Bir çocukla el ele tutuşup "anlam"ı bulmak (?) için

Bir çocukla el ele tutuşup "anlam"ı bulmak (?) için

Carl, bir çocuğa yolun kendisini armağan ederdi sanırım. Yanıtı değil, sonu değil; hep başlamaya dair umudu... 

Evrim Sayın

Bir kuş olmayan, bir ayı olmayan ne olur olsa olsa? Büyük, heybetli, güçlü ya da güzel olmayandan ne olur? Bir böcek... Bir karınca... Adını bilmediğim daha bir sürü küçük şey? "Carl bir solucandı." diye başlıyor kitap. Carl her şeyden önce küçücük bir solucandı. Küçüklüğünden geliyordu gücü. 

"Carl ve Yaşamın Anlamı"nda bir solucanla başlayan arayış hikayesi, solucanın yolda karşılaştığı başka hayvanlarla zenginleşiyor. Hepsinden önce bir tarla faresi uzatıyor başını Carl'a ve "Niçin? Niçin bunu yapıyorsun?" diye soruyor. Carl, gübre bırakıyordu toprağa bu sorudan önce, sert toprağı altüst ediyordu. Muhtemelen hiç sormamıştı daha önce kendisine bu soruyu. Neden yaptığım şeyi yapmaya devam ediyorum? Ben kimim? Yaptığım şey nelere, kimlere iyi geliyor? 

Bir yetişkin olarak Carl sayesinde birçok soru yönelttim kendime. Beni kendi yolculuğuma çıkardı Carl. Günlük hayatta umudun eksildiği, nefes almanın bazen yüke dönüştüğü, ne olsa çare bulamayacağımı düşündüğüm farklı farklı anlar geldi aklıma. İlerlemekte zorlandığım ve çoğu zaman sadece durduğum anlar... Carl'dan sonra bir arkadaşım şöyle bir soru sormuştu tesadüfen: "Yaptığımız şeyi yapmaya devam etmek için neleri dönüştürmeli, neler üzerine kafa yormalıyız?" Üzerine çok da düşünmeden, mezun olduktan sonra yapageldiğimiz mesleklerimizi düşündüm ben örneğin. Karnımızı doyurmak için bir şeyler yapıyoruz, farklı farklı şeyler... Zaten mecburuz buna ve bu yüzden durup "Nasıl gidiyor?" diye dahi sormuyoruz kendimize. Alacağımız yanıttan bağımsız olarak sorunun kendisi bizi kim bilir hangi yolculuklara çıkaracak? Carl'ın bu arayışta hayatına dahil hayvanlar gibi bizler de kimlerle karşılaşırız acaba? 

Bir çocuk olsaydım Carl benim için ne ifade ederdi, diye de düşündüm. Sonra çocukları, çocukluğu anımsamaya çalıştım. Bunları anımsamadan eksik kalırdı Carl'ın çocuklarla kurabileceğini düşündüğüm ilişki. Bir çocuk, yetişkinliğin dehlizlerinde kaybolmadan önce şüphesiz ki daha yaratıcı, daha neşeli, daha hareketli ve daha bir sürü şey... Bundan hareketle Carl, bir çocuğa yolun kendisini armağan ederdi sanırım. Yanıtı değil, sonu değil; hep başlamaya dair umudu... Yetişkin olarak anlama ihtiyacım var ve onu bulmalıyım ama çocuk olarak bir anlama ihtiyacım varsa da yolda karşıma çıkacak her şeyi çok merak ediyorum ve çılgınlar gibi heyecanlıyım bunun için. Bunu keşfetmek yetişkin beni biraz üzse de Carl'a sonsuz teşekkürler...

Künye: Carl ve Yaşamın Anlamı, Deborah Freedman, Çev. Nil Gün, Kuraldışı Çocuk, 48 sayfa.

DAHA FAZLA