SSCB'de işçi sağlığı ve iş güvenliği (I)

Geçen hafta devrim öncesini şöyle bir ele almaya çalışmıştık. Bu hafta, Ekim Devrimi'nin yıldönümü vesilesiyle, Sovyetler Birliği özelinde sosyalizmin işçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki, çoğu belki de hala ülkemizde uygulanamamış olan başarılarına değinelim.

Soğuk savaş ve sonrasında, insanoğlunun neredeyse üçte birlik kısmında insanlık adına gerçekleştirilen her türlü insani ilerleme, inanılmaz bir sansüre uğramış, sosyalist ülkelerdeki pek çok bilimsel çalışmanın gün yüzüne çıkarılması için gerçekten bir mücadele gerekmiştir. Uzay çalışmaları, sağlık ve eğitim alanındaki çarpıcı başarılar "mızrağın çuvala sığmadığı" örneklerdir ve emperyalizm pek çok durumda saygı duymak, kabul etmek ve kendi eksikliğini kabullenmek durumunda kalmıştır. Ancak pek çok bilim dalında sosyalist ülkelerin başarısı, başta Türkiye gibi soğuk savaşın ön cephesi ülkeler olmak üzere, kapitalist dünyanın pek çok ülkesinde saklanmış, sansüre uğramış, küçümsenmiş, bunun bir sonucu olarak bilimde "Anglosakson hayranlığı" veya ABD-İngiltere hegemonyası kendisini göstermiştir. Bugün işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda önde gelen ülkeler arasında sayılan Avustralya, Almanya, İngiltere ve bazı AB ülkelerinin halen ulaşamadığı düzeylere, başta Sovyetler Birliği olmak üzere, pek çok sosyalist ülke on yıllar önce ulaşmıştır. Bu gelişimin derecesi, gerçekten çarpıcıdır. Sözgelimi Sovyetler Birliği’nde çalışma ortamlarında toksik maddeler için azami kabul edilebilir yoğunlukların belirlenmesi için hükümet tarafından bilimsel bir komite yıllar öncesinde sürekli görev başında olmuş, sürekli işçi katılımı tartışmaları yapılırken, bu konuda sendikaların bu değerler üzerinde yorum yapma hakları bulunması bir hak olarak işçi sınıfına devrimden sonra verilmiştir. Keza Sovyet standartları, ABD’de kullanılan standartlardan genelde daha katı olagelmiş, bunun nedeni Sovyet toksikologların, ABD’de standartlar belirlenirken sıklıkla ihmal edilen davranışsal, nörotoksik ve mutajen etkileri hesaba katmaları gösterilmiştir. Ayrıca SSCB’de çevre ve işçi sağlığı standartları genelde mevcut teknoloji ve ekonomik fizibilite dikkate alınmaksızın, yalnızca sağlık etkileri temelinde belirlenmektedir. Bu durum ABD’deki standart belirleme politikalarıya taban tabana zıttır (Akalın, 2010; 64).

Rusya’da Devrim sonrası dönemde emeğin korunması kapsamında, işçi sağlığı ve iş güvenliği

Sosyalizm dönemi kuşkusuz zor ve çetin bir dönem oldu. Sovyet İş Mevzuatı doğal olarak, devrim öncesi ilkelerden farklı bir yönde gelişmekteydi. Mevzuatın temelinde, Rusya sosyalist örgütlerinin ve dünya proletaryasının farklı uluslararası kongrelerinde dile getirdiği talepleri yatmaktaydı. Temel koşullar şöyleydi:

“...çalışan gençlerin siyasi, ekonomik ve hukuksal haklarının iyileştirilmesi; siyasi, profesyonel ve diğer iş sınıfını temsil eden örgütlerin yardımıyla çocuk çalışma yasalarının çıkarılması; 16-18 yaşlar arası ergenler için çalışma gününün 6 saate kadar indirilmesi; tam gelişmemiş organizmaya sahip 18 yaşın altındaki gençler için tehlikeli olarak kabul edilen bazı mesleklerin bu yaş kitlesi için yasaklanması; reşit olmayan ve kadın çalışanlar için asgari ücretin, işsizlik ve hastalıktan dolayı ödemelerin düzenlenmesi vs” (Afonin ve Şılobod, 2004).

Bolşeviklerin iktidara gelmesi ile bilimsel sosyalizmin en temel ilkelerini ve düşünsel yapısını gerçekleştirme istekleri onları harekete geçirmiş ve 11.11.1917 tarihinde kabul edilen ilk kararnameler ile 8 saatlik çalışma günü kabul edilmiştir. Bu kararnameye göre Rusya’da çalışma haftası 48 saat ile sınırlandırılmıştır. Böyle bir karar dünyada ilk kez alınmıştır. Diğer dünya ülkeleri uzun bir zaman geçtikten sonra ve 1. Uluslararası Sözleşmesinin imzalanmasından sonra 8 saatlik çalışma gününü kabul etmişlerdir. Örneğin, ABD ancak 1938 yılında azami işgünü süresini ve asgari ücretini belirleyen “Adil iş standartları hakkında” yasanın yürürlüğe girmesiyle 8 saatlik çalışma gününü kabul etmiştir. Evet, 1917 yılındaki kararname ile iş günü ilk kez 8 saat olmuştur ve emeğin korunması bakış açısı, Stalin'in milyonlarca emekçiye verdiği müjde ile devrimin 10. yıldönümü olan 1927 yılında ise iş günü ücret aynı kalmak şartıyla 7 saate indirilmiştir. Gece vardiyaları için ise mesai 6 saattir. Daha sonra ağır ve tehlikeli işlerde çalışan işçiler için mesai günde 6 saate, bazı kategorilerde (örneğin cıva sanayi) 4 saate indirilmiştir. İçinde işçi sağlığı ve güvenliği alanında düzenlemeler de bulunan İş Mevzuatı 15 Kasım 1922’de kabul edilmiştir. Buna göre hiçbir sanayi tesisi veya işlik sendikalar ve sağlık otoritelerinin onayı alınmadan inşa edilemez, tadilat yapılamaz veya başka yere taşınamaz. Hiçbir tesis iş müfettişi ve hijyen müfettişi tarafından incelenmeden hizmete giremez. İş müfettişleri sendikalar tarafından işçiler arasından seçilmekte ve özel iş müfettişliği okullarında eğitilmektedir. Her işlikte Yerel Komiteler (Fabkom veya Mestkom) tarafından temsil edilen sendikalar işyerindeki işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarına katılır ve denetler. 1922 yılında işyerlerinde “sağlık hücreleri, dispanserler ve poliklinik” gruplarından oluşan sağlık komplekleri oluşumuna gidilmiştir. Sağlık hücrelerinde sağlık eğitimine katılan işçiler görev almaktadır (Akalın, 2010; 56).

Eğitim görmüş kadro eksikliği nedeniyle Bolşevikler devlet yönetimi için sendikal örgütlerin ve Bolşevik Parti örgütlerinin katılımını sağlamışlardır. Örneğin, 1917 yılının Aralık ayında işsizlik ve sağlık sosyal sigortalarının idaresi sendikalara devredilmiştir. Böylece, 1918 yılının ortalarında Rusya’da varolan 200 iş borsasının (şu anki anlamıyla İş ve İşçi Bulma Kurumu olarak anlaşılabilir) 147’sinin başında sendikalar bulunmaktadır (Gusov ve Tolkunova, 2009).

Sovyet cumhuriyetlerinde iş müfettişliğinin oluşturulması ve görevleri

1918 yılından itibaren Sovyet iktidarı, işçi sağlığı ve iş güvenliği (emeğin korunması ifadesi kullanılmaktadır) ve emekçilerin sosyal sorunlarını takibe almaya başlamıştır. Bunun için 1918 Mayıs'ında Sovyet cumhuriyetlerinde faaliyet gösterecek olan, kendi hak ve sorumluluklarına sahip iş müfettişliklerini düzenleyen “İş Müfettişliklerin kuruluşları hakkında” adı altında yeni bir kararname kabul edilmiştir. Bugün Rusya’da yürürlükte olan iş müfettişliğinden söz eden hükümleri daha detaylı karşılaştırma yapabilmemiz için yukarıda bahsi geçen kararnamenin bazı alıntıları verilmiştir:

“... 4. Halk Komiseri ve diğer bölge Komiserleri gerçekleştirdiği teftişleri, ücretli olmayan işyerleri dahil olmak üzere ekonomik faaliyet gösteren tüm işyerlerini kapsamakta olup bu amaçla diğer müfettişleri de tayin etmelidir.

5. Seçilen iş müfettişlerini bölge iş müfettişlerinin onaylaması gerekmektedir.

6. Yerli müfettişliğinin faaliyet alanı ve niceliksel kadro özellikleri bölge müfettişlerinin kararıyla seçilmekte ve Halk Komiserinde onaylanmalıdır.

7. İş müfettişliğinin sorumluluklarından biri de Sovyet iktidarı çalışanlarının haklarını savunmayı amaçlayan ve kabul edilmiş herhangi bir kararnamenin veya yasanın yerine getirilmesini gözlemek ve kontrol etmektir, diğer bir ifade ile çalışanların sağlık ve hayat güvenliğine yönelik tedbirlerini almaktır.

8. Müfettişler, Sovyet iktidarının kabul ettiği iş kararnamelerinin ve çalışanların sağlık ve hayat güvenliğini sağlayan tedbirlerin yerine getirilmemesi veya ihlal edilmesi durumlarında suçluları ödeme cezasını kesme veya mahkemeye verme (talimatın belirttiği sınırların içinde) hakkına sahiptir.

9. İş müfettişleri sorumluluklarını yerine getirirken herhangi bir zamanda çalışanın ve ailesinin ikamet ettiği, dinlendiği ve iş yerine serbest bir şekilde ulaşma hakkına sahiptir.

10. İş müfettişleri görevlerini yerine getirirken Halk Komiserinin emirlerine ve talimatlarına göre hareket etmelidir.” (İşçi ve köylü Hükümetinin toplu emirler ve yasallaştırmaları, 1918, No:35, 474.madde, 23)

Kararnamenin analizi yapıldığında yeni oluşmuş Sovyet iktidarı tarafından müfettişliğe kontrol için verilen yetki gayet geniştir. Müfettişlerin çeşitli iş yerlerinde başlattığı çalışma koşullarının denetimi ile iş mevzuatının ve normların pek çok yerde ihlal edildiğini tespit edilmiştir. Örneğin, İvanovo-Voznesensk şehrinde yerli müfettişler tarafından 10 farklı büyük tekstil fabrikası kontrol edilmiş ve sonuç olarak iş komiserliği adına gönderilen raporda şunlar yer almıştır: “Dar, kirli, havalandırması yetersiz olan bu eski fabrikalarda durum o kadar kötü ki onların yeniden yapılandırılması için gereken paranın harcanmasında bir anlam görülmemektedir.” (Karauş ve Gerasimova 2011). Kısacası, Sovyet ülkelerinin her köşesinde başkent dahil olmak üzere işyerlerindeki çalışma şartları kabul edilemez durumdaydı.

Rusya’nın kolektifleştirme ve sanayileşme döneminde ülkenin gelişmemiş olması ve gerekli ekonomi gücüne sahip olmaması nedeniyle SSCB iktidarı iş güvenliği sorunları ile ciddi olarak ilgilenememektedir. Batı ülkelerinde bu dönemde iş güvenliği alanında aktif bir şekilde araştırmalar yapılırken (denemeler sonucunda işyerlerinin en uygun ışıklandırılma, ısıtma, havalandırma vb. normları belirlenmiş, mesleklere göre iş yerinde ergonomi temelleri incelenmeye başlanmış) Rusya’da ise bu sorular bilim adamlarının gündemine daha yeni getirilmektedir. 1922 yılında kabul gören SSCB İş Mevzuatı sayesinde ülkede birçok yeni normatif belgeler hazırlanmıştır. Bunların arasında işyerinde kıyafet, şahsi korunma araç gereçleri, hijyenik normlar gibi konular incelenmiştir. SSCB’de tehlikeli işler ile ilgili güvenlik tedbirlerine önem verilmeye başlanmıştır. Böylece, inşaat alanında iş güvenliği konusunda geliştirilmiş olan “İnşaat işleri süresince güvenlik tedbirleri kuralları hakkında” adı altında ilk çalışma ortaya çıkmıştır. 14 Mayıs 1926 tarihinde de HİK tarafından “Mutlak Kararname” ile onaylanmıştır. Bu kararnamenin kabulü daha ileride, ülkenin ulusal ekonomisinde çok önemli yer alan inşaat dalının iş güvenliği konusunu ciddi bir şekilde belirleyen, tüm Sovyet ülkelerinde kullanılacak olan ve halen geçerliliğini koruyan SNİP (Stroitelniye Normı i Pravila (1)) toplu belgelerin (normların) temelini oluşturmuştur (Goloşapanov, 1982).

Sanayileşme döneminde seri üretim ile piyasaya çıkan yeni araçların ve makinelerin güvenliği çok şüphelidir. Bu yüzden SSCB HİK kurumunun 10 Ekim 1927 tarihli “Mutlak Kararname”sinde makinelerin güvenliği ile ilgili bazı sorunlar ele alınmıştır. Örneğin, her tarım makinesinin detaylı talimatname ve güvenlik araçları ile donanması gerekmektedir. 1 tondan daha ağır, her taşınabilir makinenin fren sistemi ile donanması gerekmektedir. Ayrıca bu kararname ile makine motorlarının yanında istirahat etmek ve uyumak yasaklanmaktadır.

Özellikle inşaat sektörüne hitap eden benzer diğer bir kural düzenleyici belge 5 Haziran 1929 tarihinde “Dış İskelesi Olmayan Taş binaların Yapım İşlerinde Güvenlik Tedbirleri Hakkında” adı altında yayınlanmış olup binanın çevresinde kurulması gereken saçakların boyutunu, yerleşimini, işlevini vs. özelliklerini belirlemektedir (Saydahmedov, 2008).

İç savaş sonrası kalkınma dönemi inşaat piyasasını doğal olarak canlandırmıştır. Fakat bu dönemdeki inşaat işlerinin çoğu, inşaat projelerinin kontrol organlarının teftişinden geçmemesine ve projelendirme aşamasında emek korumasından sorumlu olan devlet kurumları tarafından onay alınmamasına karşın başlatılmaktadır. 1927 tarihli HİK’in genelgesinde de altı çizildiği gibi bu dönemde inşaat sektörü çok ağır yaralanma ve ölümlerin gerçekleştiği bir sektördür. Daha sonrasında SSCB HİK tarafından kabul edilen “Yeni inşaata başlayacak işletmelerin teftişinin takviye edilmesi hakkında” kararname; İş Müfettişliğini aşağıdakileri yerine getirmekle zorunlu kılmıştır:

1. İşletmelerin yeni inşaat ve esaslı onarım işlerinin proje aşamasında ön onay alınmasını ve her türlü kontrolün sıkılaştırılmasını sağlamak,

2. Ön onay konusunda kuralları çiğneyen işletmelerin cezai takibini başlatmak ve hiçbir olayı cezasız bırakmamak,

3. İnşaat süresince inşaatın iş güvenliği açısından onaylanmış projeye, HİK’in yaptığı düzeltmelere, ilavelere göre yürütülüp yürütülmediğini takip etmek.

4. İnşaatın bitişinden sonra yapılmış projenin onaylanmış projede aranan tüm koşullara göre uyumluluğunu kontrol etmek ve yapılan uyumsuzlukları yansıtan tutanak düzenlenmektir. Bunun yanısıra müfettişler raporlarında projede uygulanan iş güvenliği şartları hakkında bilgi vermelidir (Goloşapanov, 1982).

SSCB’de inşaat alanında ölüm ve yaralanmaların yüksek değerleri sonucunda 4 Kasım 1926 tarihinde Halk İş Komitesi tarafından 273/384 sayılı “İnşaat sektöründe ve inşaat malzemeleri sanayi dalında çalışanların üniforma ve önleyici araçların normları” adı altında çıkartılan kararnamede ilk defa hızlı aşınan iş giysilerinin dağıtma süreleri ve normlarını resmi olarak betimlenmiştir. Bu normların bazıları aşağıda Tablo 1.'de görülebilir

Tablo 1 : İnşaat sektöründe ve inşaat malzemeleri sanayi dalında çalışanların üniforma ve önleyici araçların normları

SSCB HİK ilerideki çalışmalarında da çeşitli mesleklerdeki çalışanların iş giysileri ve şahsi korunma araçları konusunda yeni kararnameler düzenlemiştir. Bunların arasında 12 Kasım 1927 tarihli 354 No’lu “Asidik ürünlerin indirme bindirme işlerindeki yükçü iş üniforması hakkında”; 24 Mayıs 1923 tarihli 95 No’lu “Bazı iş elbiselerin, iş ayakkabı ve korunma aletlerin işletmeler tarafından perakendeden edinmesi hakkında” adlı kararnameler mevcuttur (Saydahmedov, 2008). İkinci kararnameye istinaden iş üniforması ve diğer araçlar, işçilere sadece mesai saatleri içinde ve mesleği normlarda belirtilen çalışanlara verilmek zorundadır.

Aynı dönemde SSCB’de iş hijyeni konusunda HİK tarafından çıkarılan 14 Nisan 1926 tarihli “Sabunun işçilere dağıtılması hakkında” adlı açıklama, HİK’in listesine göre ayda bir kişi başı 400 gram sabun verilmesi gerektiğini belirtmektedir. Şu dikkat çekicidir ki, ancak 2003 yılında Rusya Federasyonu Çalışma Bakanlığı tarafından “Çalışanlara ücretsiz dağıtılan dezenfekte deterjan ve sabunun normları ve dağıtım şartları hakkında” adlı yeni kararname çıkana kadar bu kural düzenleyici belge neredeyse bugünlere kadar geçerliliğini korumuştur (Beylihis, 1971).

İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında kurulmuş olan bilimsel çalışma enstitülerinin sayısı 1935 yılında Sovyetler Birliği’nde 40’a ulaşmıştır. Bu enstitülerde bilim insanları, mühendisler, hijyenistler ve hekimler birlikte çalışarak üretim sürecinde işçi sağlığını ve güvenliğini tehdit eden unsurların ortadan kaldırılması için çaba harcamaktadırlar. Aynı yılın sonunda meslek hastalıkları enstitülerinin sayısı ise 25’e ulaşmıştır (Akalın, 2010; 60).

SSCB’de işçi sağlığı ve iş güvenliği yönetimi organı olarak sendikalar

İşçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarını çözüme kavuşturma sorumluluğu her zaman devlet kurumlarında değildi. Sovyet iktidarı, çalışan haklarının savunma sürecine çalışanların da (özellikle sendikaların) katılması gerektiğini düşünmekteydi. İşçi hakları daha 1917 Devrimi öncesinden işletmelerde kurulan sendikalar tarafından korunmaktaydı. Fakat sendikaların gösterdiği faaliyet ancak Sovyet döneminin başlamasıyla ve proletaryanın iktidara gelmesi ile doruğuna ulaşmaktadır. Aşağıdaki çizelgede yıllara göre sendika üye sayıları görülmektedir. 1977 Mart ayı için Sovyetler Birliliği içerisindeki tüm ulus ve milliyetlerden 113,5 milyondan fazla çalışanın sendika üyeliği vardır. Tablo 2'de Sovyet coğrafyasında emekçilerin örgütlülüklerinin ulaştığı boyut net bir şekilde görülecektir:

Tablo 2. SSCB’deki sendikaların üye sayısı

Sendikalar çalışanların yüzde 98'ini örgütlemiş olup neredeyse tüm işçi sınıfını, köylü çalışanları ve tüm proletaryayı birleştirmektedir (Şmidt ve diğ., 1969). Sovyet sendikaları aynı zamanda devlet üretiminin yönetiminde geniş haklara ve dünya sendikalarının yaşamadığı tecrübeye sahiptir. Sendikalar ulusal ekonominin gelişme planlarının oluşturulmasında ve gerçekleştirilmesinde, bilimsel teknik kadroların geliştirmesinde, iş kalitesinin ve verimliliğin yükselmesinde önemli rol oynamaktadır.

1933 yılında SSCB Halk İş Komitesi, Rusya Sendikalar Birliliği Merkezi (RSBM) ile birleşerek genel yönetim fonksiyonları RSBM’ye devretmiştir. Böylece, 1933 yılından sonra Rusya’daki işletme yerlerinde tüm işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarıyla sendikalar ilgilenmeye başlamıştır. Devlet iş müfettişliği, kendi temsilcileri adına herhangi bir işletme yerinin denetlemesi, güvenlik ve sağlık konusunda tespit edilen eksiklerin ve yanlışların giderilmesi için zorunlu talimatların çıkartılması gibi görevler artık sendikaların takibine geçmiştir.

Sendikalar iş verimliliğinin kontrolünde, maaşların planlaması ve düzenlemesinde, çalışma ücreti ve prim sisteminin oluşturulmasında yer almaktadır. İşçileri ise daha ilerici, teknik açıdan daha gerekçeli ve kaliteli çalışmanın uygulanmasına teşvik etmektedir. Sendika fonksiyonlarının arasında iş güvenliğinin, emniyet tedbirlerinin ve yasaların yerine getirilmesi konusunda devlet ve kamu kontrolü bulunmaktadır. İş güvenliği şartlarını iyileştirmek adına 1971-1975 yılları arasında devlet tarafından 15 milyar ruble tahsis edilmiştir. Fabrika veya yerel sendika komitesinin onayı olmadan hiçbir çalışan işten çıkarılamaz. İşyerlerinde meydana gelen tüm iş sorunlarında sendika komitelerin sözü en önemli söz sayılmaktadır. Sendikaların teknik müfettişleri işyeri yönetimine, tespit edilen ihlallerin giderilme konusunda mutlak talimatlar verebilmektedir.

Sendikalar, konut ve kültür yapılarının inşaat planlarının kontrolünü, satış işletmelerinin çalışma şartlarını ve iyileştirme prosedürlerini, sosyal beslenme şartlarını ve belediye hizmetlerinin sistematik kontrolünü üstlenmektedir. Devlet ekonomi kurumları ve işletmelerinin yönetimi ile birlikte sendikalar, ihtiyacı olanlara konut daire tevzi etmektedir (Karauş ve Gerasimova 2011).

1933 yılından itibaren devlet sosyal sigorta yönetimini sendikalar üstlenmektedir. Geçici iş göremezlik ödenekleri, diğer sosyal sigorta ödeneklerini sağlamakta, çalışanlara tıbbi yardımın, kadın ve çocukların iş güvenliğin daha üst düzeyde sağlanması için mücadele etmekte, çalışanlara emekli maaşların bağlanışında yer almaktadırlar. Sendikalar, yığınların kültür ve eğitim düzeyini yükseltmeye yönelik çalışmaları sürdürmektedir. 1975 yılında sendikalara bağlı olan kurum sayısı: 21 binden fazla kültür kulübü ve kültür sarayı; 33 bin 400 sinema salonu; yaklaşık 23 bin kütüphane, 305 bin okuma ve eğitim odası; bununla birlikte sanat kurslarına yaklaşık 9 milyon kişi yazılmaktadır. Beden eğitimi, spor ve turizmin gelişiminde sendikalar önemli rol oynamaktadır. Sendikaların altında binlerce gönüllü spor dernekleri, turizm kurumları ve örgütleri çalışmaktadır. Sürekli olarak sendikalar işçiler arası spor müsabakaları düzenlemekte ve spora her sene 200 milyon rubleye kadar harcamaktadır (Şmidt ve diğ., 1969).

Akalın’ın Hricko’nun sunumundan aktardıkları oldukça dikkat çekicidir. 1975 yılında bir grup Amerikalı işçi sağlığı uzmanı ve emekçisi ile birlikte Sovyetler Birliği’ni ziyaret eden halk sağlıkçı Andrea M. Hricko, Sovyet yetkililerle yaptığı görüşmelerden ve yayınlardan derlediği bilgileri, 19 Kasım 1975 tarihinde Amerikan Halk Sağlığı Birliği Kongresi’nde, Sosyalist Ülkelerde İşçi Sağlığı Oturumu’nda “Sovyetler Birliği’nde İşçi Sağlığı” başlığı ile sunmuştur. Burada işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda sendikaların etkin rolünün sosyalizmde nasıl olduğuna kısaca değinmek, kapitalizmin sınırı ile sosyalizmin “normal” hali arasındaki farkı bile gözler önüne sermektedir. Akalın’ın aktardığına göre sendikalar bütün işçi sağlığı hizmetlerinin yürütülmesi ve kontrolünde ve çalışma yasalarının uygulanmasında, bünyelerinde barındırdıkları 5 bin 500 müfettişle 70’lerde önemli bir rol oynamaktadır. Biraz uzun bir alıntı olsa da aşağıda sosyalizmde işçi katılımı genel hatlarıyla verilmektedir:

“Devletin de ayrıca 20 bin sağlık ve güvenlik müfettişi  bulunmaktadır. Sendika teknik müfettişlerinin tehlikeli çalışma koşullarının iyileştirilmesini isteme yetkisi vardır. Tehlike ortadan kaldırılmazsa işyerini kapatabilirler. İhlallerin devamı halinde yöneticiler cezalandırılabilir veya işten çıkartılabilir. İşyerlerinde işyerinin büyüklüğüne göre 7 – 17 üyeden oluşan emek koruma komiteleri vardır. Bu yerel komiteler işyerindeki makine koruyucularını, havalandırmayı, iş-günü ihlallerini vs. denetleyen (ABD’deki  işyeri  sendika temsilcisininkine benzer  işlevleri  olan) bir müfettiş seçerler.

Devletin işçi sağlığı ve güvenliği araştırma enstitüleri yanında Sendikalar Konseyi tarafından yönetilen,  her  biri  farklı  bir  sanayi  veya  sağlık  sorununa  odaklanmış  altı  emek  koruma enstitüsü vardır. Amerikalı  grubun Leningrad’da ziyaret ettiği bu enstitülerden birinde 10 laboratuvar ve 300 çalışan bulunmaktadır. Laboratuvarlardan bir kısmı akustik, klima, sanayi psikolojisi ve ışıklandırmayla ilgilidir. Solunum sistemleri laboratuvarı yeni koruyucu araçları denemekte,   gürültü   laboratuvarında   pnömatik   matkapların   gürültü   düzeyini   azaltacak yöntemler  geliştirilmektedir.  Sendikalara  emek  korunmasında  rehberlik  eden  Sendikalar Konseyi, hükümete enstitülerinin araştırmalarından edinilen bilgilere dayalı yeni sağlık ve güvenlik düzenlemeleri için öneriler sunmaktadır.

 

SSCB’deki 25 sendikanın hepsinin Emek Koruma Bölümü vardır. Bölüm’ün işlevlerinden biri  emekçileri  işçi  sağlığı  ve  güvenliği  alanında  eğitmektir. Örneğin  7.8  milyon  üyesi bulunan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın Emek Koruma Bölümü, yeni emekçiler işe başlamadan önce bunlara eğitim verir ve  her yıl 189 bin teknik müfettişi işyerlerini teftiş edebilmeleri için eğitir. Sendikalar emekçilerin tazminat anlaşmazlıklarında da rol alırlar. Engelli işçiler, devletin sosyal sigorta fonundan emekli maaşı alırlar. Teknik müfettiş kazanın yönetimin kusurundan kaynaklandığına  karar  verirse,  işçi  tazminat  talep  edebilir.  Son karar  iş  mahkemelerinde verilir.” (Hricko, 1975’ten aktaran Akalın).

Bununla birlikte sendikalar proletaryanın dinlenme ve istirahat koşullarından da sorumludur. Ücretsiz veya düşük ücretle ülkenin her yerinde bulunan dinlenme ve tedavi evlerine (sanatoryum, içmeler, kaplıca yerleri, çocuklar için şehir dışı kamplar gibi) işçiler sendikalar tarafından gönderilmektedir. İş güvenliğinin sendikalar tarafından sağlandığı böyle bir idare oldukça uzun zaman sürmüştür. Sendika kurumları bu süre içinde belirli bir çalışma sistemini geliştirmiş ve zengin tecrübe kazanmıştır. İş güvenliği kontrolü ve yönetimi, özellikle iş kazaların incelenme süreçlerinde daha çok toplumsal iktidarlı tarz edinilmiştir. Fakat ülkede kapitalist restorasyonla birlikte sendikalar otoritesini kaybetmiş, giderek dağılmış ve sonuç olarak 1993 yılında tüm iş güvenliği konusundaki fonksiyonlar yeniden sadece devlet eliyle yapılır hale gelmiştir. 1993’de iş güvenliği idaresini üstlenen devlet kurumu, Rusya Çalışma ve Sosyal Gelişme Bakanlığı’dır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği denetimi de devlet iş müfettişliğine yüklenmiştir ve kapitalist ülkelerdeki yapılanmadan hiç bir farkı kalmamıştır.

Bu haftalık burada keselim ve haftaya 2. Dünya Savaşı dönemi ve sonrasındaki gelişmeleri ayrıntılı bir şekilde ele almaya çalışalım. Ama bize işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında bu büyük kazanımları sunan Ekim Devrimi'ne ve sosyalizme bir selam gönderelim; Yaşasın Büyük Ekim Devrimi...

Kaynaklar

Akalın, M.A. (2010). Toplumcu Tıp-Sovyetler Birliği Deneyimi, Yazılama Yayınevi, İstanbul. (Akalın, 2010; 64).

Трудовой кодекс Российской Федерации (2002) Официальный текст. – М.: Изд-во НОРМА. {Rusya Federasyonu İş Mevzuatı (2002) Resmi metin. – M.: Yayınevi NORMA.}

Карауш С. А. ve Герасимова О. О. (2011) История охраны труда в России. Alındığı tarih: 20.10.2012, adres: http://ohranatruda.ru/ot_biblio/articles/146347/ {Karauş S.A. ve Gerasimova O.O. (2011) Rusya’daki İş Güvenliği Tarihçesi.}

Логинова Е. А. (1958) Очерки по истории борьбы с травматизмом в СССР. – М.: Медгиз,. – 180 с. {Loginova E. A. (1958) SSCB’de yaralanma ve ölüm ile mücadele tarihçesi. – M.:Medgiz,. – 180. sayfa}

Орловский Ю.П., Нуртдинова А.Ф. (2008)Трудовое право России Учебник М.: ИНФРА-М,. - 608 с. {Orlovskiy Y.P., Nurtdinova A.F. (2008) Rusya İş Hukuku. Ders kitabı M.: INFA-M,. – 608. sayfa.}

Афонин А., Шилобод М. (2004). Право на социальное благополучие / Учительская газета, 21.06.2004. {Afonin A., Şılobod M. (2004) Sosyal refah hakkı (makale)/ Öğretmen Gazetesi, 21.06.2004}

Гусов К.Н., Толкунова В.Н. (2009) Трудовое право России. Учебник. 2-е изд., перераб. и доп. - М. {Gusov K.N., Tolkunova V.N. (2009) Rusya İş Hukuku. Ders kitabı, değiştirilmiş ve genişletilmiş 2. baskı – M.}

Собрание узаконений и распоряжений рабочего и крестьянского Правительства (1918). № 35, ст.474., 23 (10) мая {İşçi ve köylü Hükümetinin toplu emirler ve yasallaştırmaları (1918) No:35, 474.madde, 23 (10) mayıs}

Сайдахмедов С.И. (2008) Развитие института охраны труда в советском трудовом праве // Трудовое право. №11. {Saydahmedov S.İ. (2008) Sovyet İş Hukukunda İş Güvenliği Enstitüsünün gelişimi// İş Hukuku. No:11}

Голощапанов С.А. (1982) Правовые вопросы охраны труда в СССР. - М.: Юрид. лит., 84 с. {Goloşapanov S.A. (1982) SSCB’de İş Güvenliğinin hukuk sorunları. – M.: Hukuk literatürü, 84. sayfa.}

 

Бейлихис Г.А. (1971) Очерки истории охраны труда и здоровья, рабочих в СССР. - М.: Медицина,191 с. {Beylihis G.A. (1971) SSCB’de İşçi Güvenliği ve Sağlığının tarişhesi. – M.: Tıp, 191.sayfa}

Шмидт О. Ю. ve diğ. (1969). "СССР. Профессиональные союзы СССР", Большая Советская Энциклопедия. Alındığı tarih: 13.11.2012, adres:http://bse.sci-lib.com/article106981.html {Şmidt O.Y. ve diğ. (1969) “SSCB. SSCB’de sendikalar”, Büyük Sovyet Ansiklopedisi}

Hricko, A. M. (1975). “Occupational Health In The Soviet Union” (Health Coordinator Labor Occupational Health Program)To be presented at the American Public Health Association Convention, Session on Occupational Health in Socialist Countries, November 19, aktaran Akalın, A., Sovyetler Birliği'nde işçi sağlığı - Dr. M. Akif Akalın,

http://www.guvenlicalisma.org/index.php?option=com_content&view=article&id=4286:sovyetler-birliginde-isci-sagligi-dr-m-akif-akalin&catid=130:makaleler) (Erişim tarihi: 26.10.2012)

Keeran R. Ve Kenny T. (2009). İhanete Uğrayan Sosyalizm-Sovyetler Birliği’nin çöküşünün arka planı, Yazılama Yayınları, İstanbul

Notzon F.C., Komarov Y.M., Ermakov S.P., Sempoz C.T., Marks, J.S., Sempos E.V. (1998). “Causes of Declining Life Expectancy in Russia”, Journal of American Medical Association, 279(10):793-800.

, alındığı tarih: 21.01.2013

< http://www.gks.ru>, alındığı tarih: 10.01.2013

 

(1) Stroitelniye Normı i Pravila (SNİP) – İnşaat normlar ve kuralları (Rusça).

(2) Lapti (lapot- tekil): Ihlamur gibi ağaçların soymuğundan örülerek yapılan bir tür köylü pabucu (yazlık)