DİSK Basın İş duyurdu: Artı TV ve Artı Gerçek’te gazeteci kıyımı!
Artı TV ve Artı Gerçek'te "sözleşme feshi" gerekçesiyle 50'den fazla kişinin işsiz kalacağını duyuran DİSK Basın-İş, Artı yönetimini işçi ve sendika düşmanı tutumdan vazgeçmeye çağırdı.
İleri Haber
DİSK Basın-İş, toplu iş sözleşmesi (TİS) yetkisi olmamasına rağmen geçen günlerde protokol imzalamayı başardığı Artı TV ve Artı Gerçek’te, protokol sürecinde öne çıkan gazeteci ve işçiler için bir ''cezalandırma'' sürecinin başlatıldığını duyurdu. Yapılan açıklamada doğrudan Artı TV yönetimine seslenen sendika, bir işçi kıyımının yaşandığını ve 50’den fazla kişinin, “sözleşme feshi” gerekçesiyle işsiz kalacağını bildirdi.
Sendika Yönetim Kurulu'nun, işçi kıyımını ''4 yıldır zamsız çalıştırılan, mobbing ve baskı ortamında işini yapmaya zorlanan, itiraz hakkı istifa baskısı ile elinden alınan ve tüm bunlara karşı sendikalaşma hakkını kullanan basın emekçilerine Demirören vari bir yanıttır'' şeklinde değerlendirdiği açıklamanın tamamı şu şekilde:
Sözümüz bu kez net...
Doğrudan Artı TV yönetimine; Celal Başlangıç, Ragıp Duran, Ayşe Yıldırım, Kenan Azizoğlu, Emin Arslan, Dilhun Gençdal ve Fatih Yapıcı’ya...
Değersizleştirme, mobbing ve zamsız geçen 4 yıl... Bütün bunlar bıçağın kemikte olduğu bir vakitte iş bırakma eylemiyle ‘dolaylı’ dile getirildi.
DİSK Basın-İş’in de devrede olduğu hak arayışı sürecinde, Artı TV’nin ‘sessizlerin, ezilenlerin, kadınların, halkların, işçilerin, LGBTİ+’ların” sesi olduğu gerçeğinin yarattığı DEĞER’e saygı duyarak müzakerelerle PROTOKOL imzalatmayı başardık.
İmza atılmasını yönetimin ‘iyi niyeti’ olarak okuduk.
Meğer büyük bir yanılgıymış!
‘Hak’ arayışında öne çıkanlar teker teker işten çıkarılmaya başlandı çeşitli bahanelerle... Daha PROTOKOL’ün ruhu ARTI’da dolaşmaya başlamamıştı bile...
Son olarak da DİSK-Basın İş işyeri temsilcisi arkadaşımız Cenk Kolçak ‘hiyerarşiyi gözetmeme’ bahanesiyle ücretsiz izne çıkarıldı.
Bu yönetim anlayışı için bu ‘kefaretin’ yetmeyeceği açıktı. İşten çıkarmalara karşı tutum belirlemeye çalışırken, Artı yönetimi akıl almaz bir kararla hukuki ve fiili mücadeleye hazırlanan sendikamıza söz konusu şirketlerle sözleşmesini feshettiğini deklare etti.
Bu karar, şirketlerde çalışan herkesin İŞSİZ kalması demek!
Bu karar, hak arayan, haksızlığa sessiz kalmayan basın emekçilerini açlıkla, işsizlikle cezalandırmak demek!
Bu karar, 4 yıldır zamsız çalıştırılan, mobbing ve baskı ortamında işini yapmaya zorlanan, itiraz hakkı istifa baskısı ile elinden alınan ve tüm bunlara karşı sendikalaşma hakkını kullanan basın emekçilerine DEMİRÖREN vari bir yanıttır.
İspiyon, jurnalleme, dedikodu mekanizmalarıyla karar veren yönetimin kararını TANIMIYORUZ
Yönetimin ‘iyi niyeti’ olarak da kamuoyuna duyurduğumuz PROTOKOL’e aykırı davranışını çalışanların, sendikanın ve kamuoyunun aklıyla ALAY ETME olarak görüyoruz.
Artı yönetimi, imzaladığı sözleşmeyi yok saydı!
Israrla “Burası patronsuz işyeri” beyanlarının YALAN olduğunu kendileri açık etti!
Son 1 ayda neler oldu?
4 Mart’ta protokol imzalandı.
Protokol öncesi ve sonrası “hiyerarşiye uymamak” veya ‘üslubunuz sorunlu” gibi muğlak gerekçelerle
7 kişi ya istifaya zorlandı ya da işten çıkarmanın pandemi dilinde “ücretsiz/ücretli izne” çıkarıldı.
Şimdi ise ‘sözleşme feshi’ ile 50’den fazla çalışan işsiz kalacak.
Dile kolay, 50’den fazla hayat, Artı yönetiminin ‘KARARI’ ile alt üst olacak!
Gerekçe ‘küçülme’, ‘parasızlık’, ‘pandemi’ vs olacak.
Buna inanmamız için tek bir neden gösterebilirler mi?
Artı yönetimini işçi düşmanı, sendika düşmanı bu tutumdan vazgeçmeye çağırıyoruz.
Artı Tv’de program yapan, Artı Gerçek’te yazı yazan tüm gazeteci, yazar ve aydınları, okurları, izleyicileri ve tüm kamuoyunu bu kitlesel emek kıyımına karşı dayanışmaya çağırıyoruz.