Çocukları görmemek duymamak: Suspus
O da duyulmayan, görülmeyen her çocuk gibi hayallerini sınırlamayan bir yol buluyor: Kitaplara sığınmak…
Burcu Adıgüzel
Çocukların fiziksel olarak bizden küçük olması, bir metre aşağımızda yaşamaları onları bazen gerçekten ‘’Seni görmedim.’’ dememize yol açabilirken bir de işin dünya hali kısmı var tabii. Dünya hali dediğimiz onlarca işin içerisinde kaybolurken, bir sürü gürültüyle yaşayıp giderken, çocukları yeterince görüyor ve duyuyor muyuz dersiniz?
Bu sorudan yola çıkan David Ouimet, çok çarpıcı bir dünya yaratmış "Suspus"ta. Büyük, gürültülü, kalabalık bir dünya bu. Ouimet muhteşem bir illüstratör. Çizimler sizi endüstriyel şehir manzaralarını andıran bir kente davet ediyor. Figürler belirginleşip silikleşiyor. Fon buğulu. Hiç kimse konuşmuyor, fısıltılar gürültüye dönüşüyor. Herkesin kedi maskeleri taktığı bu dünyada, fare maskesini yanından ayırmayan bir kız çocuğu var. Ürkek. Nasıl bakması, nasıl konuşması gerektiğini hiç bilmiyor. Gri bir evrende, gri bir sisin ardında yaşıyor.
“Farklıyım. Akortsuz nota gibiyim. Tıpkı bir fare gibi suspus oluyorum. Kurşuni bir kasvet kaplıyor içimi.”
Kitabı bu çocuğun gözünden okuyoruz. Böyle bir dünyada ne hisseder, nasıl davranır bunları gözlüyoruz. Yalnızlığına yoldaş olarak edebiyatı seçiyor. Kitaplarla olan serüveni, hayal kurmasına yol açıyor, bu dünyada o kadar da yalnız olmadığını, bir gün sesini duyurabileceğini anlamasına yol açıyor. Gri de olsa dünya, umudu büyütebileceğini keşfediyor.
Anlaşılmak, dinlenmek hepimizin en temel insani ihtiyaçlarından biri. Çocuklar için daha da belirgin olan bu duygu, kitapta her haliyle en iyi şekilde yansıtılmış. Hüzünlü, eğlencesiz bir kitap Suspus. Aynı zamanda yaşsız. Nasıl olması, nasıl görünmesi gerektiğini bilmeyen, kalabalığa girdiğinde suspus olan bir çocuk üzerinden okuyucuya dünyanın bu acımasız yönünü de derinden hissettirerek anlatıyor.
KÜNYE: Suspus, David Ouimet, Çev. Seda Ersavcı, Çınar Yayınları, 2020, 48 Sayfa.