Ve Etyen Van'a gelir...

Davutların Ahmet ile Mahçupyanlardan Etyen, birbirilerine danışırlar. Etyen, Van’a gitmek istemektedir. Ahmet, “Durduğun kabahat!” der, oraların ne kadar önemli olduğu üzerine  derin sohbetin sonu  şu aralar biraz gergin olan ortamı rahatlatmak için bir stratejiye bağlanır.

Etyen, bunu iyi yapar. Nerede ne diyeceğini iyi bilir. Van’a  gelmek bunu gerektirir. Hele bir de üniversitede bir paneldeyken, öyle rahat ki…

Etyen, mahcup bir şekilde dert yanar. Üniversitelerin durumu kötüdür, ordunun hali içler acısıdır, bürokrasi mi onun da ne olduğu bellidir. Yargı, hukuk peh… Bütün kurumlar kendi içlerinde çökmektedirler. Sorun büyük olunca  çözüm de büyük olur. Hangi parti gelirse gelsin bu sorunları tek başına çözemez... Zavallı Etyen ne yapsın…

Ama durun bir şeyi yapabilir hala… Ya da danışmanlık işte budur tam da, gelip buralara sistem  eleştirisi yapacağını mı sandınız? O bir girişti. Şimdi gelişme var sırada…

Etyen,  yavaş yavaş konuya girer. Kimlik dışa vurumunu sert eleştiren Etyen, bunu toplum olamamaya bağlarken,  İslami kimlik ve Kürt kimliğini  bir güzel ele alır. Bakmayın güzel dediğime siz, Etyen’nin, mahcupluğu ortadan kalkınca,  elinde sopa  Davutların Ahmet ile Erdoğanların Tayyip’inin bileşkesi nasıl olur onu gösterir bizlere. Hep danışmanlık nereye kadar biraz da silüet lazım. İlk sopa alevlilere,  dini azınlıklara ve seküler güçlere mi desek,  işte oraya sallanır. AKP’nin, Müslümanlara zihni açılım sağladığını anlatıyor, bunun Türkiye’deki en önemli  gelişme olduğunu söylüyor, bu konuda durmak yok yola devam diyor. Yola devam edilmezse eğer, zinhar,  bir padişah buyruğunu okuyan tellal misali  diyiveriyor.  “İyiye  gidiş olmaz” … Anladınız mı alevi, seküler, dini azınlık mensubu yurttaşlar…

Ha bir de asıl konu var tabi. Kürt açılımı. Etyen bu konuda çok doludur. Anlatır da anlatır ama tek bir şeyi anlatır. Tayyip Erdoğan değişmiştir, gelişmiştir, yani işte canım AKP olmazsa süreç de biter, sonra gelsin seksenler, doksanlar… Anladınız mı Kürtler, ona göre…

Etyen’e sorarlar tabi… ”Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Haşa bana Ermeni bile dediler’ ve siz buna rağmen bu çelişkiler içinde kalkıp AK Parti’ye geçtiniz. Bunu açıklayabilir misiniz?”  Etyen uslanır mı hiç? Yapıştırır  cevabı...  “Evet bir Ermeni’yim, bu topraklarda yaşıyorum. Bu topraklarda ama sadece bir Ermeni değilim. Bir aydınım, düşünüyorum ve anlamaya çalışıyorum. Biraz önce de size tavsiye etmeye çalıştığım gibi.”

Etyen’in tavsiyesini anlamaya çalışalım.

1-     Tayyip Erdoğan hatalarına rağmen çok önemli, değerli, değişmiş ve gelişmiş bir Cumhurbaşkanıdır.

2-     Kürtler, Türkler Müslümanlar, azınlıklar bunun kıymetini bilmelidir. Yoksa…

3-     Kendisi Bir Ermenidir ve herkese bu partinin danışmanı olmasını anlamaya çalışmak olarak yutturmaya çalışsa da asıl görevi bu partiyi geleceğe taşımaktır.

4-     Etyen olmasa ne yapardık?

Daha ne olsun be Etyen, Van’a gelmişsin sopayı sallayıp gitmişsin. Tavsiyelerini dinleyeceğiz. Seni anlayacağız hem de çok iyi anlayacağız ki zaten ortaçağa geriletilmiş ülkemizde "AKP olmasaydı ne olur du?" sorusunu hiç unutmayalım… Zira sorana bağlı olarak değişen oldukça güzel bir sorudur.  Ona “yeter be” diyen , “hükümet istifa” diyen milyonların  eli ile AKP’nin düştüğü Türkiye sonrasının heyecanını duyalım. “Bir AKP vardı”  diyelim…

Etyen, seni Yoldaş Pançuni’ye havale ediyorum . Soydaşın ve sınıf düşmanındır bilesin…

Yoldaş Pançuni’nin Van’a gelişi ve tavsiyeleri ise haftaya kalsın…

 [email protected]