaldırıldı.
29 Kasım akşam saatlerinde Adapazarı’nda kaçmak üzereyken polisler tarafından yakalanan şüpheli şoförün 30 suç kaydı olduğu, hırsızlık nedeniyle girdiği cezaevinden 8 gün önce tahliye edildi ortaya çıktı.
Bugün Sakarya Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Binası’nda, yaşanan cinsel saldırı olayına dair Sakarya Kadın Platformu tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamada, M.K.’nin annesi Sevgi K. de hazır bulundu.
‘NEDEN ADALETİ YERİNE GETİRMİYORSUNUZ?’
Burada konuşan Sevgi K., kızının ve ailesinin yaşadıklarını anlattı. Sevgi K., şunları söyledi:
Yüzümü asla saklamayacağım. Çocuğumun hakkını sonuna kadar arayacağım. Bu insan 8 gün önce cezaevinden çıkmış soruyorum size bu nasıl adalet. Bir sürü suç dosyası olan bu kişiye minibüs emanet ediliyor ve minibüs içerisinde bu olaylar gerçekleşiyor.
Başımızdaki insanlara soruyorum vicdanınız var mı? Orada ne yaşadığını benim kadar anlayabilir misiniz? Neden adaleti yerine getirmiyorsunuz? Bu insan neden insanların arasında geziyor? Bu sorunun cevabını bana versinler.
‘BU KAÇINCI TACİZ, TECAVÜZ VAKASI?’
Sakarya Kadın Platformu’nun açıklamasında ise kanunen yüz kızartıcı suçları işlemiş birinin toplu taşıma aracı kullanması yasakken, S.S.Y.’nin nasıl minibüs kullandığı ve denetimlerin yapılıp, yapılmadığı soruldu.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
Bu şehirde bu kaçıncı toplu taşıma şoförünün yaptığı taciz, tecavüz vakası?
Cinayetler, tacizler bu kadar keşmekeş bir sisteminde son bulur mu?
Şiddet gösteren erkeklere caydırıcı cezaların verilmesi önünde ne duruyor?
8 gün önce hapisten çıkmış bir insanın yeniden suç işleyecek kadar cüretkar olmasının altında yatan cezaların caydırıcı olmaması değil mi?
Bizler, çocuklarımız, kardeşlerimiz bu şehirde toplu taşıma araçlarına gönül rahatlığı ile binemeyecek miyiz?
Şehrin göbeğinde işlenen bu korkunç suçların önüne geçmemek için verilen bu çabanın sebebi nedir?
Biz, kadınları kanunlar koruyamayacaksa kim koruyacak derken, mevcut kanunların bile uygulanmadığını görüyoruz.
Bu ülkede her gün en az 4 kadın katledilmektedir. Kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından fiziksel, psikolojik, cinsel şiddete uğramakta, intihar denilerek son derece şüpheli ölümlerle yaşamları çalınmaktadır. Şiddet her kesimden, her meslekten, her toplumsal kesimden kadına karşı uygulanmaktadır. Cezasızlık, korumasızlık ve hukuksuzluk nedeniyle kadına yönelen şiddet konusundaki istatistikler, dünya genelindeki bir insan hakları felaketini ortaya koymaktadır. Kadınların insanlık dışı yöntemlerle, vahşice, toplumun, devletin gözü önünde öldürülmesi ve kadına yönelik şiddetin faillerinin, eril yargı ile “tahrik” adı altında indirimlerle serbest bırakılması, şiddeti ve kadın cinayetlerini körüklemektedir.
Öfkeliyiz…
Öfkemiz kendi adımıza geleceğimiz olan çocuklarımız adına… Bir insana yapacağınız en büyük kötülük kendini yaşadığı şehirde güvende hissetmemesini sağlamaktır. Ve bu şehirde çocuklarımız, biz kadınlar kendimizi güvende hissetmiyoruz…
Kendi sesimizi duyurmaya ihtiyacımız var.
Güvende olmaya ihtiyacımız var.
Kadının kendisini güvende hissedemediği bir yerde kimse kendini güvende hissedemez.
İşte bu yüzden İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması hayati bir önem taşıyordu. Biz biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi kadını, çocuğu, erkeği herkesi şiddet mağduru olmaktan koruyan bir sözleşmeydi.
İstanbul Sözleşmesi tam ve etkin olarak uygulanabilseydi kadınlar kendilerini güvende hissedeceklerdi. Her birimiz dolmuşta evde sokakta huzurlu bir yaşam içinde olacaktık.
Ama Sakarya Kadın Platformu olarak bu davanın takipçisi olacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyor ve tacize, istismara uğramış kadınlara, “Asla yalnız yürümeyeceksin” diyoruz.