Ebru Pektaş

Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji bölümünden 2001 yılında mezun olan Ebru Pektaş, İleri Haber’de toplumsal cinsiyet konularında yazıyor. ¨Cinsellik, Şiddet, Emek¨ ve ¨Kadın Kurtuluş Hareketi - Ütopyalar ve Devrimler¨ olmak üzere yayımlanmış iki kitabı bulunmakta.
Köşe yazarları

Bir haysiyet meselesi

Yurttaşlık hukuku, toplum olma vasfı hızla aşınırken, kabile hukuku ile atomik birey arasında, "haysiyetin" tam olarak nereye kurulacağı; otonominin, saygı görme talebinin nerede mümkün olacağı belirsizleşmiş durumdadır.

Köşe yazarları

Yeni bir dönemde eleştiri ve öz eleştiri üzerine notlar

Ailenin kutsallık halesi sökülürken, sınıfın üstünden atlanmıştır. Bakım emeğinin sosyal politika konusu haline getirilmesi gerekliliği, kadın yoksulluğu ve işsizliğine dönük kamucu politikalar oluşturma ihtiyacı, emeğin cinsiyeli yüzündeki türlü konular ve bu arada iki yüz yıllık “eşit ücret talebi” merkezi temalar haline gelememiştir.

Köşe yazarları

İkinci Cinsiyet: Huzursuz, inatçı, oyunbozan okumalar-2

İkinci Cinsiyet, bedenle kültür, bedenle emek ve tarih arasında sürekli etkileşim kurar. Zaten Beauvoir, “özne, beden olarak değil, tabulara, yasalara tabi olan beden olarak kendi bilincine varır ve kendini gerçekleştirir.” diyerek kendisinden çok sonra kullanılacak toplumsal cinsiyet kavramına bereketli bir hat bırakmış olur.

Köşe yazarları

Kadının Adı Yok: Huzursuz, inatçı, oyunbozan okumalar-1

Güncelliği neredeyse hiç eskimemiştir diyebiliriz Kadının Adı Yok’un. Nitekim bugün çocuğunu okula “erkeklerle karşılaşmasın” diye göndermek istemeyen babaların iktidarı ile karşı karşıyayız. Çocukların “cinsel nesneleştirilmesini” doğal bulan, bu yüzden yalıtılması gerektiğine inanan yobazların iktidarı.

Köşe yazarları

“Duygusal durum değerlendirmesi”

Bugünkü yenilgimizin iyimserliğe değil ama tam da o olamadığı için yeni bir umut stratejisine bağlanması kaçınılmazdır. Bu stratejinin tıpkı “bizim duygu evrenimizdeki” dolambaçlı yollar gibi tüm bir yaşamı kuşatması; sandıkla barikat, mahalle ile işyeri, kent ile taşra, kalabalıklar ile yalnızlar arasında yollar bulması gerekir.

Köşe yazarları

Bir iktidar perspektifi

AKP’yi devireceğiz ama AKP sonrası için de kırmızı çizgileri çekebilme iddiamızı güçlü tutacağız. Bir iktidar perspektifini buradan yaratacağız!

Köşe yazarları

Müşterekliğin kurucu misyonu ve dayanışma 

“Dayanışma” kavramının aynı zamanda gerçek bir siyasi strateji içine yerleşme imkanı bulduğu oldukça özel bir dönemden geçiyoruz. Zira bu “dayanışma” insani bir refleksin çok ötesinde, “yıkım içinde yıkımdan” başka seçenek sunmayan AKP rejimine karşı “başka bir yaşamın” mümkün olduğunu hatırlatmaktadır.

Köşe yazarları

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, olmamalı da

Sınıf siyaseti ölçeğini, parti-sendika-işyeri üçgeninin ötesine taşımak; yaşam alanlarına, emeğin yeniden üretimi sürecinin türlü katmanlarına uzanmak ve burayı merkezi bir hat içine oturtmak, hiç olmadığı kadar hayati bir noktaya gelmiştir. “Çürük binada oturmak” işçi sınıfının kaderi haline getirilmişse burayı ancak bütünsel bir sınıf siyaseti kuşatabilir.