Tanıdık bir yüz, uzun bir diktatörlük: Stroessner

Alfredo Stroessner Matiauda, Paraguay’ı 1954’ten 1989’a kadar tam 35 yıl yönetmiştir. Bu süre, modern Latin Amerika tarihindeki en uzun diktatörlüğe tekabül eder. Stroessner, 2015 yılında ülkemizde sosyal medyanın gündemine AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a olan benzerliğiyle girmiştir.

Stroessner, Alman göçmeni bir ailenin çocuğu olarak başkent Asuncion’da askeri akademiye girmiş; 1932’de de orduya atanmıştır. Zamanla rütbesi artan Stroessner, 1951’de generalliğe terfi etmiş; 1954’te de Başkan Federico Chávez’i deviren darbeyi düzenlemiştir. Stroessner darbeden sonra bir seçim düzenlemiş ve başkan seçilmiştir. Seçim sürecinde çok az muhalefetle karşılaşan Stroessner, mevcut partiler üzerinde de hegemonya kurmuştur.

Stroessner ile birlikte hiper enflasyon düşmüş, ekonomik büyüme gerçekleşmiştir. Stroessner, ABD destekli bir anti-komünist olarak bilinmektedir. Basını susturan Stroessner, radyonun kullanımını da kısıtlamıştır. Parti üyeliği, askeriyede, devlet kurumunda ya da herhangi başka bir yerde işe girmek için en önemli etkendir. Stroessner, 1968’de başkanlık seçimlerinden önce ABD’yi ziyaret etmiştir. Stroessner de, gerek Vietnam, gerek Küba, gerek Dominik Cumhuriyeti olaylarında ABD’nin destekçisi olmuştur. ABD Paraguay’a milyonlarca dolar askeri yardım yapmış ve askerlerini eğitmiştir.

Stroessner rejiminin altında halkın büyük bir çoğunluğu baskı altındadır. Stroessner kendisi dışında tüm politik figürleri tasfiye ederek, kendini tek seçenek haline getirmiştir. Küçük bir ülke olan Paraguay’da Stroessner’in adı sokaklara, havalimanlarına, şehirlere verilmiştir. Paraguay, tıpkı diğer diktatörlükler gibi kirli savaş yürütmüştür. Stroessner yönetiminin sonuna yaklaşıldığında Paraguay’da, herhangi bir Latin Amerika ülkesinden daha çok politik mahkum vardır. Birçok gerilla hareketi ortaya çıkmış ancak bastırılmıştır. Bunlardan en bilineni, Paraguay Komünist Partisi liderliğindeki FULNA’dır (FrenteUnido de Liberación Nacional – Ulusal Birleşik Kurtuluş Cephesi).

80’li yıllardan itibaren, Stroessner rejimi tabandan gelen baskılar sonucunda “yumuşamak” zorunda kalmıştır. Stroessner dönemi kendi içerisinde 3 döneme ayrılır: 1954-67 arası konsolidasyon; 67 ve 82 arası genişleme ve 82’den sonraki 7 yıl, çözülme… Tıpkı İspanya’daki Franco rejimi gibi. Bu süreçte Kurtuluş Teolojisi ile birlikte Kilise’den muhalefetle karşılaşan Stroessner rejimine karşı sendikalar kurulmaya başlamıştır. Stroessner, 3.5 milyonluk nüfusa sahip ülkeyi, 2 nesil boyunca yönetmiştir. 1985’e gelindiğinde, ülkenin %70’i başka bir başkan görmemiştir. Stroessner, çağdaşı Latin Amerika diktatörlüklerinden farklı olarak seçimlere gitmeyi ve böylece kendini halka onaylatmayı tercih etmiştir. 1980’li yıllarda, 70’li yılların ekonomik patlamasından eser kalmamış, Stroessner de halk desteğini yitirmeye başlamıştır.

Stroessner rejiminin en temel özelliklerinden biri de sistematik yolsuzluktur. Paraguay birçok ülkenin arasında, stratejik bir konumda bulunmaktadır. Ticarete elverişlidir. Ancak, devlet yetkilileri illegal silah ticaretiyle uğraşmaktadır. Stroessner rejimi, bunları yaparken, milliyetçi retoriğinden asla vazgeçmemiştir. Stroessner, sistematik işkencenin yanı sıra, binlerce muhalifin ölümünden sorumludur. Stroessner rejimi, Nazi savaş suçlusu Josef Mengeledahil, birçok eski Nazi’ye ev sahipliği yapmıştır. Stroessner döneminde Paraguay’da Ache yerlileri köleleştirilmiş ve katledilmiştir. Bu 35 yıl boyunca Stroessner’i hiçbir sosyalist ülke tanımamıştır.

Stroessner’i deviren General Andres Rodriguez, ona en sadık askerlerden biridir. Öyle ki, Rodriguez’in kızı ile Stroessner’in oğlu evlidir. Pankreas kanseri olan Stroessner’in öleceğini sanan Rodgriguez bir darbe planlar; ancak Stroessner kanseri yener. Bunun üzerine darbe ayyuka çıkar ve Rodriguez doğrudan kraliyet sarayını hedef alır. 500 askerin öldüğü bir çatışmadan sonra Stroessner devrilir; kendisine bir veda fırsatı verilir ve ülkeyi terk edip Brezilya’da yaşamaya başlar. Stroessner, 17 yıl sonra, 2006 yılında ölecektir.