Dikkat: Taksiler ses ve görüntü kaydedecek!
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün genelgesi kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait ‘iTaksi’ uygulaması ile taksiler ses ve görüntü kaydı almaya başlayacak. Hukukçular uygulamaya özel hayatın gizliliğine aykırı olduğu gerekçesiyle tepki gösterdi.
İstanbul’da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı ‘iTaksi’ uygulaması ile taksilerde Ağustos ayından itibaren ses ve görüntü kaydı alınmaya başlanacak. 17 bin 395 taksinin bulunduğu İstanbul’da, belediyenin ‘Bitaksi’ ve ‘Uber taksi’ gibi uygulamalara rakip olarak tanıttığı iTaksi’nin güvenlik önlemi özel hayata ilişkin hukuksal bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
SES VE GÖRÜNTÜ ÖZEL HAYATIN İHLALİDİR
Taksilerde ses ve görüntü alınmasının özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini belirten avukat Uğur Poyraz, “Bir kimsenin sesi ve görüntüsü onun özel hayatı kapsamında olup kişilik hakları gereğince koruma altındadır. Kanunun açıkça belirttiği üzere bir kimsenin rızası bulunmaksızın özel hayatına yapılan müdahale hukuka aykırıdır. Aynı zamanda yapılan müdahale Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesi uyarınca suç teşkil etmektedir” dedi.
Taksilerde ses ve görüntü kaydı alınmasının sorunlar yaratacağını dile getiren Poyraz “Yapılacak kayıt neticesinde örneğin, bir kimsenin yaptığı bir telefon konuşmasının kayda alınması, taksi içerisinde paylaşılan herhangi bir kişisel, ticari mahrem bilginin ses ve görüntü kaydına alınması gibi suç teşkil eden eylemler meydana gelebilir” diyerek uyardı.
‘MÜŞTERİYE BİLDİRİLMELİ’
Hürriyet’ten İdris Emen’in haberine göre bugüne kadar 3 bin taksiye kurulumu yapılan iTaksi uygulamasında kameralar dikiz aynasının hemen üstünde bulunuyor. Dikkatli bakıldığında ancak fark edilen kameralar hem taksinin içini hem de dışarısını kaydedebiliyor. Taksilerde ses ile görüntü kaydı alındığına dair herhangi bir uyarı bulunmuyor.
Avukat Uğur Poyraz, bunun da sakıncalı olduğunu ifade ediyor: “Bu şekilde yapılacak bir kaydın kişiye önceden bildirilmesi zorunludur. Aksi halde kayıt yapılması hukuka aykırı hale gelecektir. Bu amaçla telefondaki uygulamada ve taksilerde bu bilgilendirmenin yer alacağı görünür metinler bulunmalı; bunun yanı sıra şoförler de bu konuda müşteriye bildirimde bulunmalıdır.”
‘TAKSİ KAMUSAL ALANDIR’
Taksilerin içinin kamusal alan olduğunu, dolayısıyla taksilerde ses ve görüntü alan kameraların yerleştirilmenin hukuka uygun olduğunu savunan İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Yahya Uğur eleştirilerin doğru olmadığı görüşünde: “iTaksi uygulaması sadece kameradan ibaret değil. Kamera iTaksi uygulamasına daha sonra ilave edilen bir faktör oldu. iTaksi artık müşterilerin akıllı telefonlarla taksileri rezerve yaptırabildikleri ve taksiyi kapının önüne kadar çağırabilmelerini sağlayan bir sistem. Kamera, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal ediliyor’ deniliyor. Taksinin içi kamusal alandır. Özel hayatla alakası yoktur. Ayrıca acil durumlar dışında bu kameraları hiç kimse izlemeyecek. Kameralar sadece kayıt yapacak. Bir şikayete konu olduğunda bu görüntüler savcılar tarafından incelenecek. Bunun hiçbir şekilde kimsenin davranışlarını değiştirmesine gerek yok. Takside yine istediği gibi rahat edebilirler.”
SES KAYDI ACİL DURUMDA OLSUN
Taksilerde kameraların sürekli görüntü ve ses kaydı almasının ölçülü bir uygulama olmadığını belirten Bilişim Uzmanı Avukat Mehmet Ali Köksal ise “Görüntü ve ses kaydı uygulamasının taksi içerisinde sürekli aktif halde bulunması kişisel verilerin hukuka uygun şekilde toplanması açısından da büyük bir sorun oluşturmaktadır. Söz konusu verilerin bu şekilde kaydedilmesi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suçlarına da vücut vermektedir” dedi.
Köksal, bu durumu engellemek için sadece acil durumlarda ses kaydı almasını önererek şunları söyledi: “Kamera uygulamasına getirilebilecek önerilerden ilki, görüntü kaydının sürekli olup ses kaydının panik butonuna basınca başlamasıdır. İkinci öneri ise panik butonuna basıldığı zaman görüntü ve sesi kaydeden düzeneğin aktif hale getirilmesi, bunun öncesinde herhangi bir kaydın yapılmaması olabilir.”
‘KRİPTOLU KAYIT’
Kameraların kriptolu kayıt yaptığını ve şoför tarafından görüntülere erişilmediğini kaydeden İstanbul Büyükşehir Belediyesi konuyla ilgili şu açıklamada bulundu: “16.02.2017 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesi ile; başta terör olayları olmak üzere, adli olayların araştırılması, delillere ve faillerine ilişkin bilgilere hızla ulaşılması amacıyla, şehir içi yolcu taşımacılığında kullanılan taksi, minibüs ve otobüs cinsi taşıtlarda en az yedi gün süreyle kayıt yapabilen ön dış ve iç kamera ile kayıt cihazının bulundurulması ve aktif halde tutulmaları görevi büyükşehir belediyelerine verilmiştir.”
TAKSİLERE KAMERA GENELGESİ YARGIDA
İstanbul Barosu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, taksilerde kamera kaydının yapılmasını zorunlu kılan genelgesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dün Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Bu uygulamanın istismara açık, anayasanın özel hayatın gizliliği ilkesine ve hukuka aykırı olduğunun altı çizildi.
İstanbul Barosu Başkanlığı adına Avukat Atilla Özen tarafından açılan davanın dilekçesinde, İstanbul’da faaliyette bulunan kimi taksilerde ses ve görüntülerin kayda alındığının görüldüğü ifade edildi. Dilekçede, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 16 Şubat 2017 tarih ve 35662 sayılı yazısı uyarınca bu uygulamanın başlatıldığının internet araştırması ile öğrenildiği vurgulandı.
Uygulamanın, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırı olduğuna dikkat çekilerek özetle şöyle denildi: “Gerek kamusal, gerekse özel alanda, kişisel veri olan bireylerin ses ve görüntülerinin kaydı, özel hayatın gizliliğini ihlal etmektedir. Taksilerde genelde siyasi düşünce açıklamaları yapılabilmektedir. Bu nedenle bu verilerin alınması, istismara açık bir durum yaratabilecektir. Genelgede 7 gün, taksiciler odası başkanının, 30 gün verilerin kaydının tutulacağı açıklamasından da anlaşıldığı üzere, bu kayıtların ne kadar süre ile hangi amaçla ve hangi durumlarda kullanılabileceğine ilişkin hukuki belirlilik de bulunmamaktadır. Genelge yayınlanmamış, kamunun denetimine ve tartışmasına sunulmamıştır. Toplumun bütününü ilgilendiren böylesi önemli bir konuda hukuki açıklık sağlanmamıştır.”