Kadın gazetecilere yönelik taciz ve baskı artıyor
Kadın gazetecilerin iş hayatında yaşadığı sorunların başında taciz, mobbing ve kadın olmalarından kaynaklı ayrımcılığa maruz kalma geliyor.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu, 'Gazeteci Kadınlara Yönelik Cinsiyet Ayrımcılığı ve Şiddet Araştırması' raporunu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi bir basın toplantısıyla açıkladı. Kadın gazetecilerin tacizi, ayrımcılık ve şiddeti gözler önüne seren deneyimlerine yer verilen raporda, bu durumdan çıkış için çözüm önerileri de sunuldu.
Cağaloğlu TGS binasında düzenlenen toplantıda,TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu üyesi Gülfem Karataş okuduğu açıklamada, TÜİK'in 2017 verilerine göre gazete ve dergilerde çalışan personelin cinsiyete göre dağılımına ilişkin bilgiler verildi.
Buna göre yayın bölümlerinde 25 bin 115 erkek, 16 bin 40 kadın, basım ve dağıtım bölümlerinde ise 5 bin 46 erkek ve 948 kadın çalışıyor.
Raporda 27 kadın gazetecinin çalıştıkları alan ve kurumlarda yaşadıkları sorunlarına ilişkin deneyimlerine yer verildi. 27 gazeteciden 2 kişinin 20-24 yaş, 21 kişinin 25-34 yaş, 2 kişinin 35-44 yaş, 1 kişinin 45-54 yaş ve 1 kişinin de 55+ yaş aralığında olduğu belirtilen raporda katılımcılardan 13 kişinin editör, 4 kişinin sayfa sekreteri, 2 kişinin muhabir, 2 kişinin grafiker, 1 kişinin yurt haberleri şefi, 1 kişinin yazı işleri müdürü, 1 kişinin santral görevlisi, 1 kişinin asistan ve 1 kişinin de stajyer pozisyonunda çalıştığı aktarılan raporda katılımcılarla yapılan tek seferlik oturumların yaklaşık 3 saat sürdüğü belirtildi.
Yapılan çalışmada katılımcıların sorulara verdiği cevapların gazeteci kadınların çeşitli şiddet yöntemleri ve ayrımcılıkla meslekten uzaklaştırıldıkları belirtilen raporda, toplantılara katılan 27 gazeteci kadının deneyimleri aktarıldı.
TACİZE KARŞI ÖNLEM ALMA 'ZORUNLULUĞU'
Çalışma kapsamında düzenlenen oturumlarda Psikolog Beyza Bilal, gazeteci kadınlara çalıştıkları alanda ve kurumlarda yaşadıkları şiddet ve ayrımcılık deneyimlerini sordu. Bir muhabir habere giderken koruyucu olduğunu düşündüğü için evlilik alyansı taktığını anlattı. Bir editör haber kaynağının sözlü tacizi nedeniyle telefonuna engel koymak zorunda kaldığını, bir başka muhabir ise haber kaynağının yakını tarafından tehdit edildiği ve sözlü tacize maruz kaldığı için telefonda erkek meslektaşını konuşturduğunu dile getirdi.
'TACİZE MARUZ KALAN KADINLAR İŞTEN AYRILMAK ZORUNDA KALIYOR'
Raporda, tacizci erkeklerin 'kariyerlerinin hafifçe zarar gördüğünü' ancak taciz maruz kalan kadınların ise işten ayrılmak zorunda bırakıldıkları aktarıldı.
Oturuma katılan iki katılımcının bu konuda aktardıkları deneyimlere yer verildi:
"Bir meslektaşım stajyer olarak yer aldığı şirkette kendinden yaşça büyük ve iş konumu olarak yüksekte olan bir erkek tarafından 'Seninle konuşmak istiyorum,' denilerek farklı bir yere çağrılıyor ve orada taciz ediliyor sonrasında şirketten ayrıldı."
"Genel müdür, kadın sekreteri ofis boşaldıktan sonra sıkıştırarak taciz ediyor. 'Sesini çıkartırsan sen bilirsin' şeklinde tehdit ediyor. Kadın işten ayrılıyor."
ERKEKLERİN DAVRANIŞLARI 'ŞAHSINA MÜNHASIR', KADINLARIN DAVRANIŞLARI 'HİSTERİK'
Raporda gazeteci kadınların aktardığı deneyimlerin sonuçlarına ilişkin şu verileri aktardı:
- Tacizin çalışılan bölgelere göre farklılık gösterdiğini dillendiren gazeteciler, görece küçük şehirlerde ısrarlı iletişim kurma odaklı olduğunu beyan etti.
- Psikolojik şiddet deneyimlerinde gazeteci erkeklerin davranışları 'şahsına münhasır' olarak algılanırken kadınların davranışları ise 'histerik' olarak algılanabiliyor.
- Fiziksel şiddete alanda çalışırken ya erkek meslektaşları ya da kolluk kuvvetleri tarafından maruz bırakılıyorlar.
- Sanal (dijital) şiddet son dönemde sosyal medya ağlarının kullanımı nedeniyle giderek artan bir şiddet türü haline geliyor.
- Ayrımcılık konusunda ise gazeteci kadınlar kanaat önderleri ya da haber kaynakları eğer kadın bir gazeteci ile muhatap oluyorsa haberin içeriğine daha çok müdahale etmek istiyorlar.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SUNULDU
Raporda kadınların yaşadıkları deneyimler ışığında şu çözüm önerilerine yer verildi:
- Şiddet ve ayrımcılıkla ilgili gazetecilik alanında tarifli başvuru mekanizmaları olması, böylece bir gazeteci şiddet ve ayrımcılıkla karşılaştığında destek alabileceği, güçlenebileceği ve şiddet uygulayan kişiye yaptırım-özeleştiri sürecinin işletilebileceği mekanizmanın varlığının şiddet ve ayrımcılığa karşı önleyici ve koruyucu olması
- Kurum içinde çalışan sayısında cinsiyet çeşitliliğinin sağlanması için kota uygulamasının getirilmesi
- Kadın bakış açısı ile çalışan sayısının arttırılması ve kadın bakış açısının yaygınlaştırılması
- Karar alma mekanizmalarında kadın ve kadın bakış açısı ile çalışan yöneticilerin olması
- Cinsiyetçiliğin olmaması için eşit işe eşit ücret uygulanması
- Kadın emeğinin erkek emeği gibi görünür hale gelmesi
- Şiddet haberlerinin cinsiyet bakış açısı olan kişilere danışılması
- Natrans kadın ve LGBTİ+ gazeteciler arasında dayanışma ağlarının kurulması.
'BİRLİKTE GÜÇLENİRSEK VARIZ'
Basın toplantısında gazeteci kadınların bunlara benzer kendi yöntemlerini geliştirmeye ve çözüm yolu bulmaya devam ettiği belirtilerek, "Ancak gördük ki birlikte güçlenirsek aslında varız. Bu nedenle tüm gazeteci kadınları TGS Kadın ve LGBTİ Komisyonu’nda yer almaya bekliyor, tüm emekçi kadınların 8 Mart’ını kutluyoruz" denildi.