Bilinmeyenin keşfi: Mitoloji

Bilinmeyenin keşfi: Mitoloji

Say Yayınlarından yayımlanan, Kathleen Sears imzasını taşıyan “Mitoloji 101”; Yunan ve Roma mitolojisini, Olympos Dağı’ndaki tanrılara - tanrıçalara dair bilmemiz gereken her şeyi konu almasının yanı sıra günümüzde hala kullandığımız birçok terimin mitlere dayanan köklerini ve mitlerin geniş literatürünün hayatımızda ne denli etkili olduğunu da gösteriyor.

Şadi Erarslan

İnsanlar yüzyıllar boyunca sırrını çözemediği doğayı, evreni ve insanın oluşumunu bir temele dayandırarak anlamlandırmaya çalışmıştır. Kendi çabaları ve sınırlı imkânlarla elde ettikleri parçaları birleştirerek temellendirdikleri hikâyeleri yıllar boyunca aktarmışlardır birbirlerine. Bu söylenceler zamanla daha da genişleyip daha karmaşık bir hal alıyor, böylece mitler karşımıza çıkıyor. Mit, Yunanca kökü “mu” olan, ağzıyla ses çıkarmak anlamındaki myhos sözcüğünden gelir ve insanın varoluşunun temelinde yatmaktadır. Mitler; doğanın, evrenin ve insanların oluşturduğu her şeyin kişiselleştirilmiş bir yorumudur.

Dünya üzerinde yaşayan bütün toplumların kendilerine ait mitleri vardır. Bu toplulukların, toplumsal yaşamlarını ve ilişkilerini bu söylencelere göre bir şekle sokarak kültürlerini oluşturdukları herkesçe bilinir. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duydukları ise çok açıktır. Henüz bilimin gelişmediği zamanlarda, bilimsel veriler olmadan evreni anlama çabası mitlere kalmıştır. Mitler yalnızca insanların inanması gereken tanrılara yer vermez, aynı zamanda toplumsal yaşamı etkileyerek bir kültür de ortaya koyar. Toplumun kültürüne sirayet ederek insanın doğayı ve kendi geleceğini ortaya koyması için birinci derecede başvurulması gereken karmaşık ve ustaca kurgulanmış söylencelerdir. Mitler sayesinde kuşaktan kuşağa taşınan kültürel, toplumsal ve sanatsal izler o toplumun yeni insanlar tarafından anlaşılmasını sağlar. Yunan ve Roma mitleri, en çok karşımıza çıkan mitler arasında yerlerini alır.

Say Yayınlarından yayımlanan, Kathleen Sears imzasını taşıyan “Mitoloji 101”; Yunan ve Roma mitolojisini, Olympos Dağı’ndaki tanrılara - tanrıçalara dair bilmemiz gereken her şeyi konu almasının yanı sıra günümüzde hala kullandığımız birçok terimin mitlere dayanan köklerini ve mitlerin geniş literatürünün hayatımızda ne denli etkili olduğunu da gösteriyor.

Yunanlıların Olympos Dağı’ndaki tanrılara tapmalarının üzerinden yüzyıllar geçti. MÖ 900’lere dayanan söylenceler, insanların hayal gücünün sınırsızlığını, mükemmelliğini gösterse de aynı zamanda insanların kötü ve çirkin yönünü de ortaya çıkarıyor. Öyleyse üstünden bunca zaman geçmesine rağmen neden hala bu söylencelere ilgi duyuyoruz? Kısaca özetleyecek olursak klasik mitoloji Batı dünyasının sanatını, edebiyatını, tarihini ve kültürünü oluşturmuştur. Eski dünyayı şekillendirilmesi bir yana günümüzü de etkilemiştir, etkilemeye devam ediyor. Örneğin; düşmanın zayıf noktası “aşil topuğudur”, kendini beğenmiş kişiler narsisttir, hipnozun düş dünyasını denetimlemişsinizdir ve dünyayı görmek için atlasa bakarsınız. Aylar Roma mitolojisinden adlarını alır; takımyıldızların kökeni mitlere dayanır. Homeros, Sofokles ve Ovidius mitolojilerle insan hayatını ve kültürünü anlatmaya çalışmıştır. Görüldüğü üzere dilimizi dahi etkileyen mitolojinin sınırları bununla da kalmamış, felsefe ve psikoloji gibi alanlarda da etkili olmuştur. Eski dünyanın insanlarının kültünü açıklamak için birinci dereceden kaynaklar haline gelen mitolojiler, insanların sahip olduğu karakteristik özellikleri açıklamak ve insanın doğa ile ilişkisini yorumlayarak evreni anlamak içindir.

Mitlerin oluşum süreci yıllarca süre gelen, nerdeyse o kültür içerisinde yaşayan her insanın katkısının bulunduğu, fantastik hikâyelerdir. Burada insanlar yalnızca mitleri keşif etmiyor ayrıca yaşıyor da. Yunan mitolojisinde insanın sahip olduğu veya doğa da yer alan her mefhumun bir tanrısı vardır. Bunlar tanrıların kontrolünde ve ihlal edildiği durumlarda, tanrıların gazabına uğramak beklendik bir durumdur. Odysseus’un Truva savaşından sonra kralı olduğu İthaka Adası’na ulaşmak için yaşadığı sayısız macerayı, Agamemnon’un karısı ve aşığı tarafından öldürülmesi ve İo’un Hera’ın gazabına uğraması birkaç örnektir buna.

Elimizdeki kitapta, macera, trajedi, savaşlar ve canavarların tanrılarla kavgalarını başlangıç olarak sunuyor. Bunun yanı sıra büyücülük, intikam, suç ve aşkı işleyerek; böylesi bir mitolojide herkesin kendisine bir pay çıkarmasını sağlıyor.  Tanrılar arasındaki çekişmelerin, saf tutmaların ve insanlarla olan bağlantılarının işlendiği, Yunan ve Roma mitolojisine giriş niteliğinde bir eserdir.

KÜNYE: Mitoloji 101, Kathleen Sears, Çev. Ekin Duru, Say Yayınları, 2014, 256 Sayfa.

 

DAHA FAZLA