Akif Kurtuluş: Bu kavgada sporu oyun olarak sevenler yok, rantçılar var!

Akif Kurtuluş: Bu kavgada sporu oyun olarak sevenler yok, rantçılar var!

''Spor medyasında kaos: Bu neyin kavgası?'' başlıklı röportaj dizisinin ikinci konuğu avukat, şair, yazar ve "Gümüşlükspor yöneticisi" Akif Kurtuluş. 

Doğan Ergün - @dgnergun

Spor medyasındaki kaosun izini sürdüğümüz röportaj dizisinin ikinci konuğu avukat, şair, yazar gibi niteliklerinin yanına "Gümüşlükspor yöneticisi" unvanını da ekleyen Akif Kurtuluş. 

Radikal Spor döneminden "Erkan Goloğlu" mahlasıyla yazılarını hatırladığımız Kurtuluş'a göre ortada dönen bir rant kavgası.

Efsane spor yazarlarından İslam Çupi gibi örneklerin sayısının az olduğunu söyleyen Kurtuluş, süregiden kavgada sporu oyun olarak sevenlerin yer almadığını düşünüyor.

Otoriter, tek adam yönetimlerinin futbola müdahale ettiğini belirten Kurtuluş'a göre, hayatın diğer alanlarında olduğu gibi futbolda da "denetlenebilirlik" kalmadı.

Gümüşlükspor yöneticisi olarak senede yaklaşık 2 milyon TL sıcak para ile kulüp idare edebildiklerini belirten Kurtuluş, spor medyasındaki kavgada konuşulan rakamlar için ise "acayip" ifadesini kullanıyor.

Spor medyasında "kaos gecesi" adı verilen bir gece yaşadık. Sizce neyin kavgası yaşanıyor?

Türkiye'de siyasetteki hamaset, sakalet diline, seviyeye baktığınız zaman spor gazeteciliğinde de bunların olması son derece normal. Spor gazeteciliğinde hayatı anlama çabası pek yoktur. Ezberler üzerinden gider. İslam Çupi'lerin sayısı hep az olmuştur örneğin. Onların sesleri çıkar ama bir türlü hakim olamazlar, değiştiremezler. Ama vardırlar. 

Şu anda ana akım olarak hangisinden bahsedeceğiz bilmiyorum. 6-7 yıldır televizyon izlemeyi zaten bırakmıştım ama yaşanan tartışmayı, ne olduğunu gördüm. Tamamıyla rant kavgası. Sporu oyun olarak sevenlerin kavgası değil. Mesela, futbolu taraftarlığından daha önde görenler ile fanatikler arasındaki bir tartışma da değil bu. Bir rant kavgası...

'AYDA 400 BİN TL ÇOK ACAYİP PARA...'

Spor-siyaset-medya ilişkisi açısından bu kaos "hayırlara vesile olacak bir iştir" denebilir mi?

Çok umutlu değilim ama öyle olursa sevinirim. Bütün pislikler ortaya serilirse... Olabilir hakikaten. Kendi fanatizmlerinin, rantlarının kavgası içinde ortaya dökülen pislikleri görmemizi sağlar. 
Ben, kendi adıma birçok şeyi biliyordum ama miktarları bilmiyordum. Ayda 400 bin TL çok acayip bir para tabii. Yöneticisi olduğum Gümüşlükspor bu yıl şampiyon olarak Bölgesel Amatör Lig'e yükseldi. Senede 1.5 milyon TL sıcak parayla bu takım rahatlıkla idare edilebilir. Hadi, üstüne 500 bin TL de altyapı için ekleyelim. Bir yıl rahatlıkla idare edersiniz. Bu bakımdan, çok yüksek miktarlar var ortada.

'SON ÜÇ HAFTA, LİGDEN DÜŞMENİN KALDIRILACAĞI BİLİNİYORDU'

Otoriter yönetimler spora neden müdahale ediyor? 

Profesyonel sporlara baktığınız zaman çok kitlesel, ekonomisi, medyası olan bir sektörden bahsediyoruz. Spordan da değil sektörden...

Spor, özellikle de futbol, her zaman iktidarın biçimlendirdiği bir faaliyet olmuştur. Bugün sadece bu biçimlendirmenin tarzı öne çıkıyor. Bütün otoriter, tek adam yönetimlerinin, totaliter yönetimlerin tarzıdır bu aslında... Bu Rusya'da farklı mı mesela? Değil, farklı olmadığını biliyorum.

Denetlenebilirlik azalmış durumda. Siyasette de sporda da böyle. Örneğin, pandemi koşullarında Süper Lig'de kalan maçlar tamamlanmaya çalışıldı.Takımlar öyle bir oynuyordu ki, düşmeyeceğini biliyordu. Son üç hafta, "herkes rahat olsun" deniyordu. "Rahat olun ya, bu iş çözülür" deniyordu. Bunu ben de duymuştum.

Bu işte, iş yapma tarzını gösteriyor.

'O PROGRAMLARDAN FUTBOLLA İLGİLİ HİÇBİR ŞEY ÖĞRENEMEZSİNİZ'

Bugün ana akıma baktığımızda nasıl bir tablo görüyoruz? Sosyal medya ağırlığını artırıyor mu yoksa spor medyasında halen geleneksel düzen kendini koruyor mu?

Bugün kavga eden aktörlerin sosyal medyada çok yoğun takipçileri var. Programları çok yoğun rating alıyor. Hayatın her alanında olduğu gibi sosyal medya artık çok dikkate alınması gereken bir mecra. Sahte isimlerle bile bir şey yazılsa dikkate alınmak durumunda. 

Yine de geleneksel düzen bir şekilde kendisini koruyor. Geleneksel, hakim spor yorumculuğu dediğimiz durum henüz çözülebilmiş değil. Pek de çözülebilecek gibi görünmüyor. Çünkü onun alıcıları ezberler peşinde koşuyor. O programlarda "hakem puanımızı çaldı", "bu kente en fazla şu hakem zarar verdi" gibi yorumlar öne çıkıyor. Sadece hakem veya transfer konuşulan, futbolun kendisiyle ilgili hiçbir şey öğrenemeyeceğimiz programlar bunlar. Eskiden Radikal'de yazarken izlemek zorundaydım çünkü malzeme de çıkıyordu ama artık izlemiyorum da...

Dizinin bir sonraki konuğu: Mert Aydın

Dizinin, Bağış Erten'le yapılan ilk röportajını okumak için tıklayın.

DAHA FAZLA