Hukuk tanımaz Sinpaş GYO'ya karşı nöbet başladı
Mahkeme kararını tanımayan Sinpaş GYO inşaata devam ederken, yaşam savunucuları yeniden nöbete başladı.
İleri Haber
Muğla’nın ilçesi Marmaris Kızılbük‘te mahkemenin kararına rağmen devam eden Sinpaş GYO inşaatının önünde nöbete başlayan ve bir haftada iki kez gözaltına alınan Marmaris Kent Konseyi üyeleri, polisin baskılarına rağmen yeniden nöbete başladı.
Yaşam savunucuları, Marmaris Ekolojik Mücadele Komitesi çağrısıyla Atatürk Heykeli önünde buluştu. Eylemde basın açıklamasını ise Komite adına Marmaris Kent Konseyi başkanı Ufuk Beytekin okudu.
MAHKEME KARARINI DİNLEMEYEN SİNPAŞ’I PROTESTO EDENLERE ABLUKA!
Beytekin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Marmaris Kent Konseyi ve Ekolojik Mücadele Komitesi olarak bir yılı aşkın bir süredir Sinpaş’a karşı Marmaris’in doğası ve Marmarislinin ortak çıkarı için bir çevre mücadelesi veriyoruz. Aslında bu sadece bir çevre mücadelesi olmaktan çıkıp aynı zamanda bir hukuk mücadelesine de dönüştü. Açmış olduğumuz ÇED davasını kazandık. Ruhsat davalarının da aynı şekilde lehimize sonuçlanacağını bekliyoruz.
Yangın, inşaat yasağı dinlemeyen aynı zamanda alanda dinamit kullanan, kıyılarımızı dolduran ve yol yapan, ağaçlarımızı kesip milli parkımızı talan ederek yol açan ve tüm bu kanunlara aykırı tutumları bilirkişi raporları ve mahkeme kararı ile ispatlanan Sinpaş’a kimse dur diyemiyor. Mahkeme kararı sonrası çalışmaya devam eden ve bunu çektiğimiz videolarla ispatladığımız Sinpaş, Aşıklar tepesinden kendi parseline kadar olan milli park alanını hem işgal ediyor hem de talan etmeye devam ediyor. İşin tehlikeli ve tuhaf olanı ise, Anayasamızın 23 maddesi kapsamında Marmarislinin seyahat özgürlüğünü engelleyen ve TCK’nın 262.maddesi kapsamında kendini polis, orman görevlisi, jandarma gibi kamu görevlisi yerine koyma suçu işleyen işgalci Sinpaş’ın yerine biz davacıların ve çevrecilerin ‘güvenlik tehlikesi oluşturuyorsunuz’ denilerek milli park alanına sokulmamasıdır. Soruyoruz, dünyanın neresinde kanunlar uygulansın diyenler gözaltına alınıp, güvenlik tehlikesi sayılıyor.
‘HUKUKSUZ YAPILANMA DENİZİMİZİ DE KİRLİLİKTEN YÜZÜLEMEYECEK DURUMA GETİRECEKTİR’
Marmaris’in turizm sektöründe marka olmasını sağlayan ve diğer turizm yerlerinden ayıran özelliği milli park olmasıdır. Milli park olması sebebiyle korunmuş ormanları, koyları ve temiz denizidir. Bugün yanan ormanlarımızın acısı hala içimizdeyken, kanalizasyona bağlı olmayan deniz girişindeki bu hukuksuz yapılanma denizimizi de kirlilikten yüzülemeyecek duruma getirecektir. Bugün bile yangın sonrası yaşanan sellerle kirlenen İçmeler denizinden hem turistlerin hem de işletmecilerin sık sık şikâyetleri söz konusu iken bu duruma göz yumulabilir mi? Bu kentte her şey ‘turizm’ diye görmezlikten geliniyor. Bütün hukuksuz ve kanunsuz işleri nasıl görmezden geleceğiz? Milli Parkımızın halkın girişine kapatılmasını nasıl sineye çekeceğiz? Hepimizin ortak değeri olan ormanın, denizin, kıyıların yok edilmesine ve halkın kullanımına kapatılmasına turizm diye ses çıkartmayacak mıyız? İnşaat bölgesinde kadastral yol yok, kanalizasyon, su ve elektrik altyapısı yok. Yarımadada Taşlıca’dan Hisarönü’ ne kadar hatta Aktaş’ da dahi kanalizasyon altyapısı yokken 10-15 bin hemşerimize bu imkânı sağlayamazken, Marmaris’in topladığı vergileri bir GYO’ nun projesi için mi harcayacağız? Turizm diye diye Marmaris’te yaşayanların kıyıdan denize gireceği yer kalmadı. Ailesi ve dostları ile oturup sohbet edebileceği uygun fiyatlı birkaç kafe, restoran dahi tesis edilemedi. Yerel yönetim adı üstünde yereldekinin sorununu çözmeyecekse, yerelin fikrini önemsemeyecekse ne işe yarıyor?
‘ESNAFI DA ZARARA SOKACAK’
Bir de istihdam ve esnaf kazanacak masalı var. Bu kentte turizm çalışanlarının çoğu dışarıdan sezonluk olarak gelen vatandaşlarımızdan oluşuyor. Diyelim ki birkaç çocuğumuz çalışma imkânı buldu. Sanki insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırının üstünde bir maaş ve çalışma şartları mı olacak yoksa emek sömürüsü mü? Cevabın ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Emek sömürüsünün lütuf diye sunulması ise gayri ahlaki bir durum oluşturmaktadır. Esnafın kazanmasına gelirsek, turizm sezonunda ve inşaat yasağında ağır tonajlı kamyonları ana caddeyi toz toprak içinde bırakacak şekilde geçiren şirket mi esnafı düşünüyor mu gerçekten? Turgut’taki Angels Peninsula’nın Turgut’a faydasının olmadığı gibi buranında İçmeler’e bir faydası olmayacak. Aksine içeride yapılması planlanan tesislerin kullanımı için dışarıdan girişlere izni verildiğinde gelen misafirler oradaki kafe, plaj, Aquapark, restoran ve AVM’ yi tercih edeceğinden esnafa zararı da olacaktır.”