İleri Haber

Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, artan hayat pahalılığının eğitimin her alanında da kendini en sert biçimde gösterdiğini söylerken, okul kantinlerinin artık öğrenciler için lüks haline geldiğini belirtti. Kantin fiyatlarından örnekler paylaşan Özbay, “Çocuklarımızın hayati ihtiyaçları, rant kapısı haline getirilemez” dedi.

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Genel Başkanı Kadem Özbay, okul kantinlerindeki fahiş fiyatlara ilişkin açıklamalarda bulundu.

İktidarın ekonomi bilimini hiçe sayan, rantçı politikaları nedeniyle akıl almaz seviyelere ulaşan hayat pahalılığının eğitimin her alanında da kendini en sert şekilde gösterdiğini ifade eden Özbay, bunun en somut örneğinin okul kantinlerindeki fahiş fiyatlar olduğunu söyledi.

‘KANTİNLERDE İKİ KATI ENFLASYON VAR’

“Kamuoyu tam da halka sefaleti reva gören vekillerin TBMM lokantasında ödediği cüzi rakamları konuşurken, çocuklarımızın okul kantinlerinden alışverişler yapamıyor hale gelmesi ülkenin ana gündem maddelerinden biri olmalıdır. Bu ülkenin geleceği olan öğrencilerimiz, önce karanlığa şimdi de açlığa mahkum edilmiştir” diyen Özbay, okul kantinlerinde enflasyonun neredeyse resmi rakamların iki katı olduğunu söyledi.

‘ÖĞRENCİLER İÇİN LÜKS HALİNE GELDİ’

Özbay, şöyle devam etti:

Son 1 yılda tüm kalemlerin ortalama yüzde 70 zamlandığı okul kantinleri, artık öğrenciler için lüks haline gelmiştir.
Okulların bulunduğu illere ve semtlere göre fiyatlarda farklılık gözlense de devlet okullarındaki kantinlerde ortalama fiyat listesi şöyledir:

- Karışık tost: 11 TL

- Soğuk sandviç: 10 TL

- Simit: 3 TL

- Poğaça 3,5 TL

- Tavuk dürüm: 12,5 TL

- Küçük su: 2 TL

- Ayran: 2.5 TL

- Meyve suyu: 4 TL

‘BESLENME EĞİTİMİN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR’

Üstelik ortalamasını verdiğimiz bu fiyatlar, birçok kantinde çok daha yüksektir. Yani çalışma şartları/saatleri nedeniyle beslenme çantası hazırlamaya zaman bulamayan bir velinin, çocuğuna her gün sadece tost, ayran ve su alabilmesi için vermesi gereken harçlık, ayda 310 liraya yükselmiştir. Bu hesapla artık asgari ücret alan bir velinin maaşının 13’te 1’i okul kantinine gitmektedir. Bu çocuğumuz her gün canı çektiği bir bisküviyi almak istese, aylık harçlık 400 lira olmak zorundadır. Çocuklarımızın Meclis lokantasında vekillerin kıymalı pide yediği paraya, ancak tost alabiliyor olması utanç veridir.

Halkın korkunç bir hızla yoksullaştığı, evlerde ampullerin sayılarak yakıldığı, sebzenin taneyle alınıp ete ancak ayda bir ulaşabildiği bu ekonomik tabloda, okul kantinleri velilerin büyük kısmının kâbusu, çocuklarımızın çoğunun ise boynunun büküldüğü yerler haline gelmiştir.Oysa beslenme de eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır ve açlığın öğrenmeyi zorlaştırdığı da bilimsel bir gerçekliktir.

‘BU TABLONUN SORUMLUSU MEB’DİR’

Birçok kalemdeki zamlarla, çocukları okutmanın artık fahiş fiyatlara tekabül ettiğinin altını çizen Özbay, “Bu pahalılık tek başına kantincilerin eseri olan bir tablo değildir. Bu tablonun asıl sorumlusu, bütçesinden yatırıma yeterli payı ayırmayan ve bu yüzden okulları birer kamu kuruluşu değil şirketmişçesine kendi başlarına ayakta kalmaya iten Milli Eğitim Bakanlığıdır” dedi.

‘BESLENME BİR HAKTIR, GASP EDİLEMEZ’

Olması gerekenin, bir kamu hizmeti olan eğitim sırasında, beslenmenin de kamu hizmeti olarak öğrencilere sağlanması olduğunu vurgulayan Özbay,”Eğitim-İş olarak MEB’e sesleniyoruz: Aç karnına ders olmaz! Çocuklarımızın hayati ihtiyaçları, rant kapısı haline getirilemez. Vicdana ve sosyal devlet ilkesine aykırı bu rantçılığa derhal ‘dur’ deyin. Beslenme bir haktır, gasp edilemez!” ifadelerini kullandı.