Gökten düşmeden gökkuşağına asılmak
Çocuk olmanın hayata düşen tarafı 9 farklı öyküyle dizilirken satırlara arkadaşlığa, aşka, hüzne, ayrılığa ve en önemlisi bu yaşamın çocukluğuna dokunmanın umutlu tarafıyla sarmalanıyoruz. Çocukluğun her türlü halinden yaşamın ucuna uzanan yolculuklar…
Umut Dağlar
Çocukluk neşeli, düşüp kalkılan, umutlu, bazen olabildiğince kırılgan ve çok uzun bir yolculuk. Çocuklar yaşam öykülerine dair ilk zamanlarını yaşarken birçok şeyden etkileniyorlar. Önceleri de çok defa belirttiğimiz gibi, onların hayal dünyalarını genişletecek, duygularına dokunacak, birçok evrensel değeri onların dünyasına sokacak ve adeta onları sarıp sarmalayacak kitaplarla tanıştırmak başta ebeveynler olmak üzere bütün yetişkinlerin görevlerinden bir tanesi.
Gürsen Özden’in kaleminden çıkarak Günışığı Kitaplığında yerini alan “Lokumlu Masa” ise çocukların hayatlarına renkli parantezler açıyor. Satırları dizilen 9 farklı öykü, çocukların dünyalarına dair adeta “Bak buradayız, sen de buradasın, biz birlikteyiz!” diyor çocuklara. Onların yaşadıkları veya yaşayabilecekleri her türlü duyguyu sıralarken yanı başından umudu eksik etmiyor. Tüm bu öykülerin farklı farklı mesajları olsa da bütünleştikleri nokta hayatın ve hayata dair her anın bizlere ait olduğu. Öyküler bu gerçekliğin üstüne basarak çıkarıyor çocukları merdivenlerinden kahramanların o büyülü dünyasına ve hayallerin renkli yuvasına ulaştırıyor onları.
“Lokumlu Masa”, özellikle -elbette- çocuklara hitap etmekle birlikte yetişkinlerin dahi sayfalarında gezinirken anılarını o gizli odalarından çıkaracak öykülerden oluşuyor. Hemen hemen herkesin yollarından geçip bugünlere geldiği yolları tekrar adımlatıyor yetişkinlere de. Okurken bazen hüzünlerin o yuvarlak gülümsemesini yerleştiriyor yüzlerimize, bazen de olağanca gürültüsüyle şakırdayan o telefonun yanında buluveriyoruz kendimizi.
Yaşanmışlıkların çeşitliliğinden duygulara yansıyanlar, tepkiler, umutlar, hayaller, inanmışlıklar ve vazgeçilmişlikler… Yani yaşama dair her şey, okudukça o lokumların sıralandığı masanın etrafında birleştiriveriyor çocukları. Hüzünlü anın birinde kocaman bir kahkahayı da koyuveriyor o masanın tam ortasına, büyüme sancılarını doludizgin hissederken yetişkin olmanın “zaman” ile bir ilgisi olup olmadığını sorgulatıyor, oyunların bazen öğretildiğinden farklı akmasının daha neşe dolu olduğunu gösteriyor.
“Lokumlu Masa” çocukluğun en hüzünlü, kırılgan yanlarını bisküvilerin arasına koyulan lokumlar gibi tatlı, sıcak ve neşeli anlara sarıyor. Çocukları sarıp sarmalarken en çok da umudun o bıkmadan gülümseyen yüzünü gösteriyor çocuklara…
KÜNYE: Lokumlu Masa, Gürsen Özen, Günışığı Kitaplığı, 2020, 144 Sayfa.