Melis Alphan: Kadınlara tiplerine göre değer biçen bu düzen batsın!
Gazeteci Melis Alphan, medya üzerinden sunulan ulaşılamaz 'güzellik ideali' hakkında yazdı.
Melis Alphan, aşırı zayıflığı teşvik eden, popüler kültürün beslediği ve medya üzerinden sunulan ulaşılamaz güzellik ideali hakkında yazdı. Alphan, kadın bedeni üzerinden yürütülen 'kampanyanların' özellikle genç kadınlarda bulumiya ve anoreksiya gibi yeme bozukluklarına sebep olduğunu, medyanın da 'ünlülerin peşinde kilo saydığını' belirtti. Medyanın "fütursuz ve şuursuz" haber dilinin her geçen gün "güzellik idealinin" daha saplantılı bir hal almasına yol açtığını ifade eden Alphan, "Kadınlara fiziksel standartlara göre değer biçilen bu düzen, erkeklerin sahiplendiği kaynaklar için kadınların rekabet ettiği güç ilişkisinden başka bir şey değil" dedi.
Alphan'ın Hürriyet'te "Kadınlara tiplerine göre değer biçen bu düzen batsın!" başlığıyla yayınlanan köşe yazısından ilgili bölüm şöyle:
“İdeal güzellik aslında var olmadığı için ‘ideal’” diyen Naomi Wolf, 1991 yılında yazdığı ‘Güzellik Miti’ adlı kitabında kadınların incecik olmasına odaklı bir kültürün aslında kadının güzelliğiyle değil, kadının itaatkâr olmasıyla ilgili olduğunu anlatmış ve şöyle demişti: “Diyet yapmak kadınların tarihindeki en güçlü politik yatıştırıcıdır; sessizce delirmiş nüfus kolayca kontrol edilebilir.”�
Kadınların kıyafetleri ya da imajı hiçbir zaman sadece kıyafet veya imajdan ibaret olmadı. Kadınlar neden sutyenlerini yaktı, hatırlayın.
Veya...
Kadınların kaburgalarını kıracak kadar sıkılan korseden kurtuluş neden aynı zamanda politik anlamda özgürleşmek demekti?
İREM DERİCİ NE TEK NE DE YALNIZ
Instagram’da pompalanan ağır makyaj videoları ya da ‘vücudu incelten’ uygulamalar sadece ideal güzellik anlayışını veya ‘güzellik mitini’ sağlamlaştırmıyor, aynı zamanda doğaldan ve gerçekten uzak uç bir kadınsılığı tırmandırıyor ve iki cinsiyeti kutuplaştırıyor.
Biz kadınlar toplumsal cinsiyet eşitliği talep ederken, bu kültür bildik cinsiyet rollerini iyiden iyiye pekiştiriyor. Wolf’un ‘politik yatıştırıcı’ diye sözünü ettiği de bu aslında.
Doktoru reddetse de yeme bozukluğundan mustarip olduğu söylenen İrem Derici ne tek ne de yalnız. Böyle ‘yatıştırılmaya çalışılan’ çok kadın var.
Bu düzen bir yandan erkek egemenliğini muhafaza ederken, esas üzerinde yükseldiği şey de tüketim.
Durmadan tenkit edilen ve değerlendirmeye tabi tutulan kadınları ‘güzelleştirme’ endüstrisi -diyet gıdalar, ilaçlar, plastik cerrahi, estetik, kremler, spor salonları vs- çarkı döndürüyor.
Velhasılıkelam...
Bizi türlü yollarla ‘yatıştırmaya’ ve ‘uyutmaya’ çalışan bu düzene inat, yatışmayalım ve uyumayalım kadınlar.