‘Beykoz barınağında yaşanılanlar aydınlatılsın’
Beykoz’da bulunan hayvan barınağının önünde nöbet tutan hayvanseverler, iddiaların aydınlatılmasını talep etti.
İleri Haber
Beykoz Hayvan Rehabilitasyon Merkezi’nde hayvanların katledildiği ve kötü koşullarda yaşatıldığı iddialarının ardından barınak önünde açıklama yapan hayvan severler, yaşanılan olayın aydınlatılması için çağrı yaparak, “Sokaktaki hayvanların sadece kısırlaştırma, aşılama ve yerinde yaşatılmaları sağlanana kadar mücadele vermeye devam edeceğiz” sözlerine yer verdi.
Beykoz Belediyesi'ne bağlı barınakta çalışan eski veteriner E.K., birçok hayvanın öldürüldüğünü, hayvanların kalbine çamaşır suyu enjekte edildiğini, hayvanların canlı olarak morga atıldığını iddia etti. Bunun üzerine hayvanseverler, barınak önünde nöbete başladı.
Beykoz Belediyesi söz konusu iddialar için “Görüntüler, iş akdi tarafımızca sonlandırılan veteriner hekim E.K. tarafından mevzuat gereği çekilmiştir. Hapis cezası bulunan E.K.’nin adli kaydı kamu kurumunda çalışmasını imkansız kılınca, iş akdi feshedilmiştir. Bunun üzerine E.K. çektiği fotoğrafları servis etmiştir” sözlerine yer vermişti.
‘800 KADAR KÖPEK 1 HAFTADA KAYBOLDU’
İddiaların ardından yaklaşık üç gündür barınak önünde toplanan hayvanseverler, bugün barınak önünde açıklama yaptı. Yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi:
“Burada nöbetteyiz. Halkın ve medyanın dikkatini buraya vermesini istiyoruz.
Geçen hafta Beykoz Hayvan Rehabilitasyon Merkezi içinde çekilen fotoğraflar sosyal medyada paylaşıldı. Herkesin bakmaya yüreğinin yetmediği görüntülerdi bunlar. Yine geçen hafta, bölgedeki arkadaşlarımız, bu merkeze ulaşan yol çevresinde yasamakta olan köpeklerin toplanarak, başka ilçelere atıldığını ve kulübelerinin yıkıldığını paylaştılar. Rehabilitasyon merkezine düzenli gelen arkadaşlarımız, içerideki köpeklerden yaklaşık 800 kadarının 1 haftada yok olduğunu bildirdiler.
Beykoz Belediyesi hiçbir şey olmamış gibi davranıyor ve olaylar reddediyor.
Beykoz Belediyesi Hayvan Rehabilitasyon Merkezi'nden yapılan açıklama her şeyi tozpembe gösteriyor. Bu merkezi ve çevreyi takip eden gönüllü arkadaşlarımız ise gerçeklerin böyle olmadığını aktarıyor. Ve bizler, yıllardır hayvan hakları için mücadele verenler, belediyelerin hayvanlar söz konusu olduğunda şeffaf çalışmadığını en iyi bilenleriz.
Bizim 5199 sayılı kanunumuz var.
Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasadan sonra gelen kanunlarından, hayvanların haklarının korunmasına dair kanunumuzdur.
Kanunun emirleri çok açıktır.
Devlet öncelikle 5199 ve 7332 sayılı kanunlarla güvenceye alınan hayvanların yaşam hakları için Beykoz Belediyesi Hayvan Rehabilitasyon Merkezi'ni soruşturmalıdır:
-Beykoz Hayvan Rehabilitasyon Merkezi'nde çekilen görüntüleri
-Yol çevresinde yasayan köpeklerin toplatılmasını
-Merkez içindeki bulunan ve 1 haftada yok edilen 800 bireyin akıbetini kamuoyu da bizler de bilmek istiyoruz.
Ve bunları soruştururken, görev alacak kamu görevlileri ne toplumun ne de bizlerin gözümüzü boyamaya kalkmayın.
DKMP -yani Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğünün Konya'da yaptığı gibi onlarca veteriner hekimle, burayı aklama çalışması yapmayın.
Soruşturmada mutlaka İstanbul Barosu'nun Hayvan Hakları Merkezi'nden avukatların olmasını istiyoruz.
Soruşturmada mutlaka bu bölgenin gönüllülerinden, merkezi bilen temsilciler olmasını istiyoruz.
Soruşturmada, Hayvanlara Adalet Derneği, HayKonFed, HayFed, DayanismaFed temsilcilerinin olmasını istiyoruz. Konya'daki gibi aklama görevi görecek isimleri istemiyoruz.
Soruşturmada, İstanbul Veteriner Hekimler Odası ile Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği temsilcilerinin olmasını istiyoruz.
‘HAYVANLARIN OY HAKKİ YOK AMA BİZLERİN VAR!’
Ve çoğunluğun hak savunucularının olmadığı hiçbir soruşturmanın sonucunun gerçeği ortaya çıkarmayacağını önceki sayısız örnekten biliyoruz.
Bunlar yapılmadığı sürece, Ümraniye ile başlayan, Mamak, Konya ile devam eden silsilenin Beykoz geçen haftaki ayağı olarak hafızamıza kazınacaktır.
Hiçbir haksızlığı ve kanunsuzluğu ne unutuyoruz ne de sineye çekiyoruz.
Bu nöbette bir araya geldiğimiz gibi, sosyal medyada, kendi medyamızda seslenmeye ve paylaşmaya devam ediyoruz.
Biliniz ki bizler kentlerimizi ve hayatimizi sokaktaki hayvanlarla paylaşmaya devam edeceğiz.
Hayırsız Ada'ların acısını hafızasına yerleştirmiş bir toplum olarak, bu tecrit ve istif cehennemlerinin birer birer yıkıldığını görene kadar devam edeceğiz.
Sokaktaki hayvanların sadece kısırlaştırma, aşılama ve yerinde yaşatılmaları sağlanana kadar mücadele vermeye devam edeceğiz.
Ve sakin unutmayın! Hayvanların oy hakki yok ama bizlerin var!”