Artvin’de ikinci Cerratepe: Salınbaş altın madeni projesi
İstanbul Çevre Mühendisleri Odası’ndan Hakan Tekin, Salınbaş Altın Madeni Projesiyle birlikte hayvancılık ve tarım yaparak geçimini sağlayan yöre halkının, geçim kaynaklarının elinden alınacağına dikkat çekti.
Ersan Kınık
Artvin’de yapılacak olan Salınbaş Altın Madeni Projesi’nin etkilerine karşı, İstanbul Çevre Mühendisleri Odası’nda söyleşi düzenlendi. “2. Cerratepe” olarak adlandırılan ve muhalefetin 5’li çete olarak nitelendirdiği Mehmet Cengiz’in birçok projesinde ortağı olan Özaltın İnşaat’a verilen projenin ekolojik etkileri değerlendirildi. Söyleşide, İstanbul Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Tekin, projenin detaylarına ve olası sonuçlarına ilişkin bilgilendirmelerin yapıldığı bir sunum düzenledi.
‘ÇEVRE İÇİN BÜYÜK BİR TEHDİT’
Salınbaş Altın Madeni Projesi’nin 844 futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alanı kapsadığını belirten Tekin, bölgenin ağaçlık karakteri korunacak bir alan olduğuna dikkat çekerek, projenin çevre düzeni planına aykırı olduğunun altını çizdi.
Tekin, siyanürlü açık ocak işletmesinde; bölgenin yağış rejimi yüzde 20 üzeri eğimli ve şiddetli su erozyonuna maruz bölge olarak sınıflandırılmasından kaynaklı, başta Gümüşhane ve Köseler Köyü ile Deriner Barajı olmak üzere proje alanı çevresinin büyük bir tehdit altına gireceğini ifade etti.
Tekin, soru – cevap forumu ile devam eden söyleşinin ardından, projenin tüm detaylarını ve bölgedeki olası sonuçlarını İleri Haber’e anlattı.
‘BÖLGE HALKI YERİNDEN EDİLEREK GÖÇE ZORLANACAK’
Bölgede yaşayan yerli halkın, hayvancılık, arıcılık ve tarım yaparak geçimini sağladıklarını ifade eden Tekin, bu projeyle birlikte halkın geçim kaynaklarının elinden alınacağını ve yerinden edilerek göçe zorlanacağını ifade etti.
Altın madeniyle birlikte halkın “istihdam” edileceğine dair öne sürülen ifadeleri reddeden Tekin, “Arazinin hazırlanması ve inşaat aşaması en büyük istihdam olarak önümüze koyuluyor. Bu sadece 2,5 yıl sürecek ve 800 kişiyi istihdam edecek. Biz bunu geçici ve güvencesiz istihdam modeli olarak adlandırıyoruz. Çünkü maden ve inşaat, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından oldukça tehlikeli bir istihdam modeli. Buna karşılık 2,5 yıllık geçici ve güvencesiz istihdama karşılık, hâlâ daha hayvancılıktan, tarımdan geçimini sağlayan insanlar var. Dolayısıyla siz bu insanların hem geçim kaynaklarını elinden alıyorsunuz hem de yerinden ederek göçe zorlamış oluyorsunuz” diye konuştu.
Bölgede 9 endemik türün ve 5 ayrı canlı türünün neslinin tükenmekte olduğunu hatırlatan Tekin, bu canlılar arasında dağ keçilerinin, şah kartallarının ve Kafkas semenderlerinin olduğunu söyleyerek, “biz bu kritik türlerin korunmasını sağlamakla yükümlüyüz” dedi.
‘MADEN ATIKLARI DERİNER BARAJI’NA KARIŞACAK’
Salınbaş altın madeninde siyanürle arama yapılmasının tehlikelerine de değinen Tekin, Erzincan İliç’teki maden ocağında meydana gelen siyanür sızıntısını hatırlatarak şöyle konuştu:
“Cevherin, geniş tanklarda sodyum siyanürle karıştırılma durumu söz konusu. Burada ilk olarak dökülme riski söz konusu. İkinci olarak da kaza durumlarında boru hatlarında olabilecek arızalardan kaynaklı sızıntı riski var. Burada sodyum siyanürdeki ph dengesinin ayarlanması çok önemli. Çünkü düşük ph seviyelerinde hidrojen siyanüre dönüşüyor ve bu da son derece ölümsüz bir gazı açığa çıkarıyor.”
Maden ocağı yakınlarında Deriner Barajı’nın bulunduğuna dikkat çeken Tekin, madenden açığa çıkacak atıkların baraj suyuna karışacağını ifade etti.
‘PATLATMADAN AÇIĞA ÇIKAN TOZLAR, AKCİĞER KANSERİ VE KOAH’A NEDEN OLABİLİR’
Maden araması için dinamitle yapılan patlatmaların sakıncalarına da değinen Tekin, şu sözleri kaydetti:
“Patlatmalarla birlikte toprağın sıyrılması ve yine bununla birlikte açığa çıkacak tozların özellikle akciğer kanseri, verem, KOAH gibi hastalıklara neden olma potansiyeli var.
Yine patlatmalarla birlikte yer altı su çatlak sistemlerinin yer değiştirmesi, suların giderek azalması, yerleşim yerlerini tetiklemesi ve toprak kaymasını tetikleme gibi riskler mevcut.
Çöken tozun hemen 800 metre mesafesinde Deriner Barajı bulunuyor. Burası bir baraj olduğu için duru su niteliğinde. Dolayısıyla çöken tozların buradaki canlı yaşamını bitireceğini söylemek çok mümkün.”
‘MADENDE ÇALIŞAN İŞÇİLERDE KANSERE YAKALANMA RİSKİ SÖZ KONUSU’
Madenden en fazla etkilenecek kesimin, madende çalışan işçiler olacağını vurgulayan Tekin, sözlerine şöyle devam etti:
“Madende çalışacak işçilerde siyanüre bağlı olarak kansere yakalanma riski, toza bağlı olarak akciğer kanseri olma riski söz konusu. İşçi sağlığı ve iş güvenliği açısından tehlikeli sınıflar tebliğine göre madenler, çok tehlikeli sınıfta yer alan ve gerçek anlamda mesleki yeterlilik gerektiren bir alan. Dolayısıyla burada mevcut düzeni de düşündüğümüzde, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından ciddi tehlikelerin olduğunu söylemek mümkün.”
‘BURADA SADECE SIRTINI KAMUYA DAYAYAN ŞİRKETLERİN KÂR ELDE ETMESİ SÖZ KONUSU’
Tekin son olarak, bahsi geçen projenin “kamu yararı” olarak öne sürülmesine tepki göstererek şu sözleri söyledi:
“Çok net bir şekilde söylemek gerekir ki burada kamu yararı yoktur, sermayenin ürünleri olan şirketlerin kârı söz konusudur. En ön planda ortaya koyulan şey ise istihdam modeli olarak önümüze çıkıyor. Bu istihdamın büyük bir çoğunluğu aslında sadece 2,5 yıllık geçici ve güvencesiz koşullardaki bir istihdam modeli olduğunu söylemek mümkün. Yine bu bölgede yapılan projenin kalkınma nedeni olarak ortaya atılan şeylere baktığımızda oldukça komik şeyler görüyoruz.
2,5 yıllık güvencesiz bir istihdam modeliyle kalkınma olabilir mi? Burada ne bölge halkının ne de kamunun yararı söz konusu değildir. Burada ne yazık ki aynı sermayenin temsilcisi olan şirketlerin, sırtını kamuya dayayarak kâr elde etmesi söz konusudur.”
‘BÜTÜN DUYARLI KAMUOYUNU BU MÜCADELEYE DESTEK VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ’
Tekin’in ardından değerlendirmelerde bulunan TİP Artvin Milletvekili adayı Feyzullah Serkan Acar ise yapılmakta olan altın madenine karşı büyük bir mücadele verilmesinin önemine dikkat çekti. Artvin’in yüzölçümünün yüzde 71’inin maden sahası olarak ayrıldığını ifade eden Acar, “Özellikle Artvinli hemşerilerimiz başta olmak üzere tüm Türkiye’deki çevrecilerden bu projeye karşı çıkmalarını istiyoruz” dedi.
Acar sözlerine şöyle devam etti:
“Çünkü Artvin bölgesi doğasıyla, deresiyle, kuşuyla büyük bir habitat. Burada yapılacak maden arama çalışmaları özellikle hem doğaya zarar verdiği gibi hem de insanların genel sağlığını da tehlikeye atıyor. Artvin’in kalkınması için çok başka enstrümanlar var. Bu hayvancılık olabilir, arıcılık olabilir, turizm olabilir, küçük tarım olabilir ya da köy pansiyonculuğu olabilir. Biz bütün duyarlı kamuoyunu bu mücadeleye destek vermeye çağırıyoruz.”