Verşan Kök olmak
Özgür düşüncenin, özgür ifadenin olmadığı yerde bilimden söz edilemez. Bu nedenle, günümüzün rektörlerinin bilimsel ünvanları sadece birer kartvizit ve dünya çapında bir geçerliliği yok.
Başlıkta adı geçen şahıs ODTÜ’nün seçilmiş değil atanmış rektörü. Görevi kabul etmiş. Ülkenin en köklü üniversitelerinden birine seçilerek girmiş binlerce öğrencinin ve akademisyenin 2016’dan bu yana başında. Öğrencilerden daha çok polisle ilişki içinde olduğunu okula sıklıkla polisin girmesine izin verdiğinden anlıyoruz. Okulunu, öğretim elemanını, öğrencisini korumak, kollamak gibi bir kaygısı yok ki bu gerçekten de incelenmesi gereken bir durum. Nasıl böyle olunur? Neyse işte bu ve bunun gibi nedenlerle Allah kendisine uzun görevler vermesin, ama uzun ömürler versin! Zira, iktidar sarhoşluğunda kendisi fark etmese de tarih affetmez. Bugün, Hasan Tan adı tarihin çöplüğünde nasıl anılıyorsa bazı isimler de yakın tarihte öyle anılacak. O günleri görsün. İnsanın isminden başka neyi olabilir ki?
Teknik bir üniversitede en temel konu analitik düşüncedir. ODTÜ’deki sınav sorularının altında mutlaka ‘cevabınızın nedenini açıkça belirtiniz,’[1] gibi bir ifade geçer. Böyle bir görevin nasıl kabul edilebileceğinin cevabını Verşan Bey’den bekliyoruz. En azından kendisi mühendis, onca calculus, differential equations, fluid mechanics dersleri boşa mı gitsin. Elbette kendisine göre bir nedenselleştirmesi vardır, ancak minareyi çalanın kılıfını hazırlamasının ODTÜ camiasında tutmayacağını da bilmesi gerekir.
Burada konu bir insan olarak Verşan Kök değil. Ayıp etmeyelim kendisine. Ülkede sayısını bilemeyeceğimiz kadar üniversitede, fakültede o kadar çoklar. Hatta cübbeleri bile var, fakat o cübbe Süpermen’in pelerini değil, uçurur gibi yapsa da fena yere çakılır insan: örneğin Boğaziçi’nin geçen yılki atanmış rektörü Melih Bulu. Acaba şimdi nerede? Bir okul düşünün, okulun bir hocası olarak sınıflarda, kantinlerde, kütüphanede özgürce dolaşıp kimseyle selamlaşamıyorsunuz ve her gün bu ülkenin, bu dünyanın geleceği olan gençlerin, onların ailelerinin, okulun mezunlarının lanetini alıyorsunuz. Eski Yunan tragedyalarından beter bir durum. Sahi siz karınca beyleri gece gözlerinizi kapadığınızda nasıl uyuyorsunuz? Rüyalarınızda neler var?
Bugünler üniversitelerin mezuniyet töreni günleri. İnsan hayatının belli başlı dönüm noktaları vardır. Türkiye gibi kendine özgü zorlu koşulları olan bir yerde bu tip törenler değerlidir çünkü eğitim sistemi ödüllendirme yerine cezalandırma üzerine kurulu. Bunca sınavın olmasının başka nasıl bir açıklaması olabilir? Bari bir günlük de olsa ödül olsun. Zaten sonrası muamma! Türkiye’de maalesef eğitim yok sınav var, oysa asıl sınav bu muammayı çözmek değil mi? Öte yandan, bunca sınavı aşmak ve mezun olmak da sonuçta ciddi bir iş. Hatta o sınavların ilkokulda başladığını düşünürsek yaşamın en güzel yılları sabır, metanet, çile… O zaman mezuniyet töreni değerlidir ve bu tamamen öğrencilerin organize etmesi gereken bir etkinliktir. Cübbelilerin yanlarına güvenlik görevlilerini alıp insanlara konuşma yapması değildir tören. Onlar zaten hep konuşmadı mı? Verşan Bey, yılların geleneği Devrim Stadyumundaki töreni iptal etmiş, yasaklamış. Hayırlı bir işini göremediğimiz için pek de şaşırtıcı değil
Ülke çok taraftan kıskaca alınmış durumda olsa da bütün bu sorunların çözümü bilimsel düşünceyle ve bu düşüncenin yaşama geçmesiyle mümkün. Ne yazık ki, bu sorunlar iktidarları besler. Türkiye’de hiçbir ciddi sorunun kalıcı olarak çözülememesi de bundan dolayı. Bu kadar çok ihtiyaç fazlası üniversiteyi açmak bilimi ortadan kaldırmak için basit bir yöntemdi mesela. Sporda, sanatta, bilimde, yaşamın her alanında söz ve egemenlik sahibi olmak isteyen iktidar için bu bir siyasi araçtı, fakat bilimi bilmedikleri için projeleri boşa çıktı çünkü bilim biat etmez. Biat eden, emir uygulayan biliminsanı değil memurdur. Memur bilim yapamaz, amir de yapamaz. Özgür düşüncenin, özgür ifadenin olmadığı yerde bilimden söz edilemez. Bu nedenle, günümüzün rektörlerinin bilimsel ünvanları sadece birer kartvizit ve dünya çapında bir geçerliliği yok. Belki de hırçınlıkları bu acı gerçeği bildiklerinden.
[1] Justify your answer.