Eksilmeyenin ve boşlukların ardından: Kızılkanat
“Bir öyküyü yalnızca sonuna göre değerlendirirsen kalanına haksızlık etmiş olursun.”
Umut Dağlar
Ölüm, üstüne konuşması zor olan konulardan. Özellikle çocuklara ölümü anlatabilmek, doğru bir şekilde meseleyi aktarabilmek bir hayli zordur. Ve elbette ölüm üzerine yazabilmek de. Çünkü çoğu zaman harfler yan yana gelirken zorlanır, sözcükler takılamaz birbiri ardına, cümleler asılı kalır kalemlerde. Fakat ölüm yaşam kadar gerçek, yaşamın tam içinde ve hatta her anında. Bu sebeple de yetişkinler kadar çocukların da her anında. Ölüm üzerine konuşabilmek, içinde bulunulan durumu tarifleyebilmek ve duygularını en sağlıklı biçimde yaşamaları için onlara güvenli bir zemin hazırlamak gerekiyor. Bunu çocuklar en gerçek ve acı biçimde deneyimleyerek öğrenebiliyorlar ya da kitaplar yoluyla ölümle tanışıyorlar.
“Kızılkanat”, yaşamın eksilen tarafını anlatıyor çocuklara. Ölümün acısını tam da içinde hissederken Kızılkanat, hiç büyümemenin ve adeta bir kertenkele gibi sadece taşlara yatıp güneşin ışığını teninde duyacağı bir yaşamı düşlüyor. Kuyruğu kopsa bile eksilmeden yaşamına devam edeceği, boşluklarının hiç olmadığı ve acıların hiç yaşanmadığı zamanları… Fakat zaman geçiyor, çocuklar büyüyor. Büyümekle birlikte eksiliyorlar.
Tek bir yer hariç: Güngeçmez Ormanı’nda… Güngeçmez Ormanı’nda çocuklar hiç büyümüyor. Acılar hiç yaşanmıyor ve asla eksilmiyorlar. Beyaz Benekli Küçük Mavi Kuş’un peşine takılan çocuklar ormana geldiklerinde zamanın akmadığı bir yere adım atıyorlar. Kızılkanat da Beyaz Benekli Küçük Mavi Kuş’un peşine takılanlardan. Dedesinin ölümünden sonra çektiği acı onu bu ormana getiriyor. Hiç acı çekmemenin ve hiç büyümemenin yollarını arıyor bir kuşun peşinde ve bir ormanın derinliklerinde.
Güngeçmez Ormanı’nda günler asla geçmezken kurduğu yeni arkadaşlıklar ve ismiyle birlikte eksiksiz yaşamaya başlıyor Kızılkanat. Adeta bir Kertenkele gibi! Zaten bu yüzden de ormanda ona Kertenkele diyorlar. Burada isimleri çocuklar seçiyor, çocuklar kendi seçtikleri isimleriyle ve kendi gölgeleriyle eksilmiyorlar…
Verda Anıl Sönmez, ölümün acı tarafını çocuklara masalsı bir biçimde anlatırken sözcüklerin arasına gizledikleriyle umudun bir parçasını koyuyor çocukların heybelerine. Çünkü Kızılkanat’ın dedesi bir yerlerden sesleniyor acının tam da orta yerinde:
“Bir öyküyü yalnızca sonuna göre değerlendirirsen kalanına haksızlık etmiş olursun.” diye. Acı duymanın, yasın, kayıpların içinden yaşamın umutlu tarafını yerleştiriyor usul usul. Ölüm ve yaşamı birbirinin karşısına koymadan ikisini birlikte sarmalatıyor çocuklara. Eksilmenin devam etmek önünde bir engel olmadığını sezdiriyor onlara. Ve elbette öykülerin sadece görünenden ibaret olmadığını…
Kızılkanat, ölümün ardından yaşamın yüceliğine dair bir sarmalanma hikayesi… Büyüdükçe eksilen, eksildikçe yaşayacak olanlara…
KÜNYE: Kızılkanat, Verda Anıl Sönmez, Kırmızı Kedi, 2021, 88 Sayfa.