Mitolojik yansımalar ve insan
Say Yayınlarından geçtiğimiz günlerde okuyucularıyla buluşan David Adams Leeming imzasını taşıyan ‘’ Mitoloji Kahramanın Yolculuğu’’ kitabı, doğa ve insan zekâsının geçirdiği evrim aşamalarını anlamak ve gerçek dünyanın hayali ürünlerle yeniden kurgulanışını konu alıyor; Yazar mitolojileri insanın kendini anlama çabasının bir ürünü olarak sunuyor.
Şadi Erarslan
Mitoloji tek bir yazıda anlatılamayacak kadar detaylı bir yapıya sahiptir. İnsanlık tarihinin uzunluğu ve tarih içerisinde aklının geçirdiği aşamaları işin içine dâhil ettiğimizde içinden çıkılamayacak bir hal alır. İnsanı diğer canlılardan ayrıt eden düşünme ve üretme kabiliyeti insanların kendi ihtiyaçlarını karşılamasının ötesine geçerek, dünyayı ve kendini anlamlandırmaya çalışmasına sebep olmuştur. Tüm bu çabaların sonucu olarak mitler, insan doğasını ve düşünme tarzını anlamak için bakmamız gereken hayal ürünü olaylardır.
Say Yayınlarından geçtiğimiz günlerde okuyucularıyla buluşan David Adams Leeming imzasını taşıyan ‘’Mitoloji Kahramanın Yolculuğu’’ kitabı, doğa ve insan zekâsının geçirdiği evrim aşamalarını anlamak ve gerçek dünyanın hayali ürünlerle yeniden kurgulanışını konu alıyor; Yazar mitolojileri insanın kendini anlama çabasının bir ürünü olarak sunuyor.
Sekiz bölümden oluşan ‘’Kahramanın Yolculuğu’’ ilk olarak çocuğun rahme düşmesiyle başlıyor. Bu bölüm de rahme düşen çocuğun mucizevî bir şekilde doğmasıdır. İlkel insanların cinsel birleşmeyi hamilelikle ilişkilendirmemelerinden doğan her çocuk mucizevîdir. Bu mucizevî doğumlar mucizevî kahramanların ortaya çıkmasını sağlıyor. İnsanlar dünyaya düştüğünden itibaren, kastettiğimiz Âdem’in cennetten kovularak dünyaya gönderilmesi, işte buradan itibaren insanlar kendileri gibi lekelenmemiş bir Mesih arayışı içerisine girerek kurtarıcı beklemiştir. Örneğin Babil kralı Sargon bakireden doğmuştur, Herakles, Zeus’un annesini baştan çıkarıp otuz altı saatlik bir sevişme sonucu dünyaya gelmiştir. Vaftizci Yahya kısır bir annenin rahmine düşmüştür. İsa bakire Meryem’in rahmine tanrının oğlu olarak düşmüştür.
Çocukluk, Erginlenme bölümün de; insanın geçmişini yadsımadan geleceğini kurmaya çalıştığını okuyoruz. Bu da insanın kendini gerçekleştirmesine bağlıdır böylece bireyselleşme sürecinin başında insan kendisiyle yüzleşerek; iç benliğindeki iblislerle ve hayal dünyasındaki fantezilerle yüzleşmeye koyulur. Mitte çocuk ilahi bir güçtedir. Kayadan kılıcı çekerek babasıyla denk olduğunu gösterir. Bu da onun içindeki benlik duygusunun gelişerek kendini çevresine kanıtlamasına denk gelir.
Hazırlık dönemi çocuğun artık çevresini anlamaya çalıştığını ve taşları yerine oturttuğu dönemdir. Kendini burada bir sınava tabi tutarak kanıtlama çabasındadır. Böylece "kendini bulması için kaybetmesi gerekiyor." Uzun bir arayış dönemi neticesinde kahraman köşesine çekilir ve kendini sınar bu da meditasyondur. Daha çok Uzakdoğu animist inançlarda görülen meditasyon insanın kendini keşfetmesini sağlar. Muhammed’in Hira mağarasına çekilmesi, İsa’nın ve Buddaha’nın dünyadan çekilmeleri olumludur ve yeni bir hayatın doğuşunu simgeler. Ayrıca mağara mitinin tüm bu inançlarda önemli izleri vardır.
Her insanın kendini sınadığı dönemleri olmuştur bu da kişinin kendisini kanıtlamaya çalıştığı dönemdir. Kahraman artık yetkin bir varlık haline gelmiştir ve artık kendini sınayarak doğruyu bulmaya çalışır. Psikolojik olarak kahramanlar insanın benlik arayışını temsil eder. Arayış içerisinde olan kahraman bir yetişkin olarak acı çekmeye ve bunlardan kurtulmak için savaşmaya başlar. Böylece kendi adını duyurmaya ve kendini kanıtlamaya ihtiyaç duyar. Dionysos’un Yunanistan’dan Hindistan’a dek gitmesi bir yaşam arayışıdır. Herakles, Theseus ve Kutoyis ciddi vazifeler içerir ve bunların tamamlanması üstün insanın yükseldiği anlamına geliyor.
‘’Ölüm ve günah keçisi’ kısmında, Her kahraman toplumun ızdırabını çekmek ve bunun hesabını kendini feda ederek yapar. Kahraman toplumun korkularının günah keçisidir. İsa’nın çarmıha gerilip yargılanması buna örnektir. Kahraman aynı zaman da ölümün bir son olmadığını bize göstermeye çalışarak yeni bir hayat vaat eder. Tüm bunlar ölümün sıradan ve her insanın hayat cetvelinde bulunduğunu gösterme çabasıdır.
Yaşanan hayatın bir son bulması da doğanın bir sona ve yeni başlangıçlara işaret ettiğini gösterir. Burada insanın yaşadığı ömrün sonunda yeni bir hayat formuna kavuşacağını göstermeye çalışır. Doğanın bize olan armağanın tekrar kendi bünyesine çekerek insanın ilahlaşmasını sağlıyor. Mitolojilerde yer altı mitinin esasen anlamı budur. Öz benliğini bulmuş insanın bunu normal karşılayacağı evredir. Bu da meditasyonun son aşamasıdır. Âdem’in, Mesih’in ve Ereşkigal’in yer altına inişi bir haç yolculuğudur ve yaşamın sürekliliğinin ifade eder.
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi doğa sonla beraber yeni bir başlangıçta sunar bize. Dirilişte kahraman yeniden hayat bulur. Gerçek hayatta doğada ki döngüselliği temsil eden yeniden doğuş miti buraya oturmaktadır. Tıpkı bir çiçeğin kışın solup yazın yeniden yeşermesi veya mevsimlerin arda arda gelmesi gibi. Tüm pagan inançlarda kendini gösteren yeniden doğuş miti doğanın döngüsünden başka bir şey değildir. Bazı hikâyeler de örneğin Adonis ölür ve canlı bir çiçeğe dönüşür.
Son bölüm artık her döngünün varacağı yeri temsil eder bu ise artık kahramanın son yolculuğu ve ilahlaşmasıdır. Kendini gerçekleştirmenin son evresi hamlaşan insanın, korkudan, sınırlamalardan kurtulmuş ve tam bir özgürlük halini almıştır. Bu da kahramanın yeni yolculuğu ve daima kozmosta kendini sürdürmesini gösterir. Örneğim İsa göğe yükselir ve artık ‘’o İsa değil her şeydir.’’
Kitapta dünyanın her köşesinde yaşayan toplumların mitlerinin derlenerek bir araya toplandığı, insanlık tarihi içinde kişilerin geleceğini nasıl tahayyül ettiğini gösteriyor. Böylece insanın kendini doğa da nerede konumlandırdığını, öz benliğini ve kendini nasıl gerçekleştirdiğinin sunulduğu bu eser, insanların gerçek yaşamlarından yola çıkıp kahramanlar yaratarak tarihini mitlerle açıklamaya çalıştığını anlatıyor. Dolayısıyla mitoloji, insan psikolojisinin imgelerinin dışavurumudur.
Künye: Mitoloji Kahramanın Yolculuğu, David Adams Leeming, Çev. Ilgız Yıldız, Say Yayınları, 2020, 405 sayfa