2013-2022 yıllar arasında Aliağa'da en az 97 işçi hayatını kaybetti

2013-2022 yıllar arasında Aliağa'da en az 97 işçi hayatını kaybetti

Brezilya'ya ait asbest yüklü geminin söküm işlemi için getirilmesinin planlandığı Aliağa'da, 2013'ten bu yana en az 97 işçi hayatını kaybetti.

İleri Haber

Asbest yüklü geminin söküm işlemleri için Aliağa'ya getirilmesine dair itirazlar sürerken, İSİG Meclisi de bir rapor yayımladı. Raporda, asbetin de içlerinde yer aldığı nedenler ile 2013'ten bu yana en az 97 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği belirtildi.

Brezilya'ya ait asbest yüklü Nae Sao Paulo adlı savaş gemisinin söküm için İzmir Aliağa'ya getirileceğinin ortaya çıkması kamuoyunda tepkiye neden olurken, Aliağa'da asbestin de neden olduğu iş cinayetlerine ilişkin veriler İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi tarafından paylaşıldı. 

EN AZ 97 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ

İSİG Meclisi raporuna göre 2013 yılIndan 2022'nin ilk 6 ayına kadar olan dönemde en az 97 işçi; ezilme, patlama, zehirlenme, asbest gibi nedenlerle hayatını kaybetti. Aliağa'daki ölümlerin toplumdan saklanmaya çalışıldığı kaydedilirken, "İş cinayetlerinin yüzde 28’i gemi sökümde ve yüzde 27’si de metaldedir. Yani işçi ölümlerinin yarıdan fazlası bu iki sektörde meydana gelmektedir" bilgisi verildi.

'ALİAĞA'DA İŞÇİ ÖLÜM ORANI TÜRKİYE'NİN 30 KATINA DENK'

Raporda, "Özellikle gemi söküm sektörüne dikkat çekmek istiyoruz. Son bir yılda bu sektörde gerçekleşen 7 işçi ölümü kulağa az gelebilir. Zira Türkiye’de her yıl 2 bin civarında işçi çalışırken ölüyor. Ancak ilçede bin 500 civarında gemi söküm işçisi bulunduğunu, oran olarak baktığımızda Aliağa gemi söküm sektöründeki ölümlerin oranının Türkiye’de resmi olarak açıklanan işçi ölüm oranının 30 katına denk geldiğini belirtirsek durum daha iyi anlaşılacaktır" ifadelerine de yer verildi.

İŞ CİNAYETLERİNİN DAĞILIMI

Yaygın bir güvencesiz çalışma şeklinin hakim olduğu belirtilen raporda, iş cinayetlerinin yıllara, istihdam biçimlerine, iş kollarına, nedenlerine, yaş gruplarına ve örgütlülük durumuna göre dağılımı da paylaşıldı.

Yıllara göre dağılım: 2013 yılında en az 7 işçi, 2014 yılında en az 3 işçi, 2015 yılında en az 7 işçi, 2016 yılında en az 14 işçi, 2017 yılında en az 15 işçi, 2018 yılında en az 14 işçi, 2019 yılında en az 7 işçi, 2020 yılında en az 14 işçi, 2021 yılında en az 11 işçi ve 2022 yılının ilk 6 ayında en az 5 işçi hayatını kaybetti.

İstihdam biçimlerine göre dağılım: 94 ücretli (işçi ve memur) ve 3 kendi nam ve hesabına çalışan (bir çiftçi ve 2 esnaf) hayatını kaybetti. Ölenlerin yüzde 97’sini ücretliler yüzde 3’ünü ise kendi nam ve hesabına çalışanlar oluşturuyor…

İş kollarına göre dağılım: Gemi, Tersane, Deniz, Liman iş kolunda 27 işçi; Metal iş kolunda 26 işçi; Petro-Kimya, Lastik iş kolunda 15 işçi; İnşaat, Yol iş kolunda 12 işçi; Taşımacılık iş kolunda 4 işçi; Tarım, Orman iş kolunda 2 emekçi; Ağaç, Kâğıt iş kolunda 2 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema iş kolunda 2 emekçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler iş kolunda 2 işçi; Belediye, Genel İşler iş kolunda 2 işçi; Madencilik iş kolunda bir işçi; Çimento, Toprak, Cam iş kolunda bir işçi; Enerji iş kolunda bir işçi hayatını kaybetti…

Nedenlerine göre dağılım: Ezilme nedeniyle 27 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 19 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 13 işçi; Trafik, Servis Kazası nedeniyle 8 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 8 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 6 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 4 işçi; Şiddet nedeniyle 3 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 2 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 2 işçi; İntihar nedeniyle bir işçi; Covid-19 nedeniyle bir işçi; Diğer nedenlerden dolayı 3 işçi hayatını kaybetti…

Yaş gruplarına göre dağılım: 18-27 yaş arası 14 işçi, 28-50 yaş arası 61 işçi, 51-64 yaş arası 15 işçi, 65 yaş ve üstü 1 işçi, Yaşını bilmediğimiz 6 işçi hayatını kaybetti…

Raporda, "Aliağa’da iş cinayetlerinde ölenlerin 8’i (yüzde 8,24) sendikalı işçi, 89’u ise (yüzde 91,76) sendikasız. Sendikalı işçiler metal, kimya ve belediye iş kollarında çalışıyordu" bilgisi de yer aldı.

'BU GEMİNİN SÖKÜMÜNE İZİN VERİLMESİ, TÜRKİYE'NİN NASIL BİR ÇÖPLÜK HALİNE GETİRİLDİĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR'

İSİG Meclisi raporunda, Aliağa'ya getirilmesi beklenen asbest yüklü gemiye ilişkin değerlendirmeler de yer aldı. "Dünyanın birçok ülkesinde söküm işlemi onayı almamış bu geminin sökümüne izin verilmesi, Türkiye’nin nasıl bir çöplük haline getirildiğini göstermektedir" denilen raporda, geçmişteki bir örneğe de yer verildi. 

"Gemi sökümü ile tekrar gündeme gelse de asbest sorunu her yerde" denilen raporda, "Özellikle yıllardır süren kentsel dönüşüm süreçlerinde üzeri örtülen bir konu. Oysa asbest yıllarca bina yapımında kullanıldı: Çatı, yer ve tavan kaplamaları, yalıtım amaçlı püskürtme kaplamalar, yangına dayanıklı yalıtım panelleri, kaloriferler, kazanlar, asbestli çimentodan imal edilmiş ürünler, conta elemanları, atık su boruları ve derzlerde. Bu noktada asbest üzerine konuşurken sadece gemi sökümü değil kentsel dönüşüm başta olmak üzere sorunun hayatımızın her alanında karşımıza çıktığını unutmamalıyız" hatırlatmasında bulunuldu. 

ASBEST NEDİR?

İnsan sağlığı için ciddi tehditler oluşturan asbeste ilişkin bilgilerin de derlendiği raporda, şu ifadeler yer aldı:

"Asbest (amyant), ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere oldukça dayanıklı, yapısal özellikleri açısından esnek, silikat kristallerden oluşan lifli yapıda bir mineraldir. 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra ısıyı ve elektriği yalıtması, sürtünmeye ve asit gibi maddelere dayanıklı olması nedeniyle sihirli mineral olarak tanınmaya başladı ve endüstride geçmişte üç binden fazla alanda kullanıldı. Fakat 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra insan sağlığına önemli zararlar veren ve kanser hastalığına sebep olan bir madde olduğunun tespit edilmesi ile asbest maddesi için öldürücü toz tanımlaması yapıldı. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, her yıl dünyada kanser yapıcı maddeleri düzenli olarak özelliklerine göre gruplara ayırır. Ajansın kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, 'kesin kanserojen' tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırıldı. Bugün pek çok ülkede ve pek çok alanda kullanımı kısıtlanmış/yasaklanmış durumda. Ülkemizde de asbest kullanımı 2010 yılı itibarıyla yasaklandı. Bu gelişmelere rağmen, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünyada 125 milyon kişi çalışma ortamlarında asbeste maruz kalmakta ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre her yıl 100 bin işçi, çalışma ortamlarında asbeste maruz kalmalarının yol açtığı hastalıklar nedeni ile ölmektedir.

Asbestin solunum sistemi başta olmak üzere sağlık üzerine iki grup etkisi vardır: Kanser dışı hastalıklar ve kanserler. Asbestin yaptığı kanser dışı hastalıkların başında akciğerlerde sonuçta nasırlaşmaya ve solunum yetmezliğine giden bir pnömokonyoz olan asbestozis; akciğerlerin üzerindeki zarda kalınlaşmalar, kireçlenmeler, akciğer zarlarında su toplanmasıdır. Asbest ayrıca akciğer ve akciğerin üzerindeki zarın kanseri (mezotelyoma) başta olmak üzere değişik organ kanserlerine de neden olur. Özellikle bu kanserlerden mezotelyoma günümüzde tam bir tedavisinin olmaması nedeniyle en ağır ve öldürücü olanıdır.

Asbeste ilk maruziyet ile bu kanserlerin gelişmesi arasında geçen süre bazı kişilerde 40 yılı geçebilmektedir. Özellikle beraberinde kişi sigara da içiyorsa akciğer kanseri riski 90 kat artmaktadır. Asbest kullanımı yasaklanmış olmasına rağmen eski maruziyetlerin etkisinin önümüzdeki 30-40 yıl devam edeceği bilinmektedir. Sadece işçiler ve bölgede çalışan, bir nedenle orada bulunan kişiler değil aileleri de ciddi risk altında. Çünkü asbest lifleri maruz kalan kişilerin giysileri ile ev ortamına taşınabiliyor. Halk Sağlığı Uzmanları Derneği'nin (HASUDER) açıklamasına göre Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Planı dokümanında 2012 yılında asbest ile kırsal alanda temas etmiş bir milyon kişinin olduğu ve bunların yaklaşık yüzde 33’ünde asbest nedenli hastalıklar gelişecek ölçüde asbest ile temas olduğu ve toplamda 473 köyde asbest içerikli toprak kullanıldığı belirtilmektedir."

Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.