Isparta'da köylülerden DSİ'ye tepki: Köylünün değil, şirketin çıkarlarını savunuyorsunuz
Isparta’nın Sütçüler ilçesinde inşa edilen ve geçtiğimiz Mayıs ayında DSİ tarafından kabulü yapılan Kasımlar Barajı ve HES projesinin mağdur ettiği köylülerle ilgili haberlerin ardından bir açıklama yapan DSİ 18. Bölge Müdürlüğü köylüyü mağdur etmedik diyerek büyük insanlık dramlarına neden olan projeyle ilgili pembe tablolar çizince köylülerden tepki geldi. Kamulaştırma kararıyla ilgili mahkemenin vereceği tahliye kararı olmadan ve yargı süreci tamamlanmadan evlerinden atılmak istendiğini dile getiren Hasan Uysal, “Baraj şirketinin ortağı gibi açıklama yapan kamu yetkilileri köylünün değil, şirketin çıkarlarını savunuyor. Burada köylüler kandırılarak tehdit ve korkutma yoluyla evleri ve arazileri ellerinden alınmış, mağdur edilmişlerdir. Biz buradayız, bu ağır mağduriyeti görmek isteyen gelsin görsün köyün ve köylünün halini” diye konuştu.
Sütçüler ilçesine bağlı Darıbükü köyünün büyük bölümünü su altında bırakacak olan Kasımlar Barajı’nın suları köyü yutmaya başlarken, suların evine ulaştığı 75 yaşındaki Ümmühan Uysal’dan mahkeme kararı olmadan yaşam alanını tahliye etmesi istendi. Yalnız yaşayan ve gidecek bir yeri olmayan yaşlı kadına yakınları destek oluyor. Ümmühan Ninenin ve onlarca köylünün yaşadığı mağduriyetle ilgili haberlerimizin ardından bir açıklama yapan DSİ 18. Bölge Müdürlüğü, projeyle ilgili bir mağduriyet yaşanmadığını öne sürerek, köylülerden isteyene ev isteyene de para verildiğini kaydetti.
‘ÜMMÜHAN NİNEYE EV VERDİK, ALMADI’
Proje için bir vatandaşın dışında kamulaştırma işlemlerinde başarı yakalandığı iddiasına yer verilen DSİ açıklamasında Ümmühan Uysal’ın ise adına yapılan evi teslim almadığı öne sürülerek bununla ilgili Mayıs 2016’da acele kamulaştırma kararı alınarak Sütçüler Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurulduğu kaydedilerek özetle şöyle denildi:
‘HALK MAĞDUR OLMASIN DİYE TÜM ÖNLEMLERİ ALDIK’
“Proje konusu faaliyetin planlamasında; yerel halkın mağdur olmaması için gerekli olan tüm önlemler alınmıştır. Proje kapsamında; Darıbükü Köyü’ne ait yerleşim birimlerinin sular altında kalması söz konusu olacaktır. Yapılan konutlar yerel dokuya uyumlu 50 m2 alan üzerine oturulan iki kattan ibaret olup alt kat 50 m2 taş duvar olarak örülmüş üst kat 50 m2 alana sahip 2 oda, salon, mutfak ve banyosu mevcuttur. Hukuki işlemler tamamlanmış olup bir eksiklik bulunmamaktadır. Bu güne kadar inşaat sahasında şirket tarafından 6 bin adet ağaç dikilmiş olup, Orman İşletme Müdürlüğü ile varılan mutabakat neticesinde önümüzdeki günlerde 10 bin adet ağaç dikilecektir.”
ÜMMÜHAN NİNENİN OĞLUNDAN DSİ’YE TEPKİ GELDİ
DSİ’nin ‘Köylüyü mağdur etmedik’ açıklamasına tepki gösteren köylülerden Hasan Uysal, “Köylü kandırılmış ve mağdur edilmiştir. Sayın yetkili ve etkililere sesleniyorum: Kasımlar Barajı için köylülerin evleri, arazileri, yaşam alanları ve tüm anıları zorla ve dayatmalarla ellerinden alınmıştır. 2012 yılında ilgili şirket tarafından yapılan baraj hakkındaki bilgilendirme toplantısında vaat edilenlerin yarısı bile yerine getirilmemiş, köylüler hor görülmüştür. Biz köylüyüz, dinimiz gereği inanmak İslamın şartlarından biri. Devletin yapacağı bir proje diye söylenenlere inandık ancak projeyi yapan şirket köylülerin inancına ve yaşam haklarına saygı duymadı” diye konuştu.
‘SİZ MAHKEMEYE VERDİNİZ, SİZE EV YOK DEDİLER’
Baraj şirketinin kendilerine ev vermediğini söyleyen Hasan Uysal, “Yaptıkları evler bizim evimizin ve arazilerimizin karşılığı değildi. Biz de hakkımızı aramak için yargıya başvurduk. Ancak şirket yetkilileri bize ‘Siz mahkemeye başvurdunuz, size ev yok’ dediler. Şimdi soruyorum: Hak aramak suç mu bu ülkede? Acele kamulaştırma zengini haklı, yoksulu haksız mı kılıyor? Bizim evimizle ilgili kamulaştırma işlemi henüz tamamlanmadı. Ancak yasal süreç bitmeden annemin yaşadığı evi tahliye etmemizi istiyorlar. Bize tahliye konusunda henüz bir mahkeme kararı ulaşmadı” dedi.
‘MAĞDURİYET YOK DİYENLER GELİP GÖRSÜN HALİMİZİ’
Baraj şirketince yapılan ancak devletin sorumluluk kabul etmediği yeni evlerle ilgili de konuşan Uysal, “Şirket köylüye 100 bin TL değerinde evler yapmış deniyor. Hani nerede bu evler? Yapılan evler yerel mimariye uygun mu, alt yapısı tamamlanmış mı biz göremiyoruz. Köylünün tapulu evi ve arazileri evi elinden alındı, yerine sadece arsa tapusu verildi. Daha üç-dört ay içinde heyelan bölgesinde yapılan evlerin duvarları çatlamaya başladı. Lağımlar taşmış, kokudan durulacak gibi değil. Her köylü kendilerine verilen evlerin sağına soluna on binlerce lira masraf ederek yeni ek yapılar inşa etmeye çalışıyor. Alt yapısı yapıldı denilen bölgede yolların girişi var çıkışı yok. Tozdan, kirlilikten ve baraj gölünün yüzeyine biriken pislikten insanlar hasta oluyor. ‘Mağduriyet yok’ diyerek şirketin ortağı gibi açıklama yapan yetkililere sesleniyorum: Halep oradaysa arşın da burada. Gelip görün köylünün içler acısı halini” diye konuştu.