Gazetecilere deprem baskısı: ‘Rutine dönün’
CHP’li Çakırözer, iktidarın gazetecilere depremde uyguladığı baskıyı rapor haline getirdi.
CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in Meclis kürsüsünden kamuoyu ile paylaştığı şubat ayı Basın Özgürlüğü Raporu'na ‘basın emekçilerine deprem baskısı’ damga vururken, deprem bölgelerinden yayın yapan 20’den fazla gazeteci engellendi, gazeteciler hakkında soruşturmalar açıldı.
Deprem döneminde hem bölgede haber yapan gazetecilere, hem de televizyon kanallarına yönelik sansür, baskı ve engellemeler de arttı. CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, deprem bölgelerinde gazetecilere yönelik baskı ve engellemeler ile televizyon kanallarına ve sosyal medyaya sansürü TBMM gündemine taşıyarak, “Ülkenin gündemi depremken, iktidar basını sansürlemenin peşine düştü. Gazetecilerin kalemi, kamerası, deklanşörü o bölgede olmazsa gerçekler bilinmez. Yanlışlar, hatalar, ihmaller düzelmez. Sansürle, yasakla, karartmayla biz bu depremin yaralarını saramayız” dedi.
Çakırözer’in Meclis kürsüsünden kamuoyu ile paylaştığı Şubat ayı Basın Özgürlüğü Raporu’na ‘basın emekçilerine deprem baskısı’ damga vururken, deprem bölgelerinden yayın yapan 20’den fazla gazeteci engellendi, gazeteciler hakkında soruşturmalar açıldı. İktidar daha arama kurtarma çalışmaları tamamlanmadan televizyon kanallarına ‘normale dönün, depremzedeleri yayına almayın’ talimatı verdi. Halk TV, TELE 1 ve Fox TV’ye 7 milyon lirayı bulan deprem cezası kesildi. TELE 1 kanalı 3 gün karartıldı, Twitter, TikTok’a erişim engellendi.
DEPREMİN İLK GÜNÜNDE GAZETECİLER HEDEF ALINDI!
Çakırözer’in TBMM kürsüsünden kamuoyu ile paylaştığı şubat ayı basın özgürlüğü raporu ile deprem bölgelerinde gazetecilere uygulanan sansür, baskı ve engellemeleri şöyle:
“Deprem bölgesinde 26 basın emekçisi yaşamını yitirdi. Bu büyük felaket karşısında iki gün boyunca hareketsiz kalarak kayıpların artmasında sorumlu olan iktidar, ilk günden itibaren kalkıp 85 milyonunun gerçeklerden haberdar olması için çalışan gazetecileri hedef aldı.
Gerçek habere, bilgiye her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz bu süreçte gazetecilerin ödülü yine sansür, tehdit ve yasaklar oldu. On binlerce yurttaşımız enkaz altında kurtarılmayı beklerken o bölgeden kesintisiz yayın yapan bir televizyon kanalı tam üç gün karartıldı. Böyle bir zamanda sırası mıydı TELE 1’i kapatmanın?
KANALLARA 7 MİLYON LİRA DEPREM YAYINI CEZASI
Cumhurbaşkanı bile iki günlük gecikmeyi itiraf ederek af diliyor ama o gecikme nedeniyle yaşanan can kayıplarını eleştiren kanallara en ağır cezaları vermekten geri durmadınız. Halk TV, Fox TV ve Tele1’e 7 milyon lira para ve yayın durdurma cezaları kestiniz. Şimdi bir özür bile dilemeyecek misiniz o kanallardan? Soğuktan donarken ‘Çadır yok’ diye feryat edenlerin sesini duyuran kanallara ceza yağdırırken diğer taraftan dağıtmadığınız ama stok yapıp sattığınız çadırlar için ‘Kileri de varmış, antresi de varmış.’ diye yaptırdığınız reklam haberlerinizden biz utandık, sizin hiç mi yüzünüz kızarmıyor?
20’DEN FAZLA GAZETECİ ENGELLENDİ, GÖZALTINA ALINDI
İhmalleriniz nedeniyle bölgeden yükselen tepkiler duyulmasın diye basını sansürlendiz! 20’den fazla gazeteciyi gözaltı ve engellemelerle haber yapmaktan alıkonuldu. Fatih Altaylı, Enver Aysever, Merdan Yanardağ, Seyhan Avşar, Mir Ali Koçer’i soruşturmalarla susturmak istendiler.
250 yurttaşımıza mezar olan Ebrar Sitesi önünde Maraş Belediye Başkanına soru soran Fox TV muhabiri Gülşah İnce; Maraş’ta T24’ten Gökçer Tahincioğlu, Malatya’da Halk TV’den Ferit Demir, Hatay’da Anıl Olcan; Diyarbakır’da Ahmet Kanbal, Adıyaman’da Rabia Çetin korumalarla, güvenlik güçlerince engellendiler.
Adana’da hastanede çekim yapan Evrensel muhabiri Volkan Pekal’ı, Urfa Birecik’te yıkılan binayı çeken gazeteciler Mahmut Altıntaş ve Sema Çağlak’ı gözaltına alındı.
OHAL BASKIYI ARTTIRDI
Enkaz başında haber takibindeki onlarca gazeteciyi OHAL gerekçesiyle engellendi. Deprem yardımlarını haberleştiren Deutsche Welle muhabiri Alican Uludağ’ı troller tarafından hedef gösterilip, ajanlıkla suçlandı.
Böyle bir felakette dahi hedefte gazeteciler vardı. İçişleri Bakanı koordinasyonun yetersizliğini haberleştiren yayın kuruluşlarını hedef alırken küçük ortağı da zamanını gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunmak için harcadı.
Deprem bölgesiyle de kalmadı, üniversitelerde uzaktan eğitim kararını protesto eden öğrenciler ve onlara yönelik orantısız polis müdahalelerini görüntüleyen gazeteciler engellendi.
TELEVİZYONLARA ‘RUTİNE DÖNÜN’ TALİMATI
Basını engellemekle yetinilmedi! Bölgede artçı depremler sürerken daha arama kurtarma çalışmaları bitmemişken hiç utanmadan televizyonlara ‘Aman rutine dönün, depremzedeleri konuşturmayın.’ diye talimat verildi. Enkaz altındaki yüzbinlerce depremzede sosyal medya aracılığıyla yardım çığlığı atarken, siz onlara arama kurtarma ekibi göndereceğiniz yerde seslerini kısmanın derdine düştünüz. Twitter’ı TikTok’u saatlerce, hukuksuzca ve vicdansızca sansürlediniz. Eleştirilere katlanamadığınız için gerekçe dahi göstermeden Ekşi Sözlük’ü kararttınız.
340 HABER VE SİTEYE ERİŞİM ENGELLENDİ
Tam 340 haber ve internet sitesine erişimi engellediniz. Ülkenin tek gündemi dayanışmayken sizin önceliğiniz sansür oldu, baskı oldu.
Şu en kısa ayda 31 gazeteci, hâkim karşısına çıktı. Diyarbakır’da, Ankara’da davalarda 25 gazeteci hâlâ tutuklu. Metin Uca ifadesi yüzünden gözaltına alındı, Emin Çapa 2 tweet’i nedeniyle ifadeye çağrıldı. Biz anbean ekran karşısında haber beklerken sırası mıydı gazetecilerle uğraşmanın, soruyorum sizlere.”