Kentleri esir aldılar, yerel yönetimler eliyle ‘’yeni yaşam biçimi’’ adı altında gericiliğin toplumsal genlerini enjekte etmeye çalışıyorlar.
Tıpkı, ‘’Yeni Türkiye’’adı altında, aydınlanmacılığı geriye çeken, cumhuriyet değerlerini bir bir yok eden eski ve gerici ideolojik toplum modelini dayatmalarında olduğu gibi.
O yasakçı kafalar, ülkede terörün körüklenmesine çanak tuttuğu gibi, yerelliklerde de bütün kazanımları geri almak için elinden geleni ardına koymuyor.
Bizler, emek ağırlıklı bir kentte, uzun süredir yaşam biçimine ilişkin birbirini takip eden dayatmalarla karşı karşıyayız.
Eğlence Yerleri ve Yatırımcıları Derneği’nin uzun zamandır sürdürdüğü mücadeleyi yakından izleyenler bilir ki, AKP zihniyeti, alkollü işyerleri ve eğlence mekanlarını kent dışına atıp, merkezi ‘’arındırıcı’’ yaşama tabi tutmaya çalışıyor.
Yani, yasakçı kafanın emrettiği gibi hareket ediyor.
Bu tarza, bir kere ‘’yağma yok, yaşam bizim, savunacağız’’ diyerek karşı çıktık. Bu karşı çıkış sürüyor, sürdürülecek ve mutlaka kazanan biz olacağız.
Çünkü, HAKLIYIZ…
Yasakçı kafalar, şimdilerde, kendin demokratik reflekslerini zayıflatmak ya da yok edildiğini göstermek için harekete geçti.
O yasakçı kafa, Anayasal ve yasal hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşlerini fiilen gasp etmek, insanlardan yalıtmak ve özündeki propaganda yapma niyetini boşa çıkartmak için yeni tezgahlar peşinde.
Büyükşehir Belediyesi’nin AKP zihniyeti, mitingler için Gölcük yolundaki Sefa Sirmen Bulvarı üzerinde yer alan uluslararası fuar merkezinin yanında bulunan 55 dönümlük araziyi, valiliğe ‘’miting yapılacak alan’’ olarak öneriyor.
Dedim ya, yasakçı kafalar, yeni tezgahlar peşinde…
Kendileri, cami çıkışı ya da mevlitler sonrası tekbir getirerek kentin her yanında polis desteğiyle dolaşabilecek, muhalif olanlar demokratik taleplerini tepkileriyle dile getirmek istediklerinde insandan yalıtılmış bölgelere gitmeye zorlanacak.
Biz, bu yasak kararlarını fiili mücadeleyle ortadan kaldıran bir gelenekten geliyoruz ve bunu birden fazla kez hayata geçirdik. Bunu en iyi bilen de, o yasakçı zihniyet sahipleridir. Almış oldukları yasak kararlarını ters çevirip başlarına geçirdik. Yaptık, yine yaparız.
Çünkü HAKLIYIZ…
Anımsayın HAZİRAN direnişi günlerini,
Onlar yasaklamıştı, ama HAZİRAN direnci o yasakların yok hükmünde olduğunu tüm topluma ve dünyaya göstermişti.
Özgürlük işareti olan rengarenk yaşamı bir merdiven basamaklarında resmetmeye bile tahammül edemeyenler, o boyama çalışmalarını yasaklamış, yapanlara kolluk güçleri eliyle saldırmış, gözaltına aldırtmış, hatta ileri giderek tutuklattırmıştı.
Ama, yanlış hesap yine Bağdat’tan döndü ve İzmit Akçacamii Caddesi’nde bulunan merdiveni boyayan gençler hakkında açılan davadan 2 yıl sonra beraat kararı çıktı.
5 Eylül 2013 günü merdivenleri boyayan bir gruba polis saldırmış ve içlerinden gözaltına alınan 5 genç için daha sonra dava açılmıştı. O davanın son duruşmasından çıkan beraat kararının gerekçesi de, ders niteliğinde. Deniliyor ki: ‘’Polise görevi yaptırmamak için direnme suçunun yasal unsurları oluşmadı’’
Evet, HAZİRAN ayaklanması sırasında yaptık, yine yaparız.
Çünkü, HAKLIYIZ…
Benzer konularda, on yıllardır ülkeyi yöneten muhafazakar anlayışın karşısına dikilebileceğimiz, HAKLIYIZ diyebileceğimiz olaylar var. Hepsi, hem kent hem de ülke ölçeğinde tek tek örneklenebilir.
Ama, bugün, ülkemiz açısından gelinen noktada, tek tek vakaların pek bir öneminin kalmadığı ortada. Genel anlamda yasakçı zihniyetin, haksızlıkların ve zulmün herkese çok pahalıya malolduğu bilinmektedir. Buna rağmen, gerici, ırkçı ve faşist bir zihniyete sahip AKP kadroları, ülke genelini ve hatta tüm yerellikleri germek, savaş alanına çevirmekte sakınca görmüyor.
Dağlıca saldırısında yaşamını yitiren askerlerin acısı ülke topraklarına düştüğünde, ‘’kana kan, intikam’’ diyerek sokaklara fırlayan, o askerlerin ölümünü fırsat haline dönüştürüp yasakçı zihniyetin dayatmalarından güç alanlara, muhalif her kesime saldırı konusunda adeta fiili yetki tanınmıştır.
HAKLIYIZ, yağma yok, yasakçı kafalara inat sesimizi yükselteceğiz.
HAKLIYIZ, sorunun zenginlerin, yoksulları daha fazla sömürmek için yeni yöntemler peşinde koştuğunu anlatmaya çalışacağız.
HAKLIYIZ, bu nedenle, ülkenin emekçileriyle birlikte eşitlik, özgürlük ve adaleti barındıran sosyalist iktidarı kuracağız.
Herkes biliyor ki, yasakçı kafalara inat, BİZ HAKLIYIZ, BİZ KAZANACAĞIZ…