Saraydan kız kaçırma

Opera, sahne üzerinde orkestra eşliğinde, ses için yazılmış bir eser türü olarak belki en geniş şekilde tanımlanabilir. En geniş sanat alanlarından biridir. Opera; müzik, dans ve görsel sanatlar'ın bir araya geldiği, sinema öncesi dönemin en kapsamlı sanat alanıdır aynı zamanda. Çok önemlidir uygarlık tarihinde. Bugün kuruluş dönemini değil, ancak 1782 yılında ilk seslendirilişi yapılan Wolfgang Amadeus Mozart'ın (1756-1791) ülkemizle özel bir bağlantısı olan “Saraydan Kız Kaçırma”sını konu alacağız.
 
Gerek kuruluş, gerekse gelişim döneminde İtalya merkezli gelişen bir türdür opera. Tabii opera'yı sevebilmek için metafor'larını anlayabilmek gerekli. Bu da kişisel çaba gerektirecektir. Ancak konuyu takip edebildikten ve içerisindeki “sanatları” gözlemleyebildikten sonra, aristokrasiye boyun eğmeyen ünlü Mozart'ın 35 yıllık kısacık ömründe bestelediği eseri, tüm dünyanın sevdiği bu eseri sevebilirsiniz. Bir kuruluş dönemi eseridir aslında bu eser.
 
1765-1790 yılları arasında Avusturya-Macaristan imparatoru olan Kaiser Joseph II'nin kurduğu Hoftheater'ı (Saray Tiyatrosu) 1776 yılında yeniden yapılandırması ve “Nationalsingspiel” kurarak, İtalyanca yapılan bir sanat dalını, kendi ülkesinin diline aktarması o dönem için bir devrimdi. Üstüne bir de Wolfgang Amadeus Mozart'a bir de eser ısmarlayarak, müthiş bir örnek sergilemesine aracı oldu. Bu eser günümüzde Mozart'ın en sevilen ve en çok sahnelenen operalarından biri olan “Saraydan Kız Kaçırma” operasından başkası değildi.
 
Bu operanın ardından bestelenen ve sahnelenen eserler yine Mozart'ın “Sihirli Flüt”ü, Ludwig van Beethoven'in (1770-1827) “Fidelio”su ve Carl Maria von Weber'in (1786-1826) “Freischütz” operaları ile italyan opera'sı dışında bir opera sağlam temeller üzerinde kurulabilmişti.
 
Eserin librettisti (metnini yazan kişi) bizleri bu eserde 18. yüzyılda çok sevilen bir konu olan 16. yüzyıl Türkiye'sine götürüyor. Bassa Selim, Konstanze, Blonde, Belmonte, Pedrillo, Osmin karakterleri oynuyor. Anadolu'da bir saray'da geçiyor eser...
 
Bassa Selim, bir korsan gemisinden üç hristiyan köle almıştır. Konstanze, yardımcısı Blonde ve yardımcısının sevgilisi Pedrillo. Pedrillo bahçivan olarak çalıştırılır. Konstanze'nin ile bizzat Selim kendisi ilgilenecektir. Ancak Konstanze, uzaktaki nişanlısı Belmonte'ye sadık kalır. Blonde'nin nişanlısıyla, şişman olan hiçbir şeye güvenmeyen Osmin (Osman) ilgilenecektir. Belmonte, Blonde'nin başına gelenleri öğrenir. Blonde'yi kaçırmak için bir gemi hazırlatır.
 
Konu'nun Avrupa dinleyicisi üzerindeki egzotik dokusunu yansıtmak üzere, mehter müziği çağrışımı da yapacak şekilde genişletilmiş (davul, zil ve triangel) bir orkestra ile Ouvertüre (giriş müziği) başlar.
 
1. Perde:
Belmonte'nin aryası (orkestra eşliğinde şarkı) ile başlar, burada Belmonte nişanlısı Konstanze'ye özlemini ve umut ettiği yeniden buluşmalarını anlatır. Osmin incir toplarken yeni bir şarkı söylemektedir. Belmonte ona buranının Bassa Selim'in sarayı olup olmadığını sorduğunda bu şarkıya devam eder. Üçüncü olarak Pedrillo sahnede belirir... Osmin'ın siniri her türlü sınırı aşımıştır. Hep aynı şeyleri (müzikal olarak da) tekrar eder müthiş bir kızgınlıkla.
 
Sonunda Pedrillo ve Belmonte buluşurlar. Pedrillo, Bassa Selim'e Belmonte'yi duvar ustası olarak tanıştırır. Sonunda Yeniçeri müziği ile “Bassa Selim” görünür. Koro gelişini müjdeler. Devlet otoritesini simgeleyen Bassa Selim rolü sessiz bir roldür. Opera boyunca hiç şarkı söylemez.
 
Selim ile birlikte sahneye çıkan Konstanze, üzgündür. Şarkısında koruyucusuna, başka birini sevdiğinden bahseder. Konstanze'ye düşünmesi için bir günlük süre verilir. Bu arada Pedrillo, Belmonte'yi saraya sokar. Ancak Osmin, Konstanze ile ilgili planlarını bozar. Bu sahnede üçü bir arada söylerler. Arya'nın ikinci yarısında tempo yükselir, Belmonte ve Pedrillo ağırlık kazanırlar, Osmin'i sıkıştırarak saray'a girerler.
 
2. Perde:
Osmin ve Blondchen bahçededirler. Blondchen, Osmin'a kadınlara kaba değil, kibarca davranmasının önemini anlatır. Osmin, Blondchen'i etkilemeye çalışmaktadır. Diyalogları tatsız bir hal alır. Bir sonraki Arya'da Konstanze kaderinden şikayet etmektedir, Blonde teselli etmeye çalışır. Ancak Selim daha fazla beklemek istememekte, onu işkenceye gönderecektir. Konstanze ise kararını vermiştir, ölmeye hazırdır. Kararını bir “arya” ile açıklar.
Selim iyice şüphelenmiştir. Bu arada Pedrillo, Blonde'ye Belmonte'nin sarayda olmasından bahseder ve kaçış planlarını açıklar. Blonde çok sevinir ve sevincini bir arya ile belirtir. Pedrillo'da geleceğe umutla bakmaktadır. Osmin'i şarapla kandırarak kandırır. Mozart burada meşhur “Saufduett” (içki düeti) ni bestelemiştir. Sonunda Konstanze ve Belmonte sarılırlar. Ardından gelen “Quartett”te (dördül) Konstanze, Belmonte, Pedrillo ve Blonde birlikte söylerler. Başlangıçta sadakatlerinden şüphe etmektedir birbirini sevenler sonra bu soğukluk biter, barışırlar.
 
3. Perde:
Kız kaçıranlar sahnededir. Merdivenler hazırdır. Belmonte tekrar aşkın gücünü anlatan bir arya söylemektedir. Bir sonraki sahnede Pedrillo kaçış sinyalini verir. Yaylı çalgılar, mandolin eşliği ile Pedrillo'nun korkusunu ve tehlikeli durumu anlatırlar. Ve gerçekten de birşey ters gider... Fark edilirler. Osmin gelir, bütün takım yakalanır. Osmin, Planı suya düşürdüğü için bir zafer şarkısı söyler.
 
Selim, Belmonte'nin can düşmanın oğlunu öğrenmesiyle durum daha da ciddileşir. Belmonte ve Konstanze kararlıdırlar, birlikte ölecektirler. Ancak aşkın gücü, Osmin üzülse de, Selim genç aşıklara özgürlüklerini bağışlar. Kapanışta Belmonte teşekkür eder Selim'e. Osmin ise kızgındır: “önce kellelerini uçurun, sonra asın” der kendi kendine ve kızgınlıkla sahneden çıkar. Ancak yeniçeri korosu aşıkların mutluluğunu kutlamaktadır...
 
Almanca Opera'nın doğuşu ile ülkemizin böyle bir bağlantısı var... 2014'te bizde neler mi oluyor? Fiili olarak kapatılan İstanbul'daki AKM, Ankara'da Yeni Sahne, tarihi Türk Ocağı Binası'ndaki Operet Sahnesi olmak üzere, şu an kapatılmaması için mücadele edilen Akün ve Şinasi sahnelerimiz gündemimizde. Saraydan kız kaçırma değil, akıl kaçırma oyunu sahnede özetle..., tüm yurttaşlar bu mücadeleyi yakınan takip etmeli, desteklemeli...