Irkçılık sandığımız kadar uzak bir ülke mi?
Umut Sokağı Çocukları'nda, yolları birbirleriyle kesişen ve farklı geçmişlere, kültürlere ait bu insanların gündelik hayatlarını gözlerken, yaşama tutunma mücadelelerine de şahitlik ediyoruz...
Burcu Adıgüzel
Dedektiflik öyküleriyle öne çıkan Gülsevin Kıral, çocuk edebiyatının en sevilen yazarlarından. Günışığı Kitaplığı’ndan çıkan Umut Sokağı Çocukları ise bambaşka konusu ve kurgusu ile yazarın mutlaka okunması, okutulması gereken romanlarından biri.
Kitap, safi bir deyimle ırkçılığı tartışıyor. Çocuklar için yazılmış bir kitapta gündemin sıcak, politik bir konunun nasıl var edilebildiğini görüyoruz. Elbette çocuklara yönelik bir öykü üzerinden. Savaş sonucunda Türkiye’ye göçen Suriyeli bir ailenin İstanbul’daki yaşamına tanıklık ediyoruz.
“Sevdiklerini, yaşadıkları yerleri geride bırakıp Suriye’den İstanbul’a gelen insanlar aynı mahallede farklı kapılar ardında yaşamaktadır. Çocuklar, top oynarken kırdıkları cam yüzünden azar işitseler de, yabancı bir gazetecinin ortaya çıkması, Karabaş’ın varlığı ve Çakallar’la yapılan maçta Suriyeli Hasan sayesinde atılan goller, mahalleyi şenlendirir. Hasan’ın babası iş bulma, Berivan da kardeşinin geleceğine dair umudunu yitirmemeye çalışır…”
Yolları birbirleriyle kesişen ve farklı geçmişlere, kültürlere ait bu insanların gündelik hayatlarını gözlerken, yaşama tutunma mücadelelerine de şahitlik ediyoruz. Elbette bir arada yaşamanın mümkünlüğüne ve ön yargılardan uzaklaştıkça beliren rengine de…
Kitabın kurgusu da hayli değişik. Hikayeyi farklı karakterlerin bakış açılarından okuyoruz. Gülsevin Kıral, bunu savaş, göç gibi son derece hüzünlü konuların arasında bir umut yeşertmek nedeniyle tercih etmiş. Öykünün bu anlatım biçimiyle de umut veren bir içeriği olduğunu söylemek mümkün. Bundan sonrasının kitabın satırlarına bırakalım ve yazarın bir cümlesiyle nokta koyalım.
“Yollarımızın kesişmesine bir izin versek, çok daha kolay kaynaşabileceğiz”
KÜNYE: Umut Sokağı Çocukları, Gülsevin Kıral, Günışığı Kitaplığı, 2015, 132 Sayfa.