10 Ocak: Çalışamayan gazeteciler günü!
Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Ancak işsizliğin, sansürün ve her türlü baskının kıskacındaki gazetecilerin kutlayacak bir şeyi ne yazık ki yok.
İleri Haber
Gazetecilerin mesleklerini yapabilme koşullarının ortadan kaldırılmaya çalışıldığı son yıllarda 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ‘bayram’ olarak kutlanmıyor artık.
Oysa bundan tam 57 yıl önce gazeteciler, gazete patronlarına karşı haklarını kazanmak için direnerek bir ‘zafer’ kazanmıştı.
10 OCAK’IN TARİHTEKİ YERİ: DAYANIŞMA VE MÜCADELE ÖRNEĞİ
10 Ocak büyük bir dayanışmanın ve mücadele örneğinin sergilendiği tarihtir. 4 Ocak 1961’de basın çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvence sağlayan 212 sayılı Basın Kanunu kabul edildi ve 10 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu tarih o nedenle 1961-1971 arasında “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlandı.
1971 yılındaki askeri müdahaleden sonra gazetecilerin bazı haklarının geri alınması üzerine adı “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” olarak değiştirildi. Söz konusu düzenleme, iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması, sözleşmelere işin türü ve ücret miktarının yazılması gibi gazetecilerin sosyal ve yasal haklarını belirleyen hükümleri içeriyordu.
‘DOKUZ PATRON OLAYI’ VE AÇILAN İSYAN BAYRAĞI: “BASIN” GAZETESİ
Bu yasa ile kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen 9 gazete; Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah’ın patronları, 212 sayılı yasanın ve Basın İlan Kurumu’nun oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia ederek bir ortak bildiriye imza attı ve gazetelerini 3 gün kapatma kararı aldı. “Dokuz Patron Olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine İstanbul Gazeteciler Sendikası gazetelerin yayımlanmadığı üç gün boyunca “Basın” isimli bir gazete çıkarmayı kararlaştırdı.
PATRONLARA KARŞI ZAFER
Gazetenin Yazı İşleri Müdürlüğünü Abdi İpekçi, Mesul Müdürlüğünü Semih Tuğrul, Teknik Müşavirliği görevini ise Murat Kayahanlı yürüttü. Basın gazetesi, 11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sürecinde düzenli olarak yayınlandı. Gazete “Daima halkın hizmetindeyiz” manşetiyle okuyucuyla buluştu. Bu olayla Bab-ı Âli patronlarının eylemi kırılırken, 212 sayılı düzenleme kabul edilerek Milli Birlik Komitesi tarafından da onaylandı.
BASINA YÖNELİK BÜYÜK SALDIRI: 90’LAR
Basına karşı büyük saldırıların göğüslenmeye çalışıldığı 1980’lerin ardından, aralarında Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Musa Anter’in de bulunduğu çok sayıda gazetecinin öldürüldüğü, Özgür Gündem gazetesinin bombalandığı 90'lı yıllar ve sonrasında gelen baskı, sansür ve işsizlik ortamı 10 Ocak’ları artık bir kutlama günü olmaktan çıkarmıştı.
1990’lı yıllarda kesin olmayan verilere göre 40’ın üzerinde gazeteci öldürülmüş, sadece 1992 yılında öldürülen 14 gazetecinin 13’ü ise Güneydoğu’da çalışan gazetecilerden oluşmuştu.
BÜYÜK KIRIMI AKP DE SÜRDÜRDÜ
Basına yönelik büyük bir kırımla geçen 90’ların ardından gelen AKP hükümeti döneminde ise Türkiye gazeteciler için dünyanın en büyük cezaevi haline geldi. Cumhuriyet gazetesinin bombalanandığı, Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in göz göre göre katledildiği AKP iktidarı dönemi, 90’lardan farklı olarak, basının uydurma davalarla baskı altına alındığı ve bu sefer gazetecilerin öldürülmesi yerine gazeteciliğin öldürülmeye çalışıldığı bir döneme dönüştü.
BASININ YÜZ KARASI: 'ALO FATİH' SKANDALI
Basına saldırı hususunda devraldığı mirası sürdüren AKP hükümeti döneminde, gazeteciler itibarsızlaştırmaya çalışılarak, işsizlikle, açlıkla terbiye edilmek istenmektedir. “Alo Fatih” skandalları ile de yandaş basının geldiği noktayı gözler önüne seren, gazeteciliğin yüz karası örnekler de, özgür basın mücadelesinin ne kadar elzem olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. 10 Ocak bu nedenle gazeteciler için bir kutlama günü olmaktan ziyade, rehin alınan meslektaşlarının özgür kalması, sansüre, baskılara karşı özgürlük bayrağının yükseltildiği bir mücadele günü haline gelmiştir
145 GAZETECİ VE MEDYA ÇALIŞANI CEZAEVİNDE
Bu 10 Ocak gününe de Türkiye’deki gazeteciler, cezaevinde onlarca meslektaşı varken girdi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) 18 Aralık’ta güncellediği listeye göre cezaevinde 145 gazeteci ve medya çalışanı bulunuyor.