Yavuz Aksoy Kitapları

      Yavuz Aksoy ismine ilk kez Erkan Baş’ın çıkarttığı “Bilim Tarihi Araştırmaları” dergisinde rastlamıştım. Kendisi aynı zamanda derginin danışma kurulunda da yer alıyordu. Üzerinden yıllar geçti, ikinci kez Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) tarihiyle ilgili kitapların peşinden koşarken yine kendisiyle karşılaştım. Kendisi YTÜ’den emekli matematik profesörü. Aynı zamanda profesyonel düzeyde müzisyen ve bilim/eğitim tarihçisi.  Bana istediğim kitapları, hatta fazlasını yolladı. Okudum, çok şey öğrendim; şimdi sıra yazmada.      

      "Osmanlı'da ve Türkiye'de Matematik Eğitimi ve İlk Matematikçiler" isimli kitabı bildiğim kadarıyla alanında bir ilk. Elbette çok sayıda matematikçinin yaşam öyküleri yazıldı ancak bu kitabın farklılığı sadece toplu olarak çeşitli biyografileri vermesi değil, bir bütün olarak ele alması. Demek istediğim matematikçilerin yaşam öykülerini eğitim tarihi içerisinde, eğitim tarihini de toplumsal tarih içerisinde ele alması. Yazarın görüşlerine katılmayabilirsiniz ama anlattığı matematikçilerin gökten gelmediği, hepsinin ve ürettiklerinin toplumsal ilişkilerin bir ürünü olduğunu göstermesi açısından çok önemli. Sanırım bu nokta tarih yazımı ile kronoloji yazımı arasındaki temel ayrım olsa gerek; kronoloji alt alta listeleme yaparken, tarihçilik çalışılan özneyi çevresi ile birlikte değerlendirir.

     Matematik tarihinde ilgimi çeken kişilerden biri Konstantin Karateodori olmuştur. Karateodori İzmir doğumlu bir Rum’dur. Yükseköğrenimini Almanya’da görmüş ve akademik yaşamına orada devam etmiş ve uluslararası üne kavuşmuştur. Başta Breslau teknik üniversitesinin kuruculuğu olmak üzere yöneticilik deneyimi de vardı.

     İzmir’in işgali sonrası Venizelos Anadolu’da kalmayı kalıcı hale getirmek için Yunanistan’ın ikinci üniversitesini İzmir’de açmaya karar verir ve bilim insanlığı, yönetim deneyimi ile Anadolu kökenli olmasını göz önünde kurucu rektör olarak Karateodori atanır. Üç yıllık bir kuruluş çalışması sonrası 1922 yılında, henüz daha öğrenci alamadan, İzmir’in kurtuluşunun hemen öncesinde üniversite kapatılır ve tüm malzemeleri ve kütüphanesi Atina’ya taşınır. Bugün bu üniversite hakkında elimizdeki tüm bilgi birkaç sayfayı geçmiyor. Sonradan Nazım Terzioğlu’nun (yakınlarda kaybettiğimiz Tosun Terzioğlu’nun babası) doktorasını Karateodori’nin yanında yaptığını öğrendim. Terzioğlu’nun bu konuda yayınladığı metin yok ama eminim aralarında bu konuyu çokça konuşmuşlardır. Belki aileden birilerinin bu konu hakkında bildikleri bir şeyler vardır ve bu yazıyı okuyup yazarlar da tarihin bir noktası daha aydınlanır.

     Türkiye matematik tarihinin önemli noktalarından bir diğeri de Mustafa Kemal’in onca iş arasında oturup bir geometri kitabı (kendi deyimiyle kılavuzu) yazması. Kitabın yazılma süreci üzerine elimizdeki bilgilerin kaynağı Agop Dilaçar. Kitaptaki açı, üçgen, boyut gibi onlarca sözcüğü Mustafa Kemal’in türettiği söylenir (Kitapta “içindekiler” yerine de “bulduru” kullanılmıştır)  . Diğer yandan Niyazi Berkes anılarında halkevlerinde kütüphane memurluğu yaparken eline geçen Azeri ve Kazak dillerinde (lehçelerinde) yazılmış matematik kitaplarında bu sözcüklerin bazılarının geçtiğinden söz eder. Elbette bu durum Mustafa Kemal’in değerini düşürmez; değişik lehçelerdeki öz Türkçe sözcükleri bulup bunları gün ışığına çıkartmak, kullanıma sokmak da çok önemlidir. Ama bence dilciler adı geçen sözcüklerden hangilerini bizzat Mustafa Kemal’in türettiğini ortaya koymalılar.

     Neyse ben sağa sola iş dağıtmaktan (Terzioğlu ailesine, dilcilere) vaz geçip asıl konumuza döneyim.

 

     Aksoy’un üç kitabı (Yüzüncü Yılında Yıldız Teknik Üniversitesi, 100. Yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Vakıf ve Dernekleri ve Bana Yıldızı Anlat) YTÜ konusunda yazılmış tek kitap serisi. Birbirini tamamlar nitelikteki bu kitaplarda yine ülke gündeminden kopmadan YTÜ’nün gelişimi 1911 yılında Kondüktör Mekteb-i Alisi’nin kuruluşundan başlayarak günümüze dek anlatılıyor. Yazarın anlattıklarının yaklaşık kırk yıllık sürecinin doğrudan içinde yer alması da yazılanları daha değerli kılıyor.

    

    Bu kitap dizisini sadece YTÜ tarihi olarak okumamak gerekiyor. Özel yüksekokulların sorunları ve devletleştirilmeleri, akademilerin üniversiteye dönüşümü gibi genel sorunlar da YTÜ ile ilişkisi çerçevesinde tartışılıyor. Çok kişinin bilmediğini düşündüğüm, Kocaeli Üniversitesi’nin kuruluşunun YTÜ içerisinde oluşu veya yazar Oğuz Atay’ın YTÜ sendikası yönetiminde yer alması veya YÖK düzeninde başarıyı yüksek göstermek için notların değiştirilmesi gibi konular okuyucuya ilginç gelebilir. Gördüğüm en önemli eksiklik bilgi üretimi konusuna fazla değinilmemiş olması kitaplarda.

     Sözlük okur musunuz? Ansiklopedi okumayı hiç denediniz mi? İlk soruyu bilmem ama hemen herkesin ansiklopedi okuduğunu veya bitiremese bile okumaya başladığını en azından kendi çevremden biliyorum. Tabii bu iş gençlikte yapılır. İlk soruya gelince, itiraf etmeliyim, ben hala sözlük okurum; demek istediğim sadece kaynak olarak kitaplığımda tutmam, başından başlayıp sonuna dek okurum. Elbette sözlükten kastım, bir dilin tüm sözcüklerini kapsayan büyük sözlükler değil, belirli bir konudaki tematik sözlükler. Örneğin, Yavuz Aksoy’un “Bilimler Sözlüğü” gibi.  Bence oyun gibidir sözlük okumak, sadece o konudaki bilgi düzeyinizi sınamazsınız, basit bir tanım vermekten çok öteye geçmedikleri için de yeni okuma alanları da açar önünüzde. Bu açıdan bakıldığında ansiklopedi okumanın edilgenliği, sözlük okumada etkenliğe dönüşür. Yani benzer gibi görünseler de aslında birbirlerinin tersi oldukları söylenebilir.

      Astroloji, fütüroloji, cinbilim gibi kavramların Bilimler Sözlüğünde yer almasının beni rahatsız ettiğini de söylemeliyim. Özellikle bilimdışılığın güçlü bir politika haline geldiği günümüz Türkiye’sinde bu noktaya özelikle duyarlı olunması gerektiğini düşünüyorum.

    Bir diğer nokta ise “loji” ya da “logos” ekini alan her kavramın bir bilim dalını yansıtmadığı kanısındayım çünkü bu logos aynı zamanda kavram da demektir. Örneğin antoloji. Veya totoloji. Bence bunlar ve buna benzer diğerleri de sözlük dışında kalmalıydı.

     Neyse, Yavuz Aksoy’un kitaplarından ben çok şey öğrendim, keyif aldım. Öneririm.

Not: Yavuz Aksoy’un kitaplarını piyasada bulmak güç. En iyisi http://yavuzaksoy.com/ sitesine girmek. Burada her kitabına(30 civarında kitabı var)  nasıl ulaşılacağı anlatılıyor.