SSCB'de işçi sağlığı ve iş güvenliği (2)

Geçen iki hafta Ekim Devrimi'nin yıldönümü nedeniyle, önce devrim öncesi, sonrasında da devrim sonrasında Sovyetler Birliği'nde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki kazanım ve ilerlemelerden söz etmiştim. Bir hafta ara vermek zorunda kaldım, zira bana insanları sevmeyi öğreten, toplumcu düşünceyi kazandıran sevgili babamı kaybettim....

İki hafta önce kaldığımız yerden devam edebilir, ağırlıklı olarak 2. Dünya Savaşı dönemi ve savaş sonrası gelişmelerden ve günümüzde Rusya Federasyonu'ndaki durumdan kısaca söz edebiliriz.

1941-1945 yıllar arası SSCB’de geçen Büyük Anayurt Savaşı döneminde yasama durdurulmuş olup hiçbir hukuki normatif kararname kabul görmemiştir. Ancak ulusal ekonominin kalkınmasıyla bu faaliyetler aktif olmaya başlamış ve 1957 yılından sonra çalışma şartlarının iyileştirilmesi, iş kazası ve buna bağlı ölüm ve yaralanma düzeyinin düşürülmesi ve meslek hastalıklarını önlenmesi tedbirleri yönünde önemli kararlar alınmıştır.

Savaş sonrası toparlanma döneminde SSCB’de önemli sayıda yeni kararname çıkarılmıştır. Bunların arasında: “İşletmelerin sendika Komitesinin haklarını belirleyen tüzük” (1971); “İşletmelerin standart iç tüzüğü” (1972); “İş anlaşmazlıklarını inceleme tüzüğü” (1974); “Teknik denetiminin tüzüğü” (1977) gibi tüzükler bulunmaktadır. Şu dikkat çekicidir ki bu dönemde SSCB’de okulunu ve işini aynı zamanda yürütmek isteyen çalışanlara kolaylıklar sağlamak adına bazı adımlar atılmıştır. O dönem yasalarına göre yüksek eğitim almak isteyen çalışanlara giriş sınavlarına hazırlanmak ve girmek için ücretsiz 15 günlük ekstra yıllık izin verilmektedir. Üniversitede açık öğretim kazanan çalışanlara sömestr sınavı dönemi için ücretli, 1. ve 2. sınıf öğrencilerine 20 gün, ileri sınıf öğrencilerine 30 gün izin verilmektedir (Karauş ve Gerasimova 2011). Doğal olarak, okuyan çalışanlara sağlanan bu kolaylıklar, ülke kapitalizme geçtikten sonra kalkmıştır.

Bu yıllarda Sovyetler Birliği’ne değil, kapitalist sisteme, özellikle gelişkin kapitalist ülkelere, baktığımızda, tarihinde olmadığı kadar ciddi bir ilerleme sürecini görürüz. Emperyalizm, sosyalist sistemin dünya halkları için oluşturduğu "iyi örneği", "refah devleti" potasında eritmeye çalışmakta, bir yandan anti-komünizmi körüklerken, diğer yandan sosyalist ülkelerdeki sosyal devlet uygulamalarını sus payı olarak vermektedir. Kuşkusuz muazzam işçi sınıfı hareketleri ve mücadeleleri bu "sus payı"nın verilmesini zorunlu kulmaktadır.

1960’lı yıllarda ise işçi sağlığı programı bütün büyük işyerleri ve fabrikalarda bulunan mediko-saniter birimde yürütülmektedir. Bu birimlerin koruyucu işlevleri şu şekilde belirtilmektedir:

-Departmandaki bütün uzmanlar tarafından yapılan periyodik fizik muayeneler (10 bin işçinin çalıştığı bir sanayi tesisinde 62 hijyen hekimi ve 161 hemşire görevlidir);

-İş güvenliği komiteleri (sendikaların aktif katılım ve desteğinde);

-Sağlık eğitimi

-İlk yardım

-Fizyoterapi ve fizik tedavi

-Proflaktoryumlarda (gece ve gündüz sanatoryumları) özel tıbbi gözetim gerektiren işçilere gözetim (Akalın, 2010; 62).

Burada altı çizilmesi gereken ilginç bir husus da işçi sağlığı ve iş güvenliğinin kapitalist ülkelerde ve tabii ki Türkiye’de olduğu gibi Çalışma Bakanlığı’nın değil, Sağlık Bakanlığı’nın yetki ve sorumluluğunda olmasıdır. Kapitalizme göre önemli olan çalışma ilişkilerinin düzenlenmesi ve bunun içinde işçi sağlığı ve iş güvenliği iken, sosyalizmin bakışı insanın sağlıklı olması merkezlidir. 60’larda Sovyet işçi sağlığı hizmetlerinin temel ilkeleri şu şekilde sıralanabilir:

-İşçi sağlığı hizmetleri bireyle birlikte bireyin çevresine yöneliktir,

-Bireye hem sağlıklı iken hem de hasta iken sağlık bakımı sağlanır,

-Sağlık bakımı işçilere, özellikle ağır işlerde çalışanlara öncelikli olarak sağlanır,

-Çocuklara ve gençlere özel önem verilir,

-Önleyiciliğe vurgu yapılır,

-Hizmetler devlet tarafından ücretsiz sağlanır (Akalın, 2010; 63).

Akalın'ın bir ders kitabı olarak okutulması gereken "Toplumcu Tıbba Giriş" kitabınan Sovyet deneyimine ilişkin bölümlerinde, yukarıda yaptığım alıntıdan daha fazlası bulunabilir. 1930'ların ortasında iş güvenliği alanında başlayan enstitüleşme bu yıllarda da sürmektedir. Bu enstitülerle eşgüdümlü çalışan sendikalar bulunmakta, tüm bunların yanında Ağır Sanayi Bakanlığı'na bağlı olan Güvenlik Teknolojisi bölümü yalnızca 1935 yılında 180 farklı güvenlik aracı geliştirmiş, ülkedeki 25 Tıp Enstitüsü ile birlikte çalışmıştır. 50'lı yıllarda tübün sağlık kuruluşlarının büyük sağlık komplekslerinde toplanması işçi sağlığı hizmetlerine de yansımız, 60'larda Sağlık Bakanlığı'na bağlı 12 Sanayi Hijyeni ve Meslek Hastalıkları Enstitüsü yapılandırılmıştır. İşyerlerinde, fabrikalarda ve kolektif çiftliklerde mediko-saniter birimler koruyucu sağlık hizmetinin bir parçası olarak işçi sağlığı hizmeti de vermiştir. (Akalın, 2013; 140-142).

Sovyetler Birliği ve sosyalist sistemin çözülüşü sonrası milyonlarca emekçinin yaşam kalitesinin bir anda dibe vurması, yaşam süresini azaltmış, yıllardır rastlanmayan pek çok hastalık (tifüs, kolera, tifo ve diğerleri) hortlamıştır. 90’larla birlikte, savaş, iç savaş ve AIDS ile boğuşan bazı Afrika ülkeleri ile birlikte yalnızca eski sosyalist ülke vatandaşlarının ortalama ömürleri belirgin bir şekilde azalmıştır. Bazı bölgelerde 10 yıldan büyük bir düşüş görülmektedir, 19. yüzyılın sonundaki düzeye bir anda gerilemiştir (Keeran ve Kenny, 2009; 27). 1998 yılında yapılan bir çalışma sadece Rusya’yı kapsamaktadır ve 1990 yılında erkekler için 63,8, kadınlar için 74,4 yıl olan ortalama ömür beklentisi bir anda 57,7 ve 71,2’ye düşmüştür. Bu dehşet bir sonuçtur ve insanoğlu için bir yıkımdır! (Notzon ve diğ., 1998).

“Küba, sağlıklı bir uzun ömür için temel kuralların iyi bir sağlık ve beslenme, fiziksel aktivite, kültür, motivasyon ve çevre olduğunu kabul ediyor. 120-yaş kulübünün başkanı Profesör Eugenio Selman-Housein Abdo, Küba'nın tüm bu sayılan kuralları, ortalama insan ömrünün 77 yılın üzerine çıkmasını sağlayan sağlık hizmetleri yapısı sayesinde mümkün kıldığını belirtti.” (http://arsiv.sol.org.tr/index.php?yazino=31409).

Kapitalizm barbarlıktır sözü sizce slogan mıdır?

İşçi sağlığı ve iş güvenliğinde bugünkü yasal çerçeve

Bugünkü Rusya’da emeğin korumasını sağlayan yeni “Rusya Federasyonu İş Mevzuatı” yürürlüktedir. 21 Aralık 2001 yılında Devlet Meclisi tarafından onaylanıp ve Devlet Başkanı tarafından 30 Aralık 2001 tarihinde imzalanmıştır. Rusya sınırlarında yeni İş Mevzuatı 1 Şubat 2002 tarihinden itibaren yürürlüktedir. Emek korunması ve işçilerin iş güvenliği konusundaki tüm yasaları içeren bu mevzuat; daha düzeltilmesi gereken çok eksiğin olduğunu da göstermektedir.

Rusya'da daha sonrasında İş Mevzuatının gelişimi 1993 yılında "Rusya Federeasyonu'nda Emek Koruma Mevzuatı Esasları" dokümanının kabul edilmesi ile devam etmektedir. Değişim döneminden geçen ülke için bu yeni mevzuat ilerici etki sağlamıştır. İş güvenliği ve diğer konularda kabul görmüş mevzuatların üzerinde 1999 yılına kadar yapılan çalışmalar sonucunda birtakım eksiklik ve uyuşmazlıklar ortaya çıkmıştır. Bunlardan ilki, denetim ve kontrol organları tarafından yapılan devlet emek koruma faaliyetlerinin sadece genel federal ve federal bölgeler (Tataristan Cumhuriyeti, Krasnodar bölgesi vb. gibi) düzeyinde değil yerel yönetimler (Kazan, Krasnodar şehir belediyesi vb.) düzeyinde de gerçekleştirilmesi gerekliliğidir. Belli işletmelerin denetimini gerçekleştirecek olan kurumlar yerel yönetimlere bağlı olduğundan bu eksikliğin mevzuatta önemli bir boşluk olduğu anlaşılmıştır.

İkinci olarak, mevzuat maddelerinin birinde şöyle ifade kullanılmıştır: "... Gerektiğinde işyerlerinde emek koruma özel hizmetleri oluşturulabilmektedir" (Gusov ve Tolkunova, 2009). İş sahipleri kendilerince bu ifadeyi tavsiye olarak algılmışlar, doğal olarak da tasarruf amacıyla ve böyle hizmetlere işletmeciler tarafından ihtiyaç duyulmadığı için iş güvenliği uzmanlarının sayısı en aza indirilmiş veya böyle departmanlar tamamen işyerlerinden kaldırılmıştır. Tarım, inşaat, sanayi ve ulaşım sektöründe aynı tablonun yaygınlaşması iş güvenliği koruma sistemini çökertmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin, üretim süreçlerinin tamamen dışında ve "özelleştirilmiş" bir hale gelmesi Rusya Federasyonu'nda da yaşanmaktadır.

Bununla birlikte 1993'teki mevzuat, 17 Temmuz 1999 tarihinde kabul görmüş, bugünlere kadar geçerliliğini sağlamış ve 181 No'lu federal yasaya göre faaliyet gösteren yeni "Rusya Federasyonu'nda Emek Koruma Mevzuatı Esasları" dokümanının oluşmasına yol açmıştır (Karauş ve Gerasimova 2011). Kabul edilmiş mevzuat yine de içerdiği eksikliklere karşın Rusya'daki iş güvenliği konusunu daha modern ve ilerici bir seviyeye yükseltmiştir. İşçinin çalışma ortamındaki güvenliği ve hakları artırılıp işverenin sorumluluk alanı genişletilmiş, meslek hastalıkları ve kazaları önleme çalışmalarına yol açılmıştır. 1993 yılı mevzuatında yapılmış hatalar yeni mevzuaatta giderilmiştir. İşyerlerinde iş güvenliği hizmetlerinin oluşturma ve çalışma şartları detaylı olarak belirlenmiştir. Örneğin, bir işletme 100 kişiden fazla işçi çalıştırıyorsa bu işletmede iş güvenliği bölümünün bulunması şarttır, 100 kişiden az ise işveren iş güvenliği uzmanı veya kurumu ile anlaşmak zorundadır. Üstelik işletmenin türü önemli değildir (özel veya devlet); diğer ifade ile herkes için zorunludur. Devlet müfettişliği ise bu yasaya göre böyle işletmeleri kontrolden geçirme hakkına sahip olmaktadır.

Yerel yönetimlere iş güvenliği konusunda verilen geniş haklar, yeni mevzuatta olumlu bir nokta olarak görenler olabilir. Şimdiki sistemde belli bir işletmenin denetiminin belli bir belediye kurumunun elinde olması, iş güvenliği sisteminin daha düzgün ve hızlı çalışmasını sağlayabilir denebilir. Ayrıca ileride de iş kazalarının inceleme fonksiyonunun yerel yönetim düzeyine devredilmesi beklenmektedir (halen özellikle ölüm ile sonuçlanan tüm iş kazalarının inceleme süreci federal denetim kurumların sorumluluğundadır). Ancak sendikaların veya genel olarak işçi katılımının olmadığı, ülke ölçeğinde merkezi politikaların oluşturulmadığı bir "emeğin korunması" veya güvenlik-sağlık politikalarının anlamı kalmayacaktır.

Rusya'nın bugünkü iş mevzuatını incelediğimizde "iş güvenliğini sağlayan şartların yerine getirilmemesi nedeniyle işçinin sağlık ve hayatını tehlikeye atabilecek herhangi bir duruma karşı işçinin görevini yapmama hakkı" gibi işçi hakları ilgimizi çekmektedir. Bahsedilen işçi hakkı, bu durumda disiplin suistimali olarak kabul edilmemektedir. Diğer bir örnek ise, "çalışma şartları ve işyerinde iş güvenliği durumu hakkında işçinin doğru bilgi alma hakkı"dır (Rusya Federasyonu İş Mevzuatı, 2002). Önceden işçilerin böyle hakkı olmamakla beraber bu malumatı işçi sadece işverenden değil devlet kurumlarından ve sendika gibi diğer kamu örgütlerinden de edinebilmektedir. Bu mevzuat, Türkiye'deki İş Yasası ve yeni çıkan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nda da hep vurgulanan hususları içermekte, işçiyi bir "sınıf" olarak değil "birey" olarak "iş akdinin" bir tarafı olarak görmektedir. Her ne kadar denetim konusunda sosyalizm döneminin hâlâ ağırlığı olsa da, mevzuata kapitalizmin ruhu derinlemesine işlemiştir.

Rusya Federasyonu İş Mevzuatında ilk kez emek koruma prosedürlerinin finans kaynakları açıkça belirlenmektedir. Örneğin, "işçinin şahsi korunma araçlarının (iş elbisesi, özel araç-gereçler vs.) masrafları işverene ait olmakta; "masrafları işveren ait olmak üzere her işçi emek koruma kuralları eğitimden ve sürekli sağlık kontrollerden geçmek zorundadır" (Rusya Federasyonu İş Mevzuatı, 2002). İşveren işçiye, görevini yerine getirirken güvenli ve sağlıklı yöntemleri öğretmeli, güvenlik talimatları eğitimi vermeli ve eğitim sonrası sınavdan geçirmelidir. Dikkat edilirse burada da devlet veya sendikalar aradan çekilmiş, iş akdinin diğer tarafındaki "işveren"in sorumlulukları devreye girmiştir. Sovyetler Birliği döneminde devlet, tüm Sovyet emekçileri adına çalışma yaşamını düzenlemekte, bizzat temsiliyetini üstlendiği işçi sınıfı adına emeği korumaktadır. Keza eski mevzuata göre ileri haklardan biri, "işçi talebi üzerine iş yerinin şartların kontrol edilmesi"’dir. Bu hakkı sayesinde işçi bizzat kendisi devlet ve kamu kurumlarına danışarak iş yerinin kontrolden geçirilmesini isteyebilmektedir. Sendikaların aktif rol üstlendiği koşullarda, sendika neredeyse devlet otoritesine sahiptir ve üretim sürecinde karar alır, kararları uygulatma erkine, güvenlik ve sağlık koşullarını düzenleme, denetleme ve izleme erkine sahiptir.

Rusya Federasyonu Mevzuatına istinaden her türlü işletmelerde çalışma koşullarının kontrol ve denetimini Rusya Devlet İş Müfettişliği gerçekleştirmektedir. Denetim iki tipe ayrılmaktadır: hukuki ve teknik kontrol. Hukuk müfettişleri işletmelerde İş Mevzuatı maddelerinin, teknik müfettişler ise kural düzenleyici-teknik şartname maddelerinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemektedir. Rusya'da mevzuata göre her iş yeri, işveren ve işçi kollektifi temsilcilerini içeren iş güvenliği komiteleri oluşturma hakkına sahiptir. Fakat gerçek hayatta çoğu iş yeri işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarına gereken gayreti sarf etmemekte ve bu yüzden işçilerin kendi hakları konusundaki mücadelesi olması gerektiği gibi etkili olamamaktadır. Zira artık emekçi, kendi ürettiği ürüne yabancılaşmış, üretim süreçlerinin dışında kalmış, dolayısıyla işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimleri de, üretim sürecinin dışında, Türkiye'de ve diğer kapitalist ülkelerde olduğu gibi, Çalışma Bakanlığı tarafından çoğu zaman sözde uygulanır hale gelmiştir.

Rusya’daki işçi sağlığı ve iş güvenliğinin geldiği yeri anlamak açısından, çalışma saatleri ve ücretlere bakmak da yararlı olacaktır. Pek çok ülkeye nazaran çalışma saatleri konusunda resmi istatistikler hala olumlu veriler sunmaktadır. Tablo 3’te bazı ülkeler için ortalama haftalık çalışma süreleri verilmiştir. Kuşkusuz bu değerlerin gerçekleri tam yansıtmadığı örneğin Türkiye için 66 saatten fazla olduğu tahmin edilecektir!

Tablo 3. Değişik ülkelerde 2011 yılı için ortalama haftalık çalışma süreleri (laborsta.ilo.org)

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (International Labour Organization – ILO) yayımlamış olduğu ve Tablo 4’de yer alan ortalama aylık çalışma ücretleri istatistiği diğer ayırdedici bir gösterge olarak ele alınabilir:

Tablo 4. Değişik ülkelerde 2007-2008 yılları için ortalama aylık maaş düzeyleri

Çizelgede görüldüğü gibi Rusya vatandaşları, en az Avrupa ülkelerinin işçileri kadar çalışmalarına karşın en az maaş alanların sınıfında bulunmaktadır. Sosyalizmin sağladığı sosyal hakların da olmadığı düşünüldüğünde bu resmi istatistikler büyük bir yıkımın göstergesidir. (Küba'da söz gelimi aylık ücretler çok düşük olmasına karşın, sosyalist devlet kültür ve sanat dahil olmak üzere yurttaşların pek çok gereksinimini ücretsiz sağlamaktadır.)

Yıkımın bir başka göstergesi ise ortalama yaşam süresidir. SSCB döneminden bu yana Rusya’daki ortalama yaşam süresi gibi bir gösterge incelendiğinde ise (Şekil 1) nüfusun ortalama yaş sınırının ülkedeki önemli sosyo-politik değişimlerden etkilendiği gözlemlenmektedir. Örneğin, 1991 yılında SSCB’nin dağılması ve sonucunda iş güvenliği ve sağlık kontrol sisteminin yavaş yavaş çökmesiyle, kadınların ortalama yaş sınırı 74 yaşından 71’e, erkeklerin 63’ten 57 yaş sınırına kadar inmiştir.

Şekil 1 : SSCB ve Rusya Federasyonu’nda ortalama yaş süresi (www.gks.ru)

Günümüzde Rusya mevzuatının önemli eksiklerinden biri olarak, sıkı kontrol ve müfettişlik uygulanarak baskıcı rejim ve ceza sisteminin kanunlarla desteklenmesi olarak gösterilir ve burada dünyada, baskıcı kontrolünün uygulandığı yerlerde ancak yüzde 4'lük bir olumlu etki yarattığı belirtilir. Ayrıca gelişmiş ülkelerde sıkı ceza sistemi iş sektöründe olumlu etki yaratmayıp hakaret olarak algılanmaktadır. Ciddi şirketler ve özellikle devlet kurumları iş güvenliği konusunda sorunu olan işletme ile ortak iş yürütmekten kaçınmaktadır (Karauş ve Gerasimova 2011). Bu ve benzeri ifadeler, günümüzde dillendirilmektedir ve "iş güvenliği bir kültür işidir" söylemiyle paralellik içerir. Uzatmaya gerek yoktur, üstü bir çırpıda çizilmelidir, işçi sınıfının iktidarında "emeğin korunması", sermaye iktidarında her türlü süslü söyleme karşın "üretimin korunması" ve "istikrar" başat unsurdur. Bugünkü Rusya Federasyonu hükümetinin politikası iş güvenliği ve işçi emeğini koruma konusunda sosyalizm döneminin mükemmelliğinden çok uzak bir durumdadır. Her sene Rusya’da kaza, yangın ve doğal afetlerin sonucunda yaşanan aksiliklerle mücadele edilmesi için 2 milyar dolar harcanırken bu felaketleri önleyecek tedbirlerinin geliştirme çalışmaları ihmal edilmektedir. Doğal olarak, Rusya’da ölümle sonuçlanan iş kazalarının analizi bu rakamların gelişmiş ülkelere nazaran 2-10 kat daha yüksek olduğunu göstermektedir (laborsta.ilo.org).

Peki bir başka kriter olarak, SSCB döneminde ve Rusya Federasyonu döneminde iş kazaları, ölümlü iş kazaları, sürekli iş göremezlikle ilgili neler söylenebilir? Her iki dönemi nasıl kıyaslayabiliriz? Bu soruya yanıt vermek maalesef kolay olmayacaktır. Nedenlerden ilki, SSCB verileriyle ancak "bağımsızlığını" kazanmış tüm cumhuriyetlerin verilerinin toplamı karşılaştırıldığında bir anlam ifade edecek olmasıdır. Diğer neden ise birbiriyle karşılaştırılacak iki benzer ülkeden söz edilemeyeceği gerçeğidir:

"1998'de, çetecilerin ve yabancıların hakim olduğu Sovyet ekonomisi, 1990'ların başındakine göre yarı yarıya küçülmüş durumdaydı. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık dörtte bir düzeyine inmişti; ücretler yarı düzeyinin de altına düşmüştü. Tifüs, tifo, kolera ve başka bazı hastalıklar salgın haline gelmişti. Milyonlarca çocuk yetersiz besleniyordu. Erkeklerin ortalama ömrü, 19. yüzyılın sonundaki düzeyine, 60 yıla düşmüştü.

(...)

Ulusun ekonomik ve toplumsal parçalanışı öyle büyük boyutlara ulaşmıştı ki, bu bir 20. yüzyıl ülkesinin, o güne dek eşi benzeri görülmemiş biçimde çağdaşlıktan uzaklaşmasına ve geriye doğru gitmesine neden olmuştu. Rusya'nın izlediği kapitalizm yolunun felaketle sonuçlanması karşısında, sosyalizmin sahip olduğu kimi kaçınılmaz olan sorunlara ilişkin bazı kesimler tarafından sergilenen küçümseme tavrı, gücünü bir ölçüde yitirmişti (Keeran ve Kenny, 2009: 27).

Sovyet deneyimi emeğin ve emekçilerin nasıl korunması gerektiğine muhteşem bir örnek oluşturmakta, çözülüş sonrasında yaşananlar ise "ya sosyalizm ya barbarlık" ifadesinin bir slogan değil somut bir gerçek olduğunu göstermektedir...

Kaynaklar

Akalın, M.A. (2010). Toplumcu Tıp-Sovyetler Birliği Deneyimi, Yazılama Yayınevi, İstanbul.

Akalın, M.A. (2013). Toplumcu Tıbba Giriş, Yazılama Yayınevi, İstanbul.

Трудовой кодекс Российской Федерации (2002) Официальный текст. – М.: Изд-во НОРМА. {Rusya Federasyonu İş Mevzuatı (2002) Resmi metin. – M.: Yayınevi NORMA.}

Карауш С. А. ve Герасимова О. О. (2011) История охраны труда в России. Alındığı tarih: 20.10.2012, adres: http://ohranatruda.ru/ot_biblio/articles/146347/ {Karauş S.A. ve Gerasimova O.O. (2011) Rusya’daki İş Güvenliği Tarihçesi.}

Логинова Е. А. (1958) Очерки по истории борьбы с травматизмом в СССР. – М.: Медгиз,. – 180 с. {Loginova E. A. (1958) SSCB’de yaralanma ve ölüm ile mücadele tarihçesi. – M.:Medgiz,. – 180. sayfa}

Орловский Ю.П., Нуртдинова А.Ф. (2008)Трудовое право России Учебник М.: ИНФРА-М,. - 608 с. {Orlovskiy Y.P., Nurtdinova A.F. (2008) Rusya İş Hukuku. Ders kitabı M.: INFA-M,. – 608. sayfa.}

Афонин А., Шилобод М. (2004). Право на социальное благополучие / Учительская газета, 21.06.2004. {Afonin A., Şılobod M. (2004) Sosyal refah hakkı (makale)/ Öğretmen Gazetesi, 21.06.2004}

Гусов К.Н., Толкунова В.Н. (2009) Трудовое право России. Учебник. 2-е изд., перераб. и доп. - М. {Gusov K.N., Tolkunova V.N. (2009) Rusya İş Hukuku. Ders kitabı, değiştirilmiş ve genişletilmiş 2. baskı – M.}

Собрание узаконений и распоряжений рабочего и крестьянского Правительства (1918). № 35, ст.474., 23 (10) мая {İşçi ve köylü Hükümetinin toplu emirler ve yasallaştırmaları (1918) No:35, 474.madde, 23 (10) mayıs}

Сайдахмедов С.И. (2008) Развитие института охраны труда в советском трудовом праве // Трудовое право. №11. {Saydahmedov S.İ. (2008) Sovyet İş Hukukunda İş Güvenliği Enstitüsünün gelişimi// İş Hukuku. No:11}

Голощапанов С.А. (1982) Правовые вопросы охраны труда в СССР. - М.: Юрид. лит., 84 с. {Goloşapanov S.A. (1982) SSCB’de İş Güvenliğinin hukuk sorunları. – M.: Hukuk literatürü, 84. sayfa.}

Бейлихис Г.А. (1971) Очерки истории охраны труда и здоровья, рабочих в СССР. - М.: Медицина,191 с. {Beylihis G.A. (1971) SSCB’de İşçi Güvenliği ve Sağlığının tarişhesi. – M.: Tıp, 191.sayfa}

Шмидт О. Ю. ve diğ. (1969). "СССР. Профессиональные союзы СССР", Большая Советская Энциклопедия. Alındığı tarih: 13.11.2012, adres:http://bse.sci-lib.com/article106981.html {Şmidt O.Y. ve diğ. (1969) “SSCB. SSCB’de sendikalar”, Büyük Sovyet Ansiklopedisi}

Hricko, A. M. (1975). “Occupational Health In The Soviet Union” (Health Coordinator Labor Occupational Health Program)To be presented at the American Public Health Association Convention, Session on Occupational Health in Socialist Countries, November 19, aktaran Akalın, A., Sovyetler Birliği'nde işçi sağlığı - Dr. M. Akif Akalın,

http://www.guvenlicalisma.org/index.php?option=com_content&view=article&id=4286:sovyetler-birliginde-isci-sagligi-dr-m-akif-akalin&catid=130:makaleler) (Erişim tarihi: 26.10.2012)

Keeran R. Ve Kenny T. (2009). İhanete Uğrayan Sosyalizm-Sovyetler Birliği’nin çöküşünün arka planı, Yazılama Yayınları, İstanbul

Notzon F.C., Komarov Y.M., Ermakov S.P., Sempoz C.T., Marks, J.S., Sempos E.V. (1998). “Causes of Declining Life Expectancy in Russia”, Journal of American Medical Association, 279(10):793-800.

, alındığı tarih: 21.01.2013

< http://www.gks.ru>, alındığı tarih: 10.01.2013