Marmara Denizi’nde dip yapısının yüzeye vurmasıyla ortaya çıkan müsilaj sorunu geçen yıl bir çevre felaketi olarak nitelendirilebilecek boyuta ulaşmıştı.

Müsilaj şimdilik yüzeyde görünmese de kirlilik açısından değişen bir şey yok. Bilim insanları, Marmara Denizi’nde 1950’li yıllarda 1200 metre derinlikteki oksijen seviyesinin, yıllar içinde biriken azot ve fosfor yükü nedeniyle 25-30 metreye düştüğünü belirledi.

Uzmanların yıllardır ‘harekete geçilmeli’ dediği Marmara’yla ilgili iktidarın üzerinde çalıştığı yasa teklifiyle Marmara havzasındaki iller ve bunlara sınırı olan il belediyelerine ileri biyolojik atık su arıtma tesisi kurma zorunluluğu getirilecek.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre belediyelere, tüm atık suların denize ulaşmadan yeniden kullanılabilir hale gelmesini sağlayan tesisleri hazırlamaları için belli bir süre tanınacak.

Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın üç aylık bir süre üzerinde durduğu belirtilirken, AKP’de ağırlıklı görüş altı aylık süre tanınması yönünde.

EN AZ 60 ADET TESİS KURULMASI GEREKİYOR

Belediyelerin tanınan süre içinde proje sunamamaları veya yapamayacaklarını bildirmeleri halinde, Hazine’nin de uygun görüşü alınarak, bu yerlerde tesis kurma görevini bakanlık üstlenecek.

İleri biyolojik atık su tesisinin kurulmasını belediyeler veya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kendi bütçesiyle yapabileceği gibi, yap-işlet modeli de uygulanabilecek. Yap-işlet modelinin tercih edilmesi halinden belediyeler, topladıkları atık su bedellerinden, yap-işlet için kaynak aktarabilecek.

AKP kaynaklarının verdiği bilgiye göre, atık suların denizi kirletmemesi için Marmara havzasındaki illerde en az 60 tesis kurulması gerekecek.