Hani biz iftiracıydık? Edirne Fen Lisesi’nde ‘namus mesafesi’ itirafı…
"Sözün özü, soruşturmada bize yöneltilen 'iftira' suçlaması bizzat suçlayan tarafından resmi kayıtlara da geçecek şekilde yalanlanmıştır. Haberimizin arkasındayız. 'İftira' suçlaması, bundan sonra sahibinin suçudur. Ve bu 'yöntem'in bize hatırlattığı şeyler ise pek hayırhah değildir…"
Tugay Candan - @TugayCandann
Mail: tugaycandan@ilerihaber.org
İleri Haber’de 7 Temmuz 2020 tarihinde “Fen lisesine yandaş Eğitim-Bir-Sen kuşatması: ‘Namus mesafesi’, darp, ‘din sohbetleri’…” başlıklı haberimizde Edirne Süleyman Demirel Fen Lisesi’nde yandaş Eğitim-Bir-Sen’in kadrolaşmasıyla öğrencilere yönelik gerici baskıların arttığı, kız ve erkek öğrenciler arasındaki en ufak temasın “namus mesafesi” gibi gerekçelerle yaptırım sebebi sayıldığı, tepki gösteren öğrencilerin ise mimlendiğini söylemiştik. Haberde, bu öğrencilerden birinin, müdür yardımcısının eşi ve aynı zamanda Eğitim-Bir-Sen Edirne Şube Başkan Yardımcısı olan Matematik Öğretmeni Murat Olgun tarafından darp edildiğini belirtmiştik.
Öğrencinin Murat Olgun’dan şikayetçi olması sonrası yürütülen soruşturma tamamlanmış ve Olgun hakkında “kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kasten yaralama” suçlamasıyla dava açılmıştı. Dün görülen davada ise tanık olarak dinlenilen Okul Müdürü Fatma Dalgıç, “Olaydan yaklaşık 1 hafta kadar önce ……’nın bir kız arkadaşı ile çok yakın mesafede oturduğunu görünce sınıf öğretmeni ve rehber öğretmeni ile görüştüm. Kurallara uyması konusunda velisi ile de görüştüm” sözleriyle haberimizi doğruladı.
[ih2]
BİR HATIRLATMA
[ih3]
Edirne 6. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın 3. duruşması dün (15 Mart) görüldü. Duruşmaya geçmeden önce bir hatırlatma yapalım; “Fen lisesine yandaş Eğitim-Bir-Sen kuşatması: ‘Namus mesafesi’, darp, ‘din sohbetleri’… başlıklı haberle ilgili Okul Müdürü Fatma Dalgıç’ın suç duyurusuyla hakkımda soruşturma başlatılmıştı. Dalgıç, suç duyurusunda haberde yer alan iddiaların gerçeği yansıtmadığını, okul yönetimi ve üyesi olduğu Eğitim-Bir-Sen’i karalama amacı güttüğünü öne sürerek, bana “iftiracılık” suçlamasını yöneltmişti.
Bizim “iftira” haberimizde yer alan iddialardan biri, müdürün okulda sık sık “Kızlar ve erkekler 35 cm’den daha yakın olamaz. 35 cm namus mesafesidir” sözleriyle gerçekleşen uygulamalar ve yaşananlara tepki gösteren öğrencilerin de mimlenip, okulda her hareketlerinin titizlikle takip edilmesiydi.
Bu konuda bir öğrenci, kız arkadaşıyla karşılıklı yemek yediği için Müdür Fatma Dalgıç tarafından hakkında dilekçe yazıldığını ve ardından ailesinin aranarak, durumun kriminalize edilmeye çalışıldığını söylüyordu.
Fatma Dalgıç’ın eşi Eğitim-Bir-Sen Edirne Şube Başkanı olan eşi Erdinç Dalgıç da haberimizin ardından 12 Temmuz’da iddiaya ilişkin şu açıklamayı yapmıştı:
“Okulda ne idareciler ne de öğretmenler arasında böyle bir mesafe algısı vardır ve bu mesafeye uymayanların yaptırıma uğraması diye bir şey yoktur. Yaptırıma uğrayan herhangi bir öğrenci de bulunmamaktadır.
Öğrenciler istedikleri arkadaşlarıyla yan yana oturup sohbet etmekte, birlikte ders çalışmakta, alışverişe çıkmakta, spor yapmakta vb. faaliyetlerle vakit geçirmektedir. Öğrenciler arasında cinsiyetçi bir yaklaşım da bulunmamaktadır.
Okulda öğrencilerin diğer ortaöğretim öğrencileri gibi uymaları gereken ve kendilerinden beklenen davranışlar ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde açıkça belirtilmiştir. Okulda öğrencilerin sınıflarda oturma planları da karma uygulamaya göre düzenlenmiştir, öğrencilerin kiminle arkadaşlık edeceğine ilişkin herhangi bir kural veya kız erkek arkadaşlığını engelleyici bir tutum da sergilenmemektedir. İddia edilen mesafe Covid-19 salgınının ülkemizde yeni yaygınlaştığı dönemde hijyen ve sosyal mesafeye dikkat edilmesi konusu ile ilgili okul müdürünün açıklamalarının bilinçli olarak çarpıtılması sonucu elde edilmiştir. Şu an geldiğimiz noktada kişiler arasında bulunması gereken sosyal mesafe bilim insanları tarafından 1,5 metre olarak tanımlanmaktadır. Bu mesafe sağlık için gereklidir ve bütün kişiler tarafından uyulması gereklidir.”
HIRSIZ YAVUZ OLUNCA…
Bu açıklamaya ilişkin tek söyleyeceğimiz şey, bilinçli bir çarpıtmanın bizzat Erdinç Dalgıç tarafından yapılmış olmasıdır. Çünkü okulda yaşanan hadiseler salgının ülkeye girişinden çok daha önce başlamış ve cereyan ettiği dönemde henüz salgın tedbirlerine geçilmemiştir. Kaldı ki bu tedbirler salgının ülkeye girişinden sonra bile bir süre tam anlaşılmamış ve sık görülmemiştir.
Dalgıç açıklamasında diğer iddialara da ‘yanıtlar’ üretmiş ve günümüz yavuz hırsızlarının sık sık kullandığı “FETÖ’vari yöntemleri kullanmak” gibi mesnetsiz suçlamalara da yer vermiştir.
ASIL KONU: HABERİMİZ DOĞRULANDI
Üzerinde bile durmaya gerek duymadığımızı belirterek geçelim ve gelelim asıl konumuza…
“Öğrenciye darp” iddiasıyla Murat Olgun’a açılan davanın 3. duruşması dün Edirne 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmada tanıklar dinlenildi ve “eksiklerin giderilmesi” için duruşma 19 Nisan’a ertelendi.
Duruşmada sanık Murat Olgun’un tanıklarından biri de Fatma Dalgıç’tı. Mahkemeye tanık olarak ifade veren Okul Müdürü Fatma Dalgıç, mahkeme tutanaklarına da geçen şu sözleri sarf etti:
“…Olaydan yaklaşık 1 hafta kadar önce ……’nın bir kız arkadaşı ile çok yakın mesafede oturduğunu görünce sınıf öğretmeni ve rehber öğretmeni ile görüştüm. Kurallara uyması konusunda velisi ile de görüştüm. …… bundan haberi olunca o gün içinde benim odama gelerek masama doğru yürüdü…”
Bu sözler, bizim “iftira” haberimizi bizzat sahibinin ağzından doğrularken, hem Erdinç Dalgıç’ı, hem de haberimizle ilgili açılan soruşturmadaki suçlamaları sahibi tarafından yalanladı.
YÖNETMELİK NE DİYOR?
Şunu da belirtmek isteriz, Fatma Dalgıç’ın ifadesinde bahsettiği kurallar, yönetmelikte1 şöyle geçiyor:
"s)(Ek:RG-1/7/2015-29403) Öğrencilerin yanlış algı oluşturabilecek tutum ve davranışlardan kaçınmaları, genel ahlak ve adaba uygun davranmaları…"
Fatma Dalgıç öğrencilerin birbirine yakın oturmasını “yanlış algı oluşturabilecek tutum ve davranış" olarak mı görüyor? Ya da “genel ahlak ve adaba aykırı” mı buluyor?
Bilemeyiz… Ancak temennimiz böyle olmamasıdır. Keza bahsettiğimiz kişi bir fen lisesi müdürü, yani eğitim amiridir.
BU NE ‘YÖNTEM’İ?
Sözün özü, soruşturmada bize yöneltilen “iftira” suçlaması bizzat suçlayan tarafından resmi kayıtlara da geçecek şekilde yalanlanmıştır. Haberimizin arkasındayız.
“İftira” suçlaması, bundan sonra sahibinin suçudur. Ve bu “yöntem”in bize hatırlattığı şeyler ise pek hayırhah değildir…
------------------------------------------------------
1 https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=18812&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5