Mersin'de kadınlardan 'Garibe Gezer' eylemi

Mersin'de kadınlardan 'Garibe Gezer' eylemi

Mersin Kadın Platformu, bulunduğu cezaevinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden Garibe Gezer için basın açıklaması yaptı.

İleri Haber

Mersin'de kadınlar, Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde işkence gördüğünü ve cinsel saldırıya maruz kaldığını söylemesinin ardıdan şüpheli şekilde hayatını kaybeden Garibe Gezer için bir araya geldi.

Mersin Kadın Platformu'nun çağrısıyla basın açıklaması yapan kadınlar, "Garibe’yi kaybetmedik, Garibe kaybettirildi. Garibe’yi tam tecrit ve her gün öldürme amacıyla kurulmuş olan ceza infaz sistemi ve fiziki, cinsel saldırılar neticesinde kaybettik" derken, cezaevlerindeki hukuksuzluklara dikkat çekti. 

Açıklamada ayrıca "Cezaevlerindeki ölümlere, işkenceye, tecavüze ve erkek devlet şiddetine karşı sessiz kalmayacağız" ifadeleri kullanıldı.

Mersi Kadın Platformu adına Ayşegül Göçmen tarafından okunan basın açıklama şöyle: 

“Biz kadınlar, hakkımızı aramak için aydınlanıp hukuksal yollardan eşitlik, adalet isteyen, köle olmayı, ezilmeyi, sömürülmeyi reddeden, bu coğrafyada eril zihniyete başkaldırmış barış tutsaklarıyız. Ancak bu eril zihniyete sahip, saltanatından vazgeçmeyen egemen zihniyetler, biz o saltanatı yıkmak isteyen kadınlara her türlü baskı ve işkenceler uygulayarak saltanatlarını korumak istiyorlar' diyordu Garibe Gezer yazdığı mektupta.

Ölüm evine dönüşen cezaevlerinde Garibe Gezer tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevinde işkenceye, tecavüze, cinsel şiddete maruz kaldı. Yaşadıklarını herkesin duymasını istedi. Kendisine yaşatılanların hesabını sormak için adalet arayışına girdi.  Ama şüpheli bir şekilde ölü bulunan Garibe Gezer ölmedi, ölüme terkedildi. 2016 yılında haksız bir şekilde tutuklanıp ceza alan Garibe, Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nden hücre cezaları nedeniyle Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne sürgün edilmiştir.  Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 33 gün hücrede tutulmuş, arkadaşlarının yanına gitme talebi cevapsız bırakılmıştır.

Garibe’yi kaybetmedik, Garibe kaybettirildi. Garibe’yi tam tecrit ve her gün öldürme amacıyla kurulmuş olan ceza infaz sistemi ve fiziki, cinsel saldırılar neticesinde kaybettik. Cezaevlerinin uzun süredir hak ihlalleri, darp, cinsel şiddet, kötü muamele, merkezi haline geldiğini biliyoruz. Erkek devlet şiddetini kabul etmiyoruz, alışmayı reddediyoruz.

Garibe Gezer için yasta değil isyandayız, öfkemiz büyük.  Bir kadın tek başına bir hücrede nasıl ölü bulunabiliyor? Sorumlular kim? Neden avukatların gelişi beklenmeden otopsi apar topar yapıldı? Bizler biliyoruz, Garibeye yapılan işkencenin de ölümünün de esas sorumlusu devletin idari gücünü elinde bulunduranlardır.

Bizler, yaşadıklarının duyulmasını isteyen Garibe’nin sesiyiz. Buradan Garibe’nin sesini yükseltiyoruz. Biz kadınlara dayatılan ölüm, işkence ve erkek devlet şiddetine karşı birbirimizi yaşatacağız. Gerçekler aydınlanana kadar birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz.

Garibe’nin ölümü ne ilk ne sonuncusu olmuştur. KHK hukuksuzluğu ile işten atılan sağlık emekçisi Fatma Demirel’i intihara götüren de aynı adaletsizliğin ve erkek yargının sonucudur. Kadınları gerek cezaevlerinde gerekse dışında her türlü şiddete, baskıya güvencesizliğe maruz bırakan aynı siyasal iktidardır. KHK zulmünü de hukuksuzluğunu da kabul etmiyoruz.

Yine Aysel Tuğluk’un, iktidarın kirli erkek siyasetine biat etmediği için yaşadığı sağlık sorununa rağmen hala cezaevinde tutulması da aynı erkek siyasetin ve yargının sonucudur. Kadınlara, ‘Ya biat edersin ya da seni yaşatmam’ demenin açık halidir.

Cezaevlerinde kadın tutsaklara yönelik sürdürülen tüm hukuksuzlukların ve haksızlıkların takipçisi olacağımızı ve tüm bu haksızlıklar son bulana kadar mücadele edeceğimizi buradan bir kez daha dile getiriyoruz."

DAHA FAZLA