Yatak odasından mutfağa 'kişisel olan' ve devrim

Şili’den dünyaya yayılan ve ülkemizde de karşılık bulan Las Tesis dans performansı hepimizi heyecanlandırıyor kuşkusuz. Dünyayı saran bu dans dalgasında düşünsel kimi temeller de var üstelik. 

Las Tesis kolektifi, Arjantinli feminist antropolog Rita Segato'nun cinsel şiddetin “politik bir sorun” olduğunu söyleyen teorisinden yola çıkıyor. “Politik olanla” ilgili bu özel mimleme Segato’yu, “kişisel olan politiktir” perspektifi yerine “politikayı evcilleştirmek” (domesticating politics) olarak adlandırdığı başka bir ufka taşıyor. (1)

Adım adım gidersek… 

Öncelikle “kişisel olan politiktir” sözü ne anlatıyordu?

1960’lı yıllarda radikal feministler tarafından ortaya atılan “kişisel olan politiktir” sözü şunu ifade ediyordu: Evde olan, yatakta olan, mutfakta olan, ilişkilerde olan, özel ve mahrem addedilerek dokunulmaz, sorgulanmaz varsayılan hemen her şey düpedüz politiktir. Erkek egemenliği, güç ilişkileri ve devlet politikaları pek çok veçhesiyle “kişisel olan” denilen yerdedir. (2)

Tüm bunlar elbette son derece isabetli tespitler.

Yine de bugünün dünyasına bakarak “kişisel olan politiktir” için özellikle üç noktada kimi notlar düşmek mümkün görünüyor.

1- Bugünün dünyasına bakıldığında “kişisel olan politiktir” perspektifi kendisine hiç umulmayan bir yerden karşılık bulmuş görünüyor: Kişisel olanı “güç fetişizmiyle” “tüketim arzularıyla” donatmak isteyen neoliberal kapitalizm ve elbette kadınlara yeni türde bir güçlenme vadeden, onları tam da cangılın ortasında bir tiger olmaya güdüleyen bir “sepete ekle” feminizmi.

“Feminist” Beyonce “En iyi intikam, kazandığınız paradır” diyerek kişisel alana güç veriyor(!) Ariana Grande “Kirpikler ve elmaslar, ATM’ler/sevdiğim her şeyi kendim alırım” diyerek kadınlar için “sepete eklemenin” muazzam gücünü işaret ediyor. (3) 

Deniliyor ki “kişisel olan politiktir ve onu ‘piyasa’ ile kuracağız”

2- “Kişisel olan politiktir” perspektifi yine hiç beklenmedik başka bir yerden de karşılık bulmuşa benziyor. Otoriter kapitalizmin son on yılda neredeyse global bir örüntüye dönüştürdüğü Trumplı Tayyipli Putinli Borisli rejim ve siyasetleri, “kişisel olan politiktir ve biz onu ‘otoriteyle’ (ya da faşizmle) kuracağız” diyor. Kişisel yaşamın pek çok ayrıntısı kadınlar aleyhine düzenleniyor, giyim kuşamdan beden politikalarına cinsiyetçilik devlet politikası haline geliyor.

Politik olanın bütün haşmetiyle “kişisel olana” çöreklendiğini ve “evet politiktir” dercesine yaşamların işgal edildiğini görüyoruz.

3- Radikal feminizmin “kişisel olan politiktir” perspektifi, elbette politik nötr (tabula rasa) bir ortama doğmamıştır. Daha açığı, Yeni Solu “erkek merkezli” olmakla eleştiren ama bizatihi onun içinden doğan radikal feminizmin doğum lekesi, reel sosyalizm eleştirisi ve çoğunlukla karşıtlığı olmuştur. 

Reel sosyalizm karşıtlığını bir kenara koyalım. Ancak iktidar/devlet kavramına önsel olarak bindirilen pejoratif kodlama, “politik olanın” aslında tam da “özel alanda” “kişisel olanda” görülmesi gerektiği fikri ve “direnişi” başa yazan bir anti-iktidar stratejisi olarak politikanın yücelmesi, yara almanın ve güçten düşmenin mümkün olduğu dikenli yolları ifade etmektedir.

Bugünden bakıldığında kapitalizm ve erkek egemenliği çok daha damıtılmış, dolaysız çıkar örgütü gibi, çete gibi, kardeş erkekler örgütü gibi iş gören devletlerde, rejimlerde, siyasetlerde yol bulurken acaba “kişisel/politik olana” dönük rota ısrarı ne anlama gelmektedir?

Bu yollarla acaba kadının kurtuluşu, adlı adınca iktidar perspektifinden, siyasetin determinist ilkesinden koparılarak, “kişisel olanın da politikaya dahil edileceği” gerçek ama mütevazı bir ölçeğe doğru geri çekiliyor olabilir mi?

Derinleştirilmesi bu yazının hacmini aşacak olan iddiamız şudur:

Tarihsel nedenlerle sosyalist bile olsa iktidarın “erkliğini”, erkekliğini aşamazsınız. Zira bu çok uzun bir toplumsal devrim sürecini gerektirir. İktidarın erkekliğini yok edemezsiniz, onu ele geçirmeniz gerekir, onu işgal etmeniz gerekir, ona hükmetmeniz, bütün güçlerine el koymanız gerekir.

Kadının kurtuluşu için iktidar perspektifi budur.

Bu türden bir iktidar perspektifi olmazsa size bugün “hele bir sosyalizm gelsin” diyen, yarın “hele bir komünizm gelsin” diyecektir. (4)

Bu türden bir iktidar perspektifi olmazsa siz “politikayı evcilleştirmekten” bahsederken pantolon giyme özgürlüğünü arar hale gelebilirsiniz.

Bu türden bir iktidar perspektifi olmazsa siz “evdekini politikleştirmeye” çalışırken “politik olan” sizi sonsuza dek eve kapatabilir!

Kaynaklar

1-    Rita Laura Segato, “A Manifesto in Four Themes”, s.13

2-    Carol Hanisch, “The Personal Is Political” , Bu makalede Yeni Sol’un “erkek merkezli” bakışı eleştirilmekte ve bilinç yükseltme gruplarına dönük olarak küçümseyici “terapi” iddiası, kişisel olan politiktir denilerek çürütülmektedir.

3-    https://www.catlakzemin.com/tuketici-feminizmi-son-bulacak-mi-surdurulebilir-bir-gelecek-icin/

4-    Monika Gartner-Engel, Stefan Engel, Kadının Kurtuluşu İçin Yeni Perspektifler, Akademi yay.,2012, s.195-196