İnsan, bireysel yaşamında o kadar çok şeyi unutuyor ki, buna toplumsal yaşamda unut(tur)ulanlar eklenirse, koskocaman bir ‘’unut(tur)ulanlar manzumesi’’ ortaya çıkar.
Sembollerimiz
İzmit’in sembolü, İzmit’teki en önemli tarihi değer olan Saat Kulesidir. Kulenin maketi yapıldı, kente yeni gelen ya da veda eden konuklar ile üst düzet görevlilere hem Valilik hem de Büyükşehir Belediyesi tarafından armağan edildi.
Ama, ne yazık ki saatlerini bir türlü çalıştırılamıyor…
Bunun nedeni nedir, kapsamlı açıklama yapan kimse yok. Eğer maliyet ise yapılan ekstra harcamaların yanında ‘’devede kulak’’ denilebilecek bir maliyet olduğu herkes tarafından biliniyor. ‘’Tamirci bulunamıyor’’ denilecekse bu da inandırıcı değil, çünkü Türkiye’nin hemen her yerindeki saat kulelerinin saatleri çalışıyor. Demek ki, tamircisi var.
Geriye, koruyuculuk anlayışının hayata geçirilememesi kalıyor. Tamir ediliyor, bir süre normal çalışıyor, sonra hemen bozuluyor. Kuledeki saate dışarıdan müdahale yapılıyorsa koruma altına alınmalıdır. Bu korumanın nasıl olacağını, elektronik koruma ağları kuran kişi ya da firmalar elbette ayrıntılarıyla ilgili kuruma aktaracaktır.
Bu yüzden, sembollerimizin bakımsız ve kullanılamaz halde oluşunu kabullenmemiz beklenmemelidir.
Gölcük ilçesinin Kavaklı sahilinde de bir Saat Kulesi var. İzmit’teki gibi tarihi değeri yok, ama o sahile bir farklılık getiriyor, bir değer katıyor. Ne yazık ki, o da yıllardır bakımsız.
Kaidesinin bazı bölümleri kırık ve her yeri çok kirli. Sembollerimizden biri olarak görünen bu saat kulesi de yeterince sahiplenilmediği için perişan halde. İvedilikle elden geçirilip yeterince korunmalıdır.
Yani, o saat kulesi de, diğerleri gibi unut(tur)ulanlar arasındaki yerini almamalı.
**********
Nikomedya Surları
İzmit’in bir bölümünde yaşayanlar açısından kabus haline gelen ve uzun süredir unut(tur)ulanlar arasındaki yerini sağlamlaştırdığı düşünülen ‘’Nikomedya Surları’’, yeniden kent gündemine oturdu.
Orhan Mahallesi’nde 5-6 yıl önce patlak veren, bölge sakinlerinin sert tepkisi ile karşılaşınca askıya alınan bu kabusu yeniden yaşanır hale getiren, bölgedeki evlerin sahiplerine, ‘’evlerinizi boşaltın’’ içerikli tebligatların yeniden gelmeye başlamasıdır.
Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, sur duvarlarına her yönden 10 metreye kadar mesafede bulunan 12 adada yaklaşık 150 parselde yıllar önce inşa edilmiş konutların sahiplerine, “Sahip olduğunuz ev, koruma alanındadır, yasa dışıdır” içerikli tebligatları göndermeye başladı.
SİT alanı olarak bilinen bu bölge 1979 yılında Anıtlar Yüksek kurulu tarafından tescil edildi. Ancak 1995 yılında dönemin belediyesi, Anıtlar Yüksek Kurulu kararına rağmen, bölgeyi imara açtı. O tarihten sonra burada yüzlerce konut inşa edildi.
Yani, bir çok şeyde izlenen unut(tur)ulma stratejisi bu bölge için de uygulanmış ama yanlış hesap Bağdat’tan dönüyor. Bölge halkı için bir kabus olan bu durumun daha da süreceği görülüyor.
Çünkü, Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Nikomedia surlarına yakın bölgenin boşaltılmasına yönelik kararını 11 Şubat 2014 tarihli toplantıda almış.
Şubat ayında alınan kararın neden şimdi, iki büyük seçim geçtikten sonra vatandaşa tebliğ edildiği de ayrı bir tartışma konusu.
**********
Kirletenler de…
Bu kentin yaşamsal sorunlarından bir de, kirlilik yaratıcı unsurlardır. Bu unsurlar yıllardır engellenemez ve kenti kirletmeyi sürdürür.
Evsel ya da endüstriyel atık üreten unsurlarla hava sahamızı kirleten unsurlar aynı yasa içinde değerlendirilip, sudan ucuz cezalara çarptırıldıkları için yeni yatırımlarla önlem almak ve sorunu kökünden çözmek yerine daha az maliyetli olan cezayı ödeyerek yoluna devam etmeyi tercih ediyor.
Unut(tur)ulanlar denilince, 1980’li yılların ilk yarısından itibaren verilen çevre ve hava kirliliğiyle mücadele ilk akla gelen işler biri olma özelliğini, yukarıda söylediğim nedenlerden dolayı koruyor.
Baksanıza, İzmit Belediyesi, çevreyi kirletenlerin en ağır şekilde cezalandırılacağını açıklamış. Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, özellikle boş arsalara, yol kenarlarına, inşaat ve evsel atıklar atanlar tespit edilip haklarında yasal işlem yapılacağı kaydedilmiş.
Sanırsınız ki, bu belediye, sorunu yeni tespit etmiş ve ilk kez cezai yaptırım için karar almış. Yani, pes doğrusu…
Görsel kirlilikle mücadele çalışmaları, kentin dört bir yanında devam ediyormuş. Kent merkezindeki boş arsalara çöp ve benzeri atıkların atılmasının önlenmesi için, sözde bir önlem alınmış. Bu önlemin adı, BARİYER UYGULAMASI…
Tutar mı, tutmaz mı bilemiyorum. Ama, duyduğum ceza rakamının, bugüne kadar uygulandığına pek tanık olmadım. Bu tür sorumsuzlara 105 bin 587 liraya kadar para cezasını öngörülüyormuş…
Belki de, unut(tur)ulanlar arasında bu rakam da önemli yer tutuyor. Bu ölçekteki bir ceza uygulanmış olsa, o kirletici unsurların aynı sorumsuzluğu yinelemesi pek olası değil gibi görünüyor.
**********
Ve işçi ölümleri…
Ülkenin yoğun gündemi arasında ‘unut(tur)ulanlar’ da, önceleri ilk sırayı alan işçi ölümlerine bir kez daha bakmak lazım.
Kentsel yaşamın yoğunluk merkezi hangi olaya kayarsa kaysın, sözde iş kazalarında yaşanan işçi ölümleri, gündemden hiç düşmüyor. İşte, o ölümlerden birine, bu kez TÜPRAŞ’ta iş büyük çaplı taşeron firmalardan TEKFEN’in çalışanları tanık oldu.
Fabrikanın D Kapısı bölgesinde yeni kurulan ünitede torkmetre ile çalışan Taner Sağlam, kullandığı aletin patlaması sonucu etrafa saçılan vidaların göğsüne saplanmasıyla yaralandı.
Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülen bu işçi kardeşimiz de, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ve, 29 yaşına rağmen, ‘’iş kazası sonucu ölüm’’ vakası olarak artık istatistiklere geçti.
Her işçi ölümü gibi, bu da ‘’iş cinayetini’’ unutturmadı. Yani, bu ölüm, ‘unut(tur)ulanlar’ arasındaki yerini almadı.
En azından şimdilik…
Ne kadar unut(tur)ulanlar arasına sokulmak istense de, işçi ölümlerine neden olan sorumsuzlukları unutmayacağız, unutturmayacağız…
brbrstantan@gmail.com