Mustafa Özer
2022 zenginlerin yılı olmuş
Büyümeden payınıza düşeni adil bir biçimde almak, büyütülen pastadan gerçek payınızı almak istiyorsanız önünüzde önemli fırsat vardır: 14 Mayıs seçimlerinde ezilen halklardan yana tavır alan, pastayı adil üleştireceğini söyleyen; en önemlisi de insan onuruna yaraşır adil, eşitlikçi ve özgür bir toplum sözünü veren partilere oy vermenizdir.
AKP döneminde yoksulluk
Eğer yoksulluğu “fıtrat”, “kader” ve “kader çizgisi” olarak görmek istemiyorsanız yapmanız gereken bellidir: 14 Mayıs seçimlerinde gidip oy kullanmak; kamucu, özgürlükçü, eşitlikçi politikalar uygulayacağı sözünü veren parti veya partileri iktidara taşımaktır. Aksi takdirde yoksulluk “fıtrat”, “kader”, “kader çizgisi” olmaya devam eder.
AKP iktidarının cari açıkla sınavı!
Çözüm bellidir: Belirli bir plan dahilinde kamu ile özel sektörün iktisadi faaliyetlerini eşgüdümleştirmek, yeni bir sanayileşme hamlesi ile aş ve iş yaratacak sürdürülebilir, kapsayıcı ve çevre dostu büyüme yaratacak politikalar izlemektir.
Türkiye ekonomi modeli altında dış ticaret
Planlı ekonomiye geçmeden, kamu ile özel sektörün iktisadi faaliyetlere katılımını ezilen sınıflar lehine yeniden düzenlemeden, Türkiye ekonomisini finans kapitalin boyunduruğundan kurtarmadan, Türkiye’de iç ve dış istikrarı sağlamak, Türkiye’yi dışa bağımlılıktan kurtarmak mümkün değildir.
'El parasıyla saadet' dönemi bitiyor
Görünen o ki: “El parasıyla saadet” döneminin sonuna geliyoruz. İktidarı döneminde dış borcu yönetilemez ve sürdürülemez düzeylere taşıyan AKP, nesiller boyu ödemek zorunda kalacağımız “çok büyük bir borç mirası bırakmaktadır”.
'Cari açık kolik' Türkiye!
Türkiye ekonomisini cari açık kolik olmaktan kurtarmanın yolu belli: Sanayileşmek.
ABD banka iflasları ve 14 Mayıs seçimleri
AKP iktidarı ile finans kapital arasında var olan “zorunlu kader birliğini” bozmanın zamanı geldi de geçmektedir. 14 Mayıs seçimlerinde oy kullanmak için bundan daha iyi bir neden olamaz!..
2022 büyümesi ve 'timsah kapitalizmi'!
Timsaha yem olmamak için yapılması gereken belli: Kamucu, emekçi dostu, ekonomiyi yeni bir sanayileşme hamlesi ile sürdürülebilir ve kapsayıcı bir biçimde büyütecek; geliri adil dağıtacak bir iktidarı işbaşına getirmektir.
Kendi ayağına sıkmak!
Bu kararı aldırtanlara önemli bir tarihsel gerçekliği anımsatmakta yarar vardır: Kendisi ve/veya zamanlaması yanlış iktisadi politika kararlarının esas yüzünü felaketlerde gösterdiği gerçeğidir. Seçim öncesinde kendi ayağına sıkmak gibi bir şey!..