Gazetecilerin duruşmasına çağrı: Gazetecilik bu değilse ne!
RedHack’in sızdırdığı damat Berat Albayrak’a ait e-postaları haberleştirdikleri için tutulanan gazetecilerin ilk duruşması 24 Ekim’de görülecek.
RedHack’in sızdırdığı Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait e-postaları haber yaptıkları gerekçesiyle tutuklu yargılanan Diken eski editörü Tunca Öğreten, KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Haber Müdürü Ömer Çelik ve BirGün gazetesi çalışan Mahir Kanaat 24 Ekim’de hakim karşısına çıkacak.
Ben Gazeteciyim İnisiyatifi, "Gazetecilik Bu Değilse Ne" başlıklı açıklama yaparak, duruşmaya katılım çağrısı yaptı.
Gazeteciler, 25 Aralık’ta sabah saatlerinde evlerine yapılan operasyonda gözaltına alınarak 24 gün boyunca özgürlüklerinden mahrum bırakılmıştı. Gözaltı sürecinin ardından ETHA Sorumlu Haber Müdürü Derya Okatan, kapatılan DİHA muhabiri Metin Yoksu ve Yolculuk Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Eray Sargın adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken Çelik, Kanaat ve Öğreten Silivri Cezaevi’ne gönderildiler.
Açıklama şöyle:
Gazetecilik bu değilse ne!
“Üçü tutuklu altı gazetecinin, Bakan Berat Albayrak’ın e-mailleriyle ilgili yargılandığı davanın ilk duruşması 24 Ekim’de Çağlayan’da görülecek.
Gazeteciler Tunca Öğreten, Ömer Çelik ve gazete çalışanı Mahir Kanaat, geçen yıl 25 Aralık’ta sabaha karşı evlerine yapılan bir polis baskınıyla gözaltına alındılar. Operasyon, Enerji Bakanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın e-postalarının RedHack tarafından ele geçirilmesi ve yayılması soruşturması kapsamındaydı.
24 günlük gözaltı sürecinden sonra, aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan diğer üç gazeteci Derya Okatan, Metin Yoksu ve Eray Sargın adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken Çelik, Kanaat ve Öğreten Silivri Cezaevi’ne gönderildiler.
RedHack, eylül ayında e-postaları yayımlamış, ayrıca bazı gazetecileri, onlara sormadan, Twitter’da bir DM grubuna eklemişti. Albayrak’ın e-postaları sosyal medyada dolaşırken, gazeteciler kamu yararına haber yapmışlardı.
Kişisel e-posta hesabı ‘duruma göre devlet sırrı’
Bu gazetecilerden Tunca Öğreten, o dönemde editör olarak çalıştığı Diken’de, Albayrak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin petrolünü taşıyan PowerTrans şirketinde söz sahibi olduğunu ortaya koyan mesajlaşmaları haberleştirdi. Daha önce, hükümetin PowerTrans’a imtiyaz sağladığı ve Albayrak’ın bu şirketle ilişkili olduğu iddia edilmiş ancak bu iddialar yalanlanmıştı.
Tutuklama kararından yedi ay sonra, temmuz ayında açıklanan iddianamede, Albayrak’ın kişisel e-posta (Gmail, Yahoo ve iCloud) hesaplarında ‘duruma göre devlet sırrı niteliğinde de olabilecek bilgiler’ olduğu ve bu bilgilerin manipüle edilerek Albayrak ve onun şahsında hükümeti yıpratmak amacıyla yayımlandığı iddia ediliyor. Ancak hangi bilginin ne şekilde değiştirildiğinden bahsedilmiyor, sadece, ‘milli enerji politikasının başarısızlığa uğraması için olumsuz algı oluşturulduğu’ gibi suçlamalar yer alıyor.
Öğreten, savunmasında ‘Haber kupürü dışında DHKP-C üyesi dahi görmedim’ demiş olsa da, RedHack’in bu örgütle ilişkili olduğu, Öğreten’inse ‘üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği’ iddia ediliyor. Öğreten, aynı zamanda FETÖ/PDY adına suç işlemiş olmakla da suçlanıyor. Buna gösterilen tek kanıt, KHK ile kapatılan Taraf gazetesinde çalışmış olması. Halbuki Öğreten, bu olaylardan yaklaşık iki yıl önce Taraf’tan ayrılmıştı.
BirGün çalışanına FETÖ suçlaması
BirGün gazetesi çalışanı Mahir Kanaat’le ilgili olarak ise, Twitter’da RedHack hesaplarını takip etmesi bir delil olarak sunuluyor, ancak Albayrak’ın e-postalarını haberleştirmiş olmakla ilgili herhangi bir suçlama yok. Fakat herkesin internetten indirebileceği 17-25 Aralık fezlekelerinin orijinallerinin telefonunda bulunduğu iddia edilerek, FETÖ üyesi olmakla suçlanıyor. BirGün’ün, Gülen aleyhine yıllardır en sert yayın yapan gazetelerden biri olduğu bilinmesine rağmen.
Ortaya karışık örgüt
İddianamede ele alınan dönemde, Dicle Haber Ajansı’nda (DİHA) haber müdürü olan Ömer Çelik, çoğunluğu haber paylaşımı olan tweetleri nedeniyle ‘terör örgütü propagandası’ yapmakla suçlanıyor. Bir KHK ile kapatılan DİHA’da çalışması da delil olarak gösteriliyor.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınıp sonra serbest bırakılan diğer üç gazeteci de örgüt propagandasıyla suçlanıyorlar. Derya Okatan ve Eray Sargın, sorumlu yazı işleri müdürü oldukları basın kuruluşlarının Twitter’daki haber paylaşımları nedeniyle yargılanıyor. Metin Yoksu için delil olarak sunulan tweetlerin çoğunluğunu da haber paylaşımları oluşturuyor. Böylece, RedHack soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazetecilere, bu konuda haber yapmamış dahi olsalar, FETÖ’den MLKP’ye kadar farklı örgütlerle bağlantıları olduğu iddia edilerek ‘ortaya karışık suçlama’ yöneltiliyor.
İddianamede adları geçen gazetecilerin tamamı ayrıca, ‘bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirmek’le suçlanıyor. Ancak neyi engellemişler, hangi verileri nasıl değiştirmişler, bu konularda iddianamede tek kelime yok.
Deniz Yücel’in dosyası ayrıldı
Aynı soruşturma kapsamında 27 Şubat’ta tutuklanan Alman Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’e sorgusunda RedHack haberiyle ilgili soru sorulmamış, ancak Kürtlerle ilgili haberleri nedeniyle ‘örgüt propagandası’ suçlamasıyla cezaevine gönderilmişti. Herhangi bir neden belirtilmeden dosyası bu soruşturmadan ayrılan Yücel hakkında henüz bir iddianame de yazılmadı. Yücel 226 gündür tek kişilik hücrede tutuluyor.
İlk duruşma 24 Ekim
İddianamede yer alan tüm bu çelişkilere rağmen, Mahir Kanaat, Ömer Çelik ve Tunca Öğreten böyle bir dosya kapsamında 267 gündür tutuklu. Her hafta başka bir gazeteci davasının görüldüğü Türkiye’de, 24 Ekim’de ilk kez hâkim karşısına çıkacaklar. Tutuksuz olanlarla birlikte toplam altı meslektaşımız yargılanacak.
Haber alma ve verme hakkına sahip çıkan herkesi 24 Ekim’de saat 11.00’de, Çağlayan Adliyesi’nde, meslektaşlarımızın yanında olmaya çağırıyoruz.”