Azra Haytaoğlu'nu katleden Mustafa Murat Ayhan'a ağırlaştırılmış müebbet
Azra Gülendam Haytaoğlu'nun katledilmesine ilişkin davada karar verildi.
İleri Haber
Azra Gülendam Haytaoğlu'nu katleden Mustafa Murat Ayhan'a, "nitelikli kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "cinsel saldırı" suçundan da 16 yıl hapis cezası verildi. Dava sonrası Haytaoğlu'nun avukatları ve arkadaşları tarafından açıklama yapıldı.
Üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu'nun katledilmesine ilişkin davanın beşinci duruşması bugün Antalya'da 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. "Kasten öldürme", "hırsızlık", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "cinsel saldırı" suçlarından hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen fail Mustafa Murat Ayhan duruşmaya, tutuklu bulunduğu Diyarbakır Cezaevi'nden SEGBİS aracılığıyla katıldı.
Haytaoğlu ailesinin avukatları fail Mustafa Murat Ayhan'ın "canavarca hisle kasten öldürme" suçundan cezalandırılmasını ve cezada indirim uygulanmamasını talep etti. Sanık avukatı Mehmet Ali Başaslan ise cinayet öncesi "tasarlama" söz konusu olmadığını öne sürdü ve fail Ayhan'ın akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair yeniden rapor alınmasını istedi. Başaslan, Ayhan'ın tahliye edilmesini talep etti.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Mustafa Murat Ayhan'ı"nitelikli kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "cinsel saldırı"dan da 16 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Karar sonrası Haytaoğlu ailesinin avukatları Özlem Demirok Uçal, Nagihan Bulduk, Gamze Ökte Kılıçkap, Aylin Onursev, Güler Yılmaz Birol ve Esra Gençer Özdemir tarafından basın açıklaması da yapıldı. Yapılan açıklamada, dava sürecinin mahkeme heyeti ve medya açısından da doğru bir sınav olduğu belirtilirken, "Kadınların yaşam hakkı bağlamında maktulü sorgulamadan yargılama yapabilmek, cinayetlerin azalmasında ve neticede caydırıcı cezaların verilmesinde etkin olacaktır" denildi.
'MEDYA, ETİK VE DEĞERLERİNE BAĞLI KALMIŞTIR'
Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Mahkeme sanığa "nitelikli insan öldürme" ve "nitelikli cinsel saldırı" suçlarından ceza tesisi yoluna gitmiştir. Her ne kadar sanığin en başından beri cinsel saldını eylemini gerçekleştirmediği ve ceza ehliyetinin olmadığı yönünde savunmada bulunmuşsa da yargılama aşamasında toplanan deliller ve özellikle dosyada mevcut uzman raporuna dayanarak mahkeme, cinsel saldırı suçunun oluştuğu yönünde kanaat getirmiştir. Mahkeme olağan ve mevcut uygulamanın aksine sanık hakkında haksız tahrik ve iyi hal indirimi yoluna gitmemiştir. Yine medya da olayın oluş şeklindeki ayrıntılar ve oluşundaki vahameti haber malzemesi olarak kullanmamış ve medya etik ve değerlerine bağlı kalmıştır.
'BU BİR KADIN CİNAYETİDİR'
Şunu ayrıca belirtmek gerekir ki bu bir kadın cinayetidir. Azra'nın yerinde herhangi birimiz bulunabilirdi. Bu dosyada çok net anlaşılmaktadır ki her kadın cinayetinde olduğu gibi Azra'nın katledilmesinin tek nedeni kadın olması ve kadınlara yönelik şiddetin açığa çıkmayacağını, adalet mekanizmalarına hiç yansımayacağını, yanı sıra da caydırıcı cezalardan kurtulanabileceğini düşünen eril zihniyettir. Bu zihniyetle hareket eden sanık ve sanık gibi nice faillerdir. Sanığın dosya içine giren geçmiş yargılamalarına baktığımızda eğer o dosyalardan birinde ısrarlı takip mağduru kız çocuğunun beyanı esas alınmış, detaylı soruşturma yapılmış ve sanık beraat etmemiş olsaydı belki de bu vahim olay yaşanmayabilirdi.
'MAKTULÜ SORGULAMADAN YARGILAMA YAPABİLMEK, CİNAYETLERİN AZALMASINDA VE CAYDIRICI CEZALARIN VERİLMESİNDE ETKİLİ OLACAKTIR'
Bu sebeple her zaman vurguladığımız gibi bu zihniyetin mahkeme hakim ve savcılarındaki yansıması çoğu kez sanık lehine olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadınların yaşam hakkı bağlamında maktulü sorgulamadan yargılama yapabilmek, cinayetlerin azalmasında ve neticede caydırıcı cezaların verilmesinde etkin olacaktır. Ve bugünkü beklediğimiz sonuç gelmiş olacaktır.
TEŞEKKÜR MESAJI
Bu süreçte birlikte hareket ettiğimiz, destek olan tüm meslektaş ve barolara ve feminist ilkelerle dayanışma gösteren kadın hakları savunucularına buradan ayrıca teşekkür ederiz."
'ONU TANIDIĞIMIZDAN BERİ KETLEDİLEN ADINLAR İÇİN ADALET ARAYIŞINDAYDI'
Azra Gülendam Haytaoğlu'nun arkadaşları tarafından da açıklama yapıldı. "Alınan karar, kadın cinayetleri için dönüm noktası oldu" vurgusunun yer aldığı açıklamada şunlar kaydedildi:
"Azra Gülendam Haytaoğlu, hayatının baharında 21 yaşında gencecik neşe saçan arkadaşımız. Azra kaybolduğunda onu aramaya başladığımızda renkli fotoğrafları ile tagler açıp sosyal medyada sesimizi duyurduk. Hep içimizde Azra'nın geri döneceğine dair umut vardı. Azra bize geri dönemedi ve renkli fotoğraflarıyla Azra'nın kaybı için başladığımız süreçte Azra'nın siyah fotoğraflarıyla adalet aramaya başladık.
Onu tanıdığımızdan beri öldürülen, katledilen kadınlar için her zaman adalet arayışındaydı. Her zaman her kadının sesi olmaya çalıştı. Birçok sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak yer aldı. Kadın olmanın ne kadar güzel ve önemli olduğunu Azra bizlere öğretti. Yerdeki karıncayı bile yanlışlıkla ezdiğinde üzülen arkadaşımızı, canımızı bizden aldılar. Azra gittiğinden beri onun mücadelesi içindeydik her zaman davasının peşinden koştuk. Bugün bu kararın çıkması için bu süreç zarfında gereken her şeyi yapmaya çalıştık elimizden gelen, gelmeyen her şeyi... En azından Azra artık rahat uyusun diye. Hepimizin hayatında önemli yere sahip olan Azramızı kaybetmek ve ardından gelen süreç fiziki ve mental olarak bizi çok etkiledi. Ama asla vazgeçmedik ne olursa olsun.
'ALINAN KARAR, KADIN CİNAYETLERİ İÇİN DÖNÜM NOKTASI OLDU'
Bugün bu kararın çıkması yaramıza bir nebze su serpmiş olsa da davalardan çıkan hiçbir sonucun yakınlarımızı geri getirmeceğinin bilinci içerisindeyiz ve içimiz bu yüzden hiç rahat değil. Bu olaylar olmadan bir önlem alınması gerektiği düşüncesini halen daha savunuyoruz. Azra'nın canı çok yanmış mıdır diye düşünmekten uyuyamadığımız geceler oldu. Uyuduğumuz geceler ise hep Azra'ya rüyalarda kavuşmak içindi. Bu alınan karar, kadın cinayetleri için büyük bir dönüm noktası oldu. Bütün temennimiz Azramız ile başlayan bu doğru karar devam eder ve katillere olması gereken cezalar verilir. Dileriz ki artık hiçbir kadının saçının teline bile zarar gelmez. Azra, gülüşü güzel arkadaşımız, canımız, kardeşimiz en azından artık huzurla uyuyabilecek ve Azra'nın saçtığı bu işik tüm kadınların hayatını aydınlatacak."