Bugün esiriz, yarın her şey: Lenin’den Anılar
Ekim Devrimi ile buzu kıran ve insanlığın aydınlık bir yarına doğru büyük adımını atanların önderi Lenin’i bu defa eşi, sırdaşı ve yoldaşı Krupskaya’nın gözünden yaşıyoruz.
Berat Çelikoğlu
Söz konusu tarihin önde gelen devrimci önderlerini, figürlerini anlatmak olduğunda pek çok defa bu figürlerin yaşamı ve kavgası anlatılırken -iyi veya kötü niyetle oluşundan bağımsız olarak- çarpıtıldıklarına tanık oluruz. Önderler çoğunlukla karşımıza insani duygularından, iç kavgalarından sıyrılmayı başarmış; insanlığından taviz verdiği ölçüde önderleşebilmiş figürler olarak çıkartılırlar. Ekim Devrimi’nin ardından Sovyetler Birliği Eğitim Halk Komiseri yardımcılığı yaparak halka son nefesine kadar hizmet eden ve aynı zamanda Lenin’in eşi olan NadejdaKrupskaya’nın kaleme aldığı Lenin’den Anılar, Vladimir İlyiç Lenin’e çarpıtılmış bakışların dışında bir pencereden bakma fırsatı sunuyor bize.
Eser, 1933 yılında Krupskaya’nın kaleme aldığı üç bölümden oluşan kitaba dayanıyor ve Özlem Koşar’ın İngilizceden sade ve yormayan çevirisi ile Yordam Kitap imzasını taşıyor. Biz de Yordam Kitap’ın bu çalışmasını, özellikle Lenin’in yaşamını merak eden gençlerin sağlıklı, abartıdan ve kutsanmaktan uzakbir yolla Lenin ile tanışmasına imkân sunması açısından değerli buluyoruz.
Krupskaya’nın kitabın henüz başında düştüğü notta da belirttiği üzere kitap, Lenin’in tüm yaşamının biyografik bir dökümünü değil, Krupskaya’nın onunla tanıştığı yıldan başlayarak Lenin’in ölümüne kadar olan kısmını (1894-1917) sunuyor bize. Krupskaya üç ana bölüme ayrılmış olan kitabın ilk kısmında St.Petersburg’da tanıştıkları dönemden 1908’de Cenevre’ye yaptıkları göçe kadarki kısmı aktarırken, ikinci bölümde 1908’den Ekim Devrimi’nin ayak seslerinin duyulduğu zamana kadarki kesiti ve son olarak üçüncü bölümde Ekim Devrimi’nden 1919’daki iç savaşa kadar olan kısmı anlatıyor.
Sürgünden devrime Lenin
Kitabın bize sunduğu açık bir avantaj var: Yazarının Lenin’in en yakını, dostu, sevgilisi, yoldaşı ve sırdaşı olması. Bu sayede tarih kitaplarının doğal griliğinden sıyrılarak Lenin’in yaşamına Krupskaya’nın anlatıcılığı eşliğinde onun acılarından, hüzünlerinden ve sevinçlerinden bakabilme imkânı sunuluyor bize. Annesi ile aynı ismi taşıyan bir kadının ölüm haberini gazetede okuduğunda Lenin’in bembeyaz kesilen suratını ya da doğanın içinde sessizce yürüyüş yapmaya olan merakını bize Krupskaya’dan daha canlı kim anlatabilir?
Lenin’in ve Krupskaya’nın kesişen yolundan ve devrime kadar olan mücadelesinden söz ediyorsak, kitabın heyecanı neredeyse hiç sönmüyor demek doğru olur. Hayatı Lenin ile birliktesürgünde, kavgada ve hapiste geçen Krupskaya’nın gözünden Avrupa ve Rusya;köklü bir değişim, sarsıcı bir devrim isteyenlerin bitmek bilmez koşuşturmacasını gözler önüne seriyor. Yenilginin ve zaferin, gecenin ve sabahın birbirine karıştığı bir dönemden söz ediyoruz.
Bir roman tadında akıp giden kitapta aslında Lenin’i sadece Lenin olarak düşünmememiz gerektiği de öğütleniyor sanki bize. Çünkü kitapta Lenin ile ilgili nadiren kendisinden ibaret bir şey dinliyor, öğreniyoruz. Lenin kitap boyunca karşımıza çoğu kez bir fabrika işçisiyle tartışırken, yoksul köylülere ücretsiz hukuk danışmanlığı yaparken ya da yoldaşlarıyla hararetli bir konu tartışırken çıkıyor. Lenin’in kendisi ile baş başa kaldığında değil, gördüğü her yoksul ile, emekçi ile samimi ve devrimci ilişkiler kurarken Lenin olduğunu gösteriyor bize bu kitap.
Dünü aydınlatmak, yarını kurmak için
Lenin’den Anılar, tüm dünya halklarının kurtuluşu için en ileri adımı atan Lenin ile ilgili Krupskaya’nın tarihe bir armağanı sayılmalı. Bir armağan diyoruz çünkü o olmasa Lenin’i bu kadar içten görmek, onunla böyle tanışmak imkânsız olacaktı kuşkusuz.Oralarda bir yerlerde, on yıllar önce, devrim ve halkının kurtuluşu için huzura ve uykuya hasret kalan birinin, Vladimir İlyiç’in hikayesi, bize hayal ettiklerimizin her halükârda uykumuzun kaçmasına değer olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Özlem Koşar’ın çevirisi ve Yordam Kitap’ın katkılarıyla yayınlanan Lenin’den Anılar’ı, yalnızca dünü aydınlatmakla yetinmeyip yarını nasıl kuracağını da düşünen ve bu yüzden uykusu kaçanların mutlaka okuması gerekecek.
KÜNYE: Lenin’den Anılar, Nadejda Krupskaya, İngilizceden Çeviren: Özlem Koşar, Birinci Basım Mayıs 2020, Yordam Kitap