Antalyalı kadınların yerel tohum seferberliği

Antalyalı kadınların yerel tohum seferberliği

Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Ahmetler köyü, 14 Aralık tarihinde düzenlenecek olan yerli malı ve yerel tohum etkinliğine hazırlanıyor. Manavgat Belediyesi, Antalya Kadınlar Birliği, Ulusal Tohum Takas Merkezi ve Antalya Yerel Tohum Grubu ile Ahmetler Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği’nin imecesiyle düzenlenen etkinlikte, yerel tohum ve fide takasının yanı sıra panel ve yerel müzik gruplarının dinletileri yer alıyor. Ahmetler köylüleri, iki yıl önce aynı adı taşıyan kanyonu besleyen Kapız Çayı üzerinde yapılmak istenen hukuksuz HES projesine karşı kadın erkek aylarca direnerek sonunda sularını ve yaşam alanlarını HES yağmasından kurtarmışlardı.

14 Aralık’ta Ahmetler köyünde gerçekleştirilecek olan ‘Yerli Malı ve Yerel Tohum’ etkinliği kapsamında düzenlenen panele, Bilecik Kurşunlu köyünden üretici Bedriye Engin, Ziraat Mühendisi Nihal Küpeli, organik tarım üreticisi Hüseyin Serdar Tanal, Ziraat Mühendisi M. Şerafettin Çağlayan ile A-Platformu Sözcüsü Hediye Gündüz konuşmacı olarak katılacak. Manavgat Belediyesi, Antalya Kadınlar Birliği, Ulusal Tohum Takas Merkezi ve Antalya Yerel Tohum Grubu ile Ahmetler Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği’nin imecesiyle düzenlenen etkinlikte, yerel tohum ve fide takasının yanı sıra panel ve yerel müzik gruplarının dinletileri yer alıyor. Yoğun katılımın olması beklenen etkinlikte konuklar, Antalya’nın yerel mutfağını yansıtan yemekleri de tatma olanağı bulacaklar.

ZİRAAT MÜH. NİHAL KÜPELİ: ‘GIDA GÜVENCESİ HEPİMİZ İÇİN ÖNEMLİ’

Etkinlik öncesinde bir açıklama yapan yerel tohum gönüllüsü Ziraat Mühendisi Nihal Küpeli, projeyi 12 kadın derneğinin desteklediğini belirterek, “Gıda güvencesi hepimizin için önemli. Bunun için sularımız ve topraklarımız ellerimizden kayıp gitmeden bir araya gelmeliyiz. Ahmetler köylüleri, topraklarına ve sularına sahip çıktılar. Bu nedenle etkinlik için en doğru adres burasıydı. Bu güzel köyden başlayarak yerel tohumlarla yerel üretime başlayabiliriz. Bu konuda önce halkımızın farkındalık kazanması ve ardından da belediyelerden yerel üretici pazarları kurulması için talepte bulunması oldukça önemli. Bununla birlikte tüketicinin de sağlıklı ve güzel kokan, vitamin değeri yüksek ürünlere ulaşabilmesini amaçlıyoruz” dedi.

‘KÖY ÜRETİM DEMEK, ŞEHİR İSE TÜKETİM’

Türkiye’de köylerin üretimden koparılmasıyla üreticilerin büyük kentlerde küresel sermayenin kölesi durumuna geldiği görüşünü savunan Küpeli, “Oysa köylerde insanlar kendinin efendisidir. Üretim programını doğaya göre planlar. İmece, takas vardır. Köy, üretim demektir, şehir ise tüketim” görüşünü dile getirdi.

‘ÜRETİCİ YA KANSERDEN ÖLÜYOR YA DA BORÇTAN İFLAS EDİYOR’

Daha önce yabancı bir tohum ıslahı kuruluşunda çalıştığını anlatan Küpeli, “Burada yerel tohumlardan elde edilen hibrit tohumlar, tekrar üremiyorlardı. Üstelik çok pahalıydı. Çok verimli diye piyasaya sunuldu. Burada eksik bir bilgi vardı, bu tohum kimyasal gübresiz ve ilaçsız yetişmiyordu. İlaç ve gübreyle de bu tohumlar hem insanı hem de suyu ve toprağı zehirliyor. Üreticileri ise ya kanserden öldürüyor ya da ilaç şirketlerine olan borçlar yüzünden iflas ettiriyordu. Bunlar hiç konuşulmadı. Bu üretim modelinde ziraatçılar en önde koştu. İlk başlarda kazanç çok olunca çiftçi de arkasından koştu. Küçük üreticiler ise maddi yetersizliklerden dolayı bu yarışa girmedi. Bu yüzden halen dağ köylerinde yerel tohumlarla ve geleneksel yöntemlerle üretim yapan üreticiler var. Geleneksel üretimde hayvan gübresi, külü su, fesleğen ve unutulan birçok yöntem vardır” ifadelerini kullandı.

‘KÜÇÜK ÜRETİCİLERE BİR ÇIKIŞ YOLU BULMAK GÖREVİMİZ’

İnsan sağlığı için yerel tohumlara üretime geçilmesi gerektiğinin altını çizen Küpeli, küçük üreticilerin hibrit tohum kullanacak sermayesinin bulunmadığına da işaret ederek, “Yerel tohumlarla ilgili kimi örnek belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerini takip ederken, tohum takası şenlikleriyle tanıştım. Çünkü tescili yapılmayan ve yöremize ait olan tohumların satışı yasaklanmıştı. Bu şenliklerde yerel tohumlar ücretsiz olarak dağıtılıyordu. Ben de bir ziraat mühendisi olarak küçük üreticilere ve köylülere yeni çıkış yolları bulmanın görevim olduğunu düşünüyorum. Bu amaçla belediyelerin küçük üreticilerin ürünlerini tüketicilere ulaştırabileceği pazarlar kurmalarını talep ediyoruz” dedi.

DAHA FAZLA