Vakıf üniversiteleri: Anayasal bir sorun

Vakıf üniversiteleri: Anayasal bir sorun

Anayasal bir sorun haline geldiği görülen vakıf üniversiteleri, eğitim alanında meşruiyetini hala nasıl koruyor?

Tugay Candan - @TugayCandann

Mail: tugaycandan@ilerihaber.org

Vakıf üniversiteleri son dönemde akademisyenlerin çalışma koşulları ile gündeme geliyor. Mobbing, ağır çalışma koşulları ve kanuna rağmen devlet üniversiteleri ile eşitlenmeyen maaşlar; buralarda çalışan eğitim emekçilerini canından bezdirmiş durumda.

Her ne kadar, son dönemde YÖK’ün birkaç üniversiteye bu konuda soruşturma başlattığı öne sürülse de somut bir adım atılmış değil ve akademisyenler hala bu koşullara mahkum şekilde çalışmayı sürdürüyor.

Vakıf üniversitelerinde yaşanan bu durumun madalyonun sadece bir yüzü olduğunu belirtmek gerekiyor. Vakıf üniversiteleri konusu sermaye ilişkileri, eğitimde kapladığı alan ve artan ağırlık ile buralarda çalışanların çalışma koşulları şeklinde daha çok incelenmeye muhtaç bir alan.

ANAYASAL DAYANAK

Vakıf üniversiteleri 130 Madde ile “Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tâbi yükseköğretim kurumları kurulabilir” şeklinde Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda kendine yer buluyor.

Ancak, bu üniversitelerin başında bulunan mütevelli heyetlerinde başkanlığı patronlar üstlenmiş durumda. Yani aslında kazanç amacı gütmemesi gereken vakıf üniversitelerinin patronları var. Ve bu mütevelli heyeti başkanlarının tek işleri bu değil. Geneli başka sektörlerde de faaliyet yürüten patronlardan oluşuyor.

Anayasa’nın 130. Maddesinden devam edelim… YÖK, bu maddeye dayanarak 2019’da vakıf üniversitelerinin fahiş reklam giderlerine ilişkin bir karar alıyor. Temmuz 2019’daki Yükseköğretim Genel Kurul Toplantısında, vakıf üniversitelerinin (müstakil vakıf meslek yüksekokulları hariç vakıf yükseköğretim kurumları) toplam öğrenci gelirinin en az yüzde 1'i kadar 'toplam' Ar-Ge bütçesinin olmasına karar veriliyor. Reklam-tanıtım giderlerinin ise öğrenci gelirinin yüzde 1'ini aşamayacak şekilde olması kararlaştırılıyor.

REKLAM HARCAMALARI

Bu konudaki verilere ilişkin elimizde son rapor ise 2021 Vakıf Yükseköğretim Kurumları Raporu. Bu rapora göre reklam harcamalarında ilk 10 sıradaki vakıf üniversiteleri şöyle sıralanıyor:

1- MALTEPE ÜNİVERSİTESİ: 9.877.054,5 

2- BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ: 8.264.537,5 

3- BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ: 7.631.196,1 TL

4- İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ: 7.066.481,4 TL

5- İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ: 6.641.486,1 TL

6- İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ: 5.219.216,2 TL

7- YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ: 4.860.285,3 TL

8- NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ: 4.615.588,4 TL

9- İSTANBUL OKAN ÜNİVERSİTESİ: 4.003.328,2 TL

10- ATILIM ÜNİVERSİTESİ: 3.535.163,9 TL

AR-GE HARCAMALARI

“Kazanç amacı gütmeyen” vakıf üniversitelerinin reklam-tanıtıma harcadığı miktarlar dudak uçuklatıyor. Peki reklam-tanıtımda ilk 10 sırada olan bu üniversitelerin AR-GE yatırımları sıralamasında durumları nedir? Bakıyoruz:

19- MALTEPE ÜNİVERSİTESİ: 7.021.388,6 TL

7- BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ: 29.524.918,2 TL

12- BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ: 13.857.878,6 TL

4- İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ: 72.636.927,1 TL

25- İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ: 5.661.938,3 TL

15- İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ: 10.494.688,4 TL

6- YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ: 37.684.146,6 TL

33- NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ: 3.192.479,3 TL

9- İSTANBUL OKAN ÜNİVERSİTESİ: 21.119.734,9 TL

18- ATILIM ÜNİVERSİTESİ: 7.031.590,4 TL

YATIRIMLAR ARASI TUTARSIZLIK

İncelendiğinde, reklam-tanıtım giderlerinde ilk 10’da olan üniversitelerden Ar-ge yatırımları listesinin ilk 10’unda sadece 4 üniversite olduğu görülüyor. 

Yine 3 üniversitenin reklam-tanıtım giderlerinin, Ar-ge harcamalarından yüksek olduğu göze çarpıyor.

Bunlar arasında bilinene göre Okan, Atılım, Nişantaşı ve Maltepe üniversitelerinde akademisyenlere devlette çalışanlarla eşit maaş verilmiyor.

Bir diğer konu ise yine bu rakamlar üzerinden düşünüldüğünde vakıf üniversitelerinin geliri oluyor. Dudaklar bir kez daha uçukluyor.

AKLA GELEN SORULAR

Tüm bunlar akıllara şu soruları getiriyor:

1- “Kazanç amacı gütmeyen kurumlar” sadece reklam-tanıtım için neden böyle büyük paralar harcıyor?

2- YÖK, kendi kararı ve raporu arasındaki bu tutarsızlığa karşı neden harekete geçmiyor?

3- “Kazanç amacı gütmeyen” vakıf üniversiteleri neden reklama bu kadar para harcarken, yasaya rağmen çalışanlarının maaşlarını devlet ile eşitlemiyor?

4- Anayasal bir sorun haline geldiği görülen vakıf üniversiteleri, eğitim alanında meşruiyetini hala nasıl koruyor?

DAHA FAZLA