Anlamak, ileri taşımak için: Engels Okuma Kılavuzu

Anlamak, ileri taşımak için: Engels Okuma Kılavuzu

"Bir barikatın ardında General, bir masanın başında öğretmendir: Engels’in hayatında işçi sınıfının nihai çıkarına hizmet etmek bakî olmuştur yalnızca."

Engin Korkut

Elimizde bir doğum günü hediyesi var: Doğumunun 200. yıl dönümünde Friedrich Engels’in, arkadaşı Karl Marx ile birlikte açtığı yolu takip edenlere verilebilecek anlamlı bir hediye. Ebru Pektaş’ın editörlüğünde birbirinden değerli 12 yazarın katkılarıyla hazırlanan Engels Okuma Kılavuzu (EOK); proletaryanın öğretmenini anlamak ve mirası ileri, zafere taşımak isteyenler için İleri Kitaplığı imzasıyla çıktı.

ÖĞRETMEN, GENERAL, YOLDAŞ 200 YAŞINDA

Engels’i hem doğrudan, hem de Marx ile yoldaşlığı sebebiyle dolaylı olarak pek çok eserin satır aralarında gezinirken görürüz sık sık. Henüz 24 yaşındayken kaleminden dökülen ve adeta genç yaşta onun rüştünü ispatlayan İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu isimli eserin ardından Engels hiç durmaz, hiç yorulmaz. Üretir, ürettirir. Yalnızca kendi imzasını taşıyan eserlerle değil, Marx başta olmak üzere ilham olduğu ve/veya kılavuzluk ettiği yapıtlarla ve teorik üretiminin zemini saydığı gündelik siyasal pratikleriyle de Engels’tir o. Bir barikatın ardında General, bir masanın başında öğretmendir: Engels’in hayatında işçi sınıfının nihai çıkarına hizmet etmek bakî olmuştur yalnızca.

Öte yandan Engels ve onun Marx’a (Marksizme) etkisi konusunda solun ortak bir zaafiyeti de söz konusudur. Buna göre Engels’in Marx’a atfettiği önem ve onun çalışmalarını kendi perspektifinin temeline yerleştirme yönündeki bilinçli tercihi çarpık bir görünüme oturtulmuş; Engels, Marx “işini yaparken” ona finansal destek sunan ve arada bir “ikincil” öneme sahip konular hakkında üretimler yapan bir yan karakter olarak anlamlandırılmıştır. Oysa Engels de tıpkı Marx gibi bugün sosyalizm mücadelesi yürütenlerce daha çok okunmalı, anlamlandırılmalı ve önemsenmelidir.

EOK da bu okuma, anlamlandırma ve önemseme çabalarının bir ürünü olarak ortaya çıkıyor. Ebru Pektaş’ın editörlüğünü titizlikle yaptığı eserde (kendisini de içeren) 12 yazar, Engels’in kaleme aldığı eserlere yönelik değerlendirmelerini ve notlarını paylaşırken bir Engels okumasının nasıl yapılması gerektiğine ilişkin ipuçlarını da okura bırakıveriyor. İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu eseri ile başlayan kitabın serüveni, Engels’in diğer tüm eserlerine uğramayı ihmal etmezken Ali Cenk Gedik ayrıca Engels’in mektuplarının da kapısını çalıyor.

ENGELS’E İHTİYACIMIZ VAR

Kılavuz’u okurken bir kez daha farkediyorsunuz: Engels, gücünü pek çok şeyin ötesinde kavgaya hem kalemiyle hem de kılıcıyla adanmasından alıyor. Değerlendirmelerin tümü Engels’in yazdıklarıyla yaptıkları arasındaki açının darlığına vurgu yapıyor. Bununla birlikte pratiğin siyasal ufku nasıl genişletebileceğinin parlak bir örneğini de görüyoruz. Yazılarında konut sorunundan ücrete, işçi sınıfı örgütlenmelerinden bilimsel tartışmalara ve ailenin kökenine kadar sayısız çeşitlilikte konuyla yakından ilgileniyor Engels. EOK’ta da bu çeşitliliğin izlerini görüyor ve parti, örgüt, iktidar sorunlarının çok daha ötesine uzanabiliyoruz.

Ebru Pektaş’ın da giriş kısmında sözünü ettiği üzere Engels’in bibliyografyasını temel alan kitapta yer alan yazılara ve yazıları kaleme alanlara kısaca değinelim. Ali Cenk Gedik, Can Soyer, Berat Çelikoğlu, Alp Tanlası, Çağatay Tarhan, Ebru Pektaş, G. Emre Gürcanlı, İlke Bereketli, Metin Çulhaoğlu, Özgür Dirim Özkan, Şilan Geçgel ve Taner Timur’un imzalarını taşıyan yazılarda Engels’in şu yapıtları değerlendirmeye tabi tutuluyor: İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu, Komünizmin İlkeleri, Almanya’da Devrim ve Karşı-Devrim, Almanya’da Köylü Savaşı, Konut Sorunu, Doğanın Diyalektiği, Anti-Dühring, Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm, Ailenin-Özel Mülkeyin ve Devletin Kökeni ve Antropolojik Önemi, Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu, Tarihte Zorun Rolü ve Engels’in mektupları.

Milyonlarca insanın açlık, sefalet düzenine mahkûm edildiği günümüzde kapitalizmin yıkılışı ve sosyalizmin kuruluşu bir tercihin ötesinde kendisini bir zorunluluk olarak dayatıyor. Bu nedenle Engels’e dünde değil, bugünde ihtiyacımız var. EOK’un asıl anlamı da bu eserin Engels’in yapıtlarıyla paralel bir şekilde okunmasıyla, öne çıkan tezlerin ise siyasal düzlemde ifadelerinin yaratılmasıyla ortaya çıkabilir. Bununla birlikte, kitapta yer alan tüm yazıların Engels’in onlarca yıl önce ortaya koyduğu tez ve yaklaşımların günümüzde de çeşitli biçimlerde yer edindiğini kanıtlama amacı olduğu görülüyor. Kaleme alınan hiçbir değerlendirme yazısında Engels’e veya ele alınan esere “nostaljik” bir değer yüklenmemeye, eserlerin bilhassa bugünkü anlam ve önemlerine değinilmeye gayret ediliyor. Zira bu da eserin adına yakışır şekilde bir “kılavuz” olduğunu kanıtlıyor. Yol yürünmeyecekse, kılavuza neden ihtiyaç duyulsun ki. 

 

Künye: Engels Okuma Kılavuzu. Yazarlar: Ali Cenk Gedik, Can Soyer, Berat Çelikoğlu, Alp Tanlası, Çağatay Tarhan, Ebru Pektaş, G. Emre Gürcanlı, İlke Bereketli, Metin Çulhaoğlu, Özgür Dirim Özkan, Şilan Geçgel, Taner Timur.  Editör: Ebru Pektaş, İleri Kitaplığı, Birinci Baskı, Kasım 2020, İstanbul

 

DAHA FAZLA