Tahtakurularıyla mücadele!

Bir Tahtakurusu bir insandan ortalama 3-10 dakika kan emer, normal ağırlığının 2- 3 katına çıkabilir.Genellikle gece saldırdıkları için fark edilmez ama gündüz de insan vücuduna saldırabilirler.Kanın pıhtılaşmasını önleyen ve anestezik etki yapan sıvı salgıladıklarından ısırdıkları an fark edilmeyebilir.

Kan emiyor, emdiğini fark ettirmiyorlar. 

En güçsüz anında saldırıyorlar.

Ve örgütlü saldırıyorlar.

Dört bir yandan hepsi ayrı bir delik açıyor. Sabah kalktığınızda vücudunuzda 20 delik varsa, 20 tahtakurusunun saldırısına uğradığınızı söyleyebilirsiniz, hepsi hedefine odaklı, hangi delikten kan emerse, o delikten ayrılmıyor. 

Kendilerini de iyi gizleyebiliyorlar, diğer böcek ısırıklarından ayırt edilemiyor, incelemek, analiz etmek gerekiyor. 

Kimi zaman tahtakurusu ısırığından rahatsızlıkla başlayan bir isyan, egemen sisteme isyana dönüşebiliyor. Artık ilişkiler çok yalın, öncelikle gönüllü kölelik, olmadı zorunlu kölelik isteniyor. Tahtakuruları hissettirmeden kanını emiyor işçinin, hissedildiği zaman ise iş işten geçmiş oluyor. 

Tahtakurularının tam anlamıyla yok edilmesi için yumurtalarının ve larvalarının tam olarak ortadan kalkması gerekiyor. Sonucun değil nedenlerin ortadan kaldırılması şart. Bunun için ciddi bir mücadele yürütmek gerekiyor, taviz vermeniz mümkün değil, “şu kadar tahtakurusu beni birazcık ısırsın yeter” diye uzlaşmanız da mümkün değil.

Ya yok edilecek, ya kanınız emilecek. 

Tahtakuruları her yerde olabiliyor. Her yere bakmak, her yerde mücadele etmek gerekiyor, çok örgütlüler ve yayılmışlar.

Örneğin yalnızca ilaçlama yapsanız ve beklerseniz yalnızca yaşayan tahtakurularını öldürebilirsiniz. Ama evde bulunan yumurta ve larvalar en az 15 gün yaşar, bundan dolayı belki bir hafta belki de 10 gün sonra tekrar ilaçlama yapmak gerekir. Kısa süreli bir mücadele yürütmeniz mümkün değil, uzun erimli olmalı, her yerde her alanda, sürekli ve inatçı bir mücadele şart.

3. Havalimanı işçilerinin en temel en insani talepleri arasında yer alan tahtakurulu yataklarda yatmak istemiyoruzun bana anımsattıkları bunlar oldu. Egemen toplumsal sistemi, o sistemin egemen sınıfını ve uşaklarını anlamak için tahtakurularına bakmak, bir insanın kanını nasıl emdiğini incelemek güzel bir örnek sunuyor.