Kabuk
Kabuğuna sığamayanların açacağı yolların izlerine düşerken sırtımızın yüklerini hafifletecek öykülere sarılmak...
Umut Dağlar
Zaman zaman kabuğumuza sığamayız. Bulunduğumuz yere, içinden geçtiğimiz ana, yanında bulunduğumuz kişilere... Zihnimiz, duygularımız hep başka bir mümkünlüğü hatırlatır bizlere. Özellikle de o minicik çocukların uçsuz bucaksız hayalleri bu mümkünlüklerin sınırsızlığı ile doludur.
Küçük salyangozumuz da kabuğuna sığamayanlardan. Öyle ki dünyanın en büyük evini istiyor, bunun hayalini kurup duruyor. Sulu bir lahananın ortasında hayal ettiği evi büyüdükçe büyüyor...
Bir gün babasıyla hayalini ve isteğini paylaştığında ise nahif bir öykü onu sarmalıyor. Hayallarini sarmaladığı öykü sona ererken yaşamın hafif tarafını keşfediyor küçük salyangoz. Dünyanın "en" büyüklerinin bazen onu mutlu etmek yerine yok edebileceğini anlıyor. Ve yollara koyuluyor. Sırtındaki minicik evine sayısız hayal, an ve mutluluk sığdırıyor...
"Dünyanın En Büyük Evi" bulunduğumuz yer-zaman ilişkisini çocuklara yalın bir dille anlatırken yanına yolculukların ve hayallerin sonsuzluğunu da iliştiriyor. İhtiyaç ve isteklerimizin sırtımıza yük yerine yolumuza iz olmasını sezdiriyor çocuklara. Kabuğunun ötesini sımsıkı kucaklayacak çocuklar için...
KÜNYE: Dünyanın En Büyük Evi, Leo Lionni, Elma Çocuk, 2019, 40 Sayfa.