Vezir yetmez Şah düşecek

Satrançta vezir ne zaman feda edilir?

Dünya Satranç Federasyonu’nun güncel “En iyi 100 oyuncu” sıralamasının tepesinde bir Norveçlinin ismi var: Magnus Carlsen. 

Satrancın Mozart’ı olarak adlandırılan Carlsen’in dünya şampiyonluğu maçlarında, bir taktik olarak “vezir fedasına” başvurduğunu biliyoruz. 

At ve fillerle kurduğu oyun sayesinde, vezirini feda ederek rakibini mat etmeye gidebilen ve bunu ünvan maçında yapabilme cesareti gösteren bir isim Carlsen. 

Bizim gibi henüz satranç oyununun abece’sinde olanlar açısından ise genelde “vezir fedası”, “vezir vedası” olarak tezahür ediyor. Mat olmaya giden yolun basamaklarından biri olarak vezirimizle vedalaşıyoruz. 

*

“Damat Berat Albayrak’ın istifası” olarak dün geceden beri gündemde olan gelişmeye ilişkin çok değerlendirme yapıldı. Bunun kayınpederi Tayyip Erdoğan’a rağmen mi, onun isteğiyle mi, zorunluluk olarak mı gündeme geldiği değerlendirildi. 

Dahası, konunun Merkez Bankası rezervlerindeki radikal düşüş, Türk Lirası’ndaki aşırı değer kaybı, Merkez Bankası başkanının değişimi, ABD’de yeni sona eren seçim süreci ve bu ülkede devam eden Halkbank davası ile ilgili olabileceği de söylenenler arasında. 

*

Bir ara değerlendirme olarak, konunun ABD merkezli olarak tartışılmasını doğru bulmadığımı belirtmek isterim. Halkın yaşadığı ağır ekonomik yıkım olmasaydı, Türkiye’deki bu tablo iktidarı toplumsal destek bakımından etkilemiyor olsaydı, ABD’den nasıl bir “tehdit” gelirse gelsin bakanı istifaya götürecek bir süreç yaşanır mıydı?

İkinci olarak, İleri Haber’de daha önce de defalarca ele alındığı gibi, büyük ölçekli işletmeler, büyük kapitalistler bakımından Türkiye’deki ekonomik durumun kötü olduğu asla söylenemez. 2020’nin ilk dokuz ayına ilişkin kâr artışlarına bakıldığında sermaye sınıfının uygulanan politikalardan memnuniyetsiz olamayacağı açıktır. 

Ve üçüncüsü, Saray Rejimi adını verdiğimiz bu yapı aynı zamanda büyük hanedanların da bir çatışma alanıdır. Bu çatışmada, Albayrak ailesi medya ve sermaye gücüyle bir yer edinmiştir. Saraylar söz konusu olduğunda, evlilikler, aile ilişkileri büyük oranda iktidar odaklı kurulur veya dağılır. 

*
Bardağı taşıran damla ne olursa olsun, “istifa” için asıl bakılması gereken nokta, yaşanan büyük yoksullaşma, iktidara karşı yükselen toplumsal tepkidir.

Daha önce Süleyman Soylu’nun istifası gündeme geldiğinde bir tek adam rejiminde tasfiyeler, görevden almalar veya istifaları hangi dinamiklerin tetiklediğini şu sözlerle anlatmaya çalışmıştım:

“- Bir uygulama geniş toplumsal kesimlerde infial yaratmıştır ve tek adamı kurtarmak için biri feda edilmelidir;

- “Bir arada tutma” dediğimiz olgu bir pasta paylaşımını da içermektedir. Bir kişi veya grubun hak ettiğinden fazlasını istediği düşünülmüştür;

- Yine, bir grubun veya onu temsil eden kişinin, politik iddialar bakımından “tek adamlığı” tehdit edecek iddialar taşıdığı değerlendirilmiştir;

Köklü bir politika değişikliğine gidilecektir ve bu, önceki dönemde önemli olan bir grupla vedalaşmayı gerektirmiştir.”

Soylu, Saray Rejimi’nin MHP ile bağlantısını temsil ediyorsa, Albayrak da büyük bir sermaye ve medya gücünü, hatta akrabalık ilişkilerini temsil etmektedir. Bu nedenle ne Soylu’nun istifası olayı suni bir mesele olarak ele alınabilirdi ne de Albayrak’ınki…

Erdoğan, her ne kadar cüretkar bir adım olarak görse de Soylu’nun istifasını, MHP ile hesaplaşmayı yersiz gördüğü için kabul etmemişti. 
Bu satırlar, henüz Erdoğan’ın damadı hakkındaki kararı bilinmeden yazılıyor. 

Albayrak’ın mektubundaki “at izi it izine karşıtı” ifadesinde, istifa etmenin kendisinde ve istifadan hemen önce meydana gelen Merkez Bankası başkanı değişikliğinde kendini gösteren karşılıklı rahatsızlık bir veridir. 

Anlaşılan, bir kez daha siyasetteki o klasik süreç işlemekte ve Şah’ı kurtarmak için Vezir feda edilecek boyuta varılmıştır. 

Erdoğan’ın kararı yalnızca, bunun göze alınıp alınamadığını gösterecektir, yoksa mesaj nettir. 

Saray koridorlarında yaklaşık son 19 saattir yanıtı aranan da “Vezir’in temsil ettiği kesimler Şah’la bir savaşa girebilir mi?” sorusudur.

Bu sorunun yanıtının ne olduğunu kısa süre içerisinde anlayacağız…

*

Satranç, çok iyi bir oyun olsa da, örneğin dama gibi eşitliğe dayanmaz. 

Şah varsa, diğer tüm taşlar onu korumak için dizilmiştir. 

Siyasette ise bir ekleme daha yapabiliriz: Yapılanlardan “Şah” sorumludur. 

*

Saray Rejimi, Vezir’i feda edebileceğini göstermiştir. 

Genç satranç ustası Carlsen unvan maçında veziri vermiş, dünya şampiyonluğunu kazanmıştı. 

Halkın önündeki soru: Vezir’le yetinip yetinmeyeceğine ilişkindir ve cevabımız açıktır: 

“Vezir yetmez şah düşecek!”