Yok edemediler, kendilerine bağlamayı seçtiler

Yok edemediler, kendilerine bağlamayı seçtiler

Saray Rejimi, Alevi toplumunun Cumhuriyet döneminde çok büyük ve zorlu mücadelelerle yaptığı hem hukuksal hem mekânsal kazanımları ele geçirmek ve Alevi inancının içini çürütmek için büyük bir provokasyona hazırlanıyor.

Hüseyin Ağçal (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği GYK Üyesi Basın Yayın Sekreteri)

Alevi Bektaşi toplumu yüzyıllardır siyasal İslam’ın baskı ve zulmüne uğradı. Fetvalarla, yok edilmesi gereken bir topluluk olarak katliamların önünü açtı. Yok edemediğini dağlara sürdü. Ancak Alevi inanç önderleri bu yolu sürdüler ve bugünlere geldik.

Saray Rejimi, Alevi toplumunun Cumhuriyet döneminde çok büyük ve zorlu mücadelelerle yaptığı hem hukuksal hem mekânsal kazanımları ele geçirmek ve Alevi inancının içini çürütmek için büyük bir provokasyona hazırlanıyor.

Cemleri yasaklanan, dedeleri tutuklanan, dergahlarına el konan Aleviler; son kırk yıldır verdikleri mücadelelerle derneklerini kurdular, federasyonlaştılar, işgallerle cemevleri inşa ettiler. Tabii bunları yaparken iktidarlar tarafından katliamlara ve baskıya maruz kaldılar ancak hiçbir zaman inançlarını yaşamaktan vazgeçmediler.

Zorunlu din derslerinin kaldırılması ve Diyanet İşleri'nin kapatılması mücadelesinin neferi oldular. Bu da doğalında laiklik ve cumhuriyetin yılmaz savunucuları haline gelmelerini sağladı.

Bu çerçevede Saray iktidarı ve sermaye sınıfı; laiklik ve cumhuriyeti yok etme, saltanat ve dini saiklerle yönetme rüyaları görüyorlar ve bunun önündeki en büyük engellerden biri olan Alevi toplumunun inanç merkezlerine saldırıyorlar.

Bu saldırıların çok boyutlu olmaya başladığının en büyük göstergesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın "Alevi Bektaşi vatandaşlarımızın ve onların bir araya geldiği mekanların tüm meselelerin devlet nezdinde takibini ve yürütmesini yapacak kurumsal bir yapı kuruyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımız kendi bünyesinde kuracağımız Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı; muhtarlıklara, derneklere, belediyelere, federasyonlara bağlı cemevlerinin, tamamının yönetimini yürütecektir" diyerek on yılların mücadeleleri, emeği, alınteri ve maddi manevi katkılarıyla kurulmuş olan cemevlerine el koyacaklarını açıklıyor.

Bu sadece cemevlerini bir merkezde toplama ve yasal olarak tanıma anlamı içermiyor. 'Cemevlerini biz yöneteceğiz' diyor. Cemevlerinin iç işleyişinden verilecek konferans ve sempozyumların içeriğine, cemlerin ne şekilde yürütüleceğine, cemlerde hangi gülbenklerin okunacağına ve hangi sohbetlerin yapılacağına kadar çok çeşitli bir belirlenim ile Alevi toplumunun kılcal damarlarına kadar işleyip inancın merkezine hançer sokmak ve laiklik ile cumhuriyet düşüncesinden kopartarak siyasal İslam dairesi içerisinde bir Alevilik yaratma çabaları olduğu apaçık ortaya çıkıyor.

Bunu perdelemek için de cemevlerinin ihtiyaçları üzerinden Erdoğan açıklamalarına devam ederek, "Cemevi hizmetlerinden eğitim faaliyetlerine kadar tüm çalışmalar bu kurumsal yapı altında, kamu güvencesi desteği ve denetimiyle yürütülecektir. Böylece cemevlerinin aydınlatma, içme ve kullanma suyu, yapım, onarım, bakım giderlerinin karşılanması ve imar planlarındaki yeriyle ilgili tüm sorunlar çözülmüş olacaktır" ifadelerini kullanıyor.

Cemevlerinin altyapı, imar, bakım onarım, aydınlatma, su gider ve sorunları halledilecek ama faaliyetler kurumsal yapı tarafından organize edilerek denetlenecek.

'Bizim isteğimiz dışında buralarda hiçbir şey yapamazsınız' diyor açıkçası.

Alevi toplumu bugün Garip Dede Dergahı'nda toplanacak ve yüz yıllardır söylenen “Osmanlı da oyun bitmez” deyişine karşı birliğini ve inancını koruyacaklarını açıklayacaklar.

Şunu bir kez daha söylemek gerekiyor, cemevlerine yardım talebi üzerinden cemevlerine kayyum atamaya uzanan bir zihniyetle karşı karşıyayız ve içimizde buna alet olanları bir kez daha uyarıyoruz; bunlara alet olmayın ve kendi toplumunuza hainlik yapmayın, bu toplum unutmaz, düşkün ilan edildiğiniz gün kimse sizlerin yüzüne bakmaz.

Bizler bu ülkede eşit yurttaşlık isteyen Alevi inancına mensup tüm insanlar olarak şunu açıkça söylüyoruz; ne eşit yurttaşlıktan ne laiklikten ne de cumhuriyetten asla vazgeçmeyeceğiz.

Alevilik, sizin bağnaz yobaz siyasal islam çerçeveniz altına asla girmeyecektir.

DAHA FAZLA