İleri Haber

Akbelen Ormanı için direnen İkizköylülere siyasi partilerden destek geldi. Direnişin 500. günü öncesi yapılan açıklamada, "Şimdiye kadar beraberdik bundan sonra da birlikte olmaya devam edeceğiz" denildi.

2014 yılında özelleştirilen ve IC İçtaş ile Limak Enerji'nin ortak olduğu Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş bünyesine geçen termik santrallerin kullandığı maden sahasının alanını genişletmek üzere başlatılan rant projesi kapsamında, Muğla'nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı da hedef alındı. 

Maden sahasının alanını genişletmek üzere Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu dahi alınmadan Akbelen Ormanı için kesim izni verildi. Yaşam alanlarında ekolojik yıkıma neden olacak karar karşı direnen İkizköylüler ise fiili direnişle birlikte hukuki yollara da başvurdu. 

Muğla 1. İdare Mahkemesi'nde görülen davada 3. kez keşif yapılmasına karar verilirken, geçen hafta direnişçilerin yargılandığı dava da ertelendi. Akbelen Ormanı içi başlatılan direniş 500. gününe yaklaşırken, siyasi partiler tarafından ortak bir açıklama yapıldı ve İkizköylülere destek verildi. 

Türkiye İşçi Partisi (TİP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sol Parti, Türkiye Komünist Partisi (TKP) ve Yeşil Sol Parti tarafından Bodrum'da yapılan açıklamada, bölgedeki ekolojik yıkıma dikkat çekildi ve AKP iktidarının enerji şirketlerinin önünü açtığı kaydedildi.

Direnişçilere soruşturmalar ile gözdağı verilmeye çalıştığı belirtilen açıklamada, geride kalan süreçte olduğu gibi bundan sonra da İkizköylüler ile mücadele ortaklığına devam edileceği vurgulandı ve "Cumartesi günü, direnişin 500. gününü karşılamak için hepimiz Akbelen Ormanı'da olacağız" denildi.

'İKİZKÖYLÜLER, YAŞAM ALANLARINI KORUDUKLARI GİBİ EKOSİSTEMİ DE KORUYORLAR'

Açıklamanın tamamı şöyle:

"Bir il düşünün... Coğrafyasının yüzde 65'i orman vasfındayken, bu coğrafyanın yüzde 59'u maden sahası ilan ediliyor. Kıyıları-koyları, milli parkları, ormanları, Hazine arazileri imara açılarak parsel parsel satılıyor. Tarihi, doğal ve kültürel sit derecelerinde iktidar eliyle rahatlıkla değişiklik yapılabiliyor. Böyle bir durumda o coğrafyada yağma, talan, rant, yolsuzluk, el ele kol kola gezmez mi?

İşte bu coğrafyanın çoban ateşlerinden biridir, İkizköy-Akbelen Ormanı direnişi. Şimdiye kadar ona yakın köyü yutan kömür üretimine 'Yeter artık!', 'Dur' diyebilmiştir. İkizköylüler, Anayasa ve yasaları dayanak edinerek, meşru mücadeleleri sayesinde kendi yaşam alanlarını korudukları gibi bölgenin ekosistemi ve su kaynaklarını da koruyorlar.

'SİYASİ İKTİDAR ENERJİ ŞİRKETLERİNİN ÖNÜNÜ AÇMAYA ÇALIŞIYOR'

Akbelen Ormanı'nı korumak adına başlattıkları 'çadır nöbeti' alanından, kolluk güçlerince bir gece yarısı darbedilerek atıldıkları oldu. Ama yılmadan, usanmadan her şart ve koşulda yaşamı savunan İkizköylülerin orman nöbeti 500. gününe ulaştı.

Mevcut siyasi iktidar kanunlara aykırı yönetmelik ve genelge çıkararak enerji şirketinin önünü açmaya çalışıyor. Şirketin hukuksuzca yaptığı orman kesimlerini ve zeytin ağacı sökümlerini fiili olarak durduran köylüler ve aktivistler, haksız hukuksuz bir şekilde yargılanıyor. Soruşturmalarla gözdağı verilmeye çalışılıyor. Köylü ve aktivistlerin, şirket ve şirket çalışanları hakkında yaptığı suç duyurulan ise hemen takipsizlikle sonuçlandırılıyor.

Akbelen Ormanı için hazırlanan 3. bilirkişi raporunun; ormanın, kömür madenciliğine açılabileceğini bildirmesi üzerine; Akbelen Çevre Komitesi, gerçeği yansıtmayan rapora itiraz etti ve yeniden keşif talep etti.

'ŞİMDİYE KADAR BERABERDİK BUNDAN SONRA DA BİRLİKTE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Bu direnişin, son bilirkişi raporuyla kritik bir sürece evrildiğinin farkında olarak; 'Tüm bu haksızlığa, hukuksuzluğa rağmen yaşam alanlarını savunmaktan vazgeçmeyen İkizköylülerin mücadelesi, mücadelemizdir' diyor, Bodrum'dan bir kere daha sesleniyoruz:

Şimdiye kadar beraberdik bundan sonra da birlikte olmaya, dayanışmaya devam edeceğiz. Cumartesi günü, direnişin 500. gününü karşılamak için hepimiz Akbelen Ormanı'da olacağız!

Direne direne kazanacağız! Birleşe birleşe kazanacağız! Akbelen Ormanı'nı vermeyeceğiz!"