Olimpiyat komitesinden kimse yoktu. İşçi dostu iş müfettişleri oradaydı, sendikacılar, emekten yana sayısı çok da olmayan yaklaşık 50 kişi. Onları andılar, örneğin Transolimpica yolu inşaatında iki kamyonun arasında sıkışarak can veren Thiago’nun abisi de oradaydı, Rio’nun güney bölgesine uzatılan metro inşaatında elektrik çarpması sonucu yaşımını yitiren Abrahão’nun, bir kamyon ile vincin arasında kalarak ezilen Gerson’un akrabaları da.
Uluslararası İnşaat ve Ahşap İşçileri Sendikası Latin Amerika ve Karayibler şubesinin inisiyatifiyle gerçekleştirilen, bazı sendikaların Rio şubelerinin temsilcilerinin ve iş cinayetinde kurban gidenlerin yakınlarının da katıldığı anma töreninde, yaşamını yitiren işçiler anısına ağaç dikilirken, yeni başlayan olimpiyatlar gündemine bir başka açıdan bakmaya başladı Brezilya kamuoyu. Uluslararası İnşaat ve Ahşap İşçileri Sendikası Rio 2016 Olimpiyatları öncesinde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda tüm tarafların uymaları gereken hususları içeren bir protokol taslağı da hazırlamış ve kamuoyu ile paylaşmıştı (http://www.protecao.com.br/upload/protecao_noticia/file_7957.pdf).
Brezilya’da belki takip ediyorsunuzdur bir sivil darbe yaşanıyor. Sol olduğu tartışmalı İşçi Partisi’ne bile tahammül edemeyen, büyük bir kısmı da düzmece olduğu iddia edilen dosyalarla eski gerilla Dilma Roussef görevden alındı ve yerine, kendisinden desteğini çeken Michel Temer getirildi. Turuncu darbe süreçlerine oldukça aşina olan coğrafyamızdaki gelişmeleri takip edenler süreci son derece klasik bir sivil darbe olarak nitelendirdi. Brezilya basınını farklı kanallardan takip ederseniz, sivil darbecilerin mitinglerinin ne denli abartıldığını, Dilma Roussef ve İşçi Partisi yanlısı yüzbinlerin miting ve eylemlerinin ise bir anda nasıl gazetelerde küçük haberler olarak verildiğini görebilirsiniz. Neyse uzatmayalım, uluslar arası sermayenin ve Brezilya büyük sermayesinin, pek çok liberal ekonomi politikasını aynen sürdüren ve sürdüreceğini söyleyen İşçi Partisi iktidarına bile tahammül edemediğini bir yere not edelim.
Bu yazdıklarımız Brezilya İşçi Partisi (Partido dos Trabalhadores) iktidarının emek düşmanı politikalarını unuttuğumuz ve unutacağımız anlamına gelmesin. 2014 Dünya Kupası ve 2016 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapan Brezilya, özellikle de en büyük ve en fazla aşina olunan kenti Rio de Janeiro gerek kentsel dönüşüm gerekse de iş cinayetleri konusunda Brezilya’yı öne çıkarıyor.
Hatırlayalım, dünya kupası öncesinde Brezilya'da, stat inşaatlarında 9 ve stat yapımı bahane edilerek yerinden yurdundan edilen, anlamsız inşaatlara değil eğitim ve sağlığı kaynak ayrılmasını isteyen binlerce insanın yaptığı gösteriler esnasında 1 kameraman hayatını kaybetmişti. Amazonas eyaletinin başkenti Manaus şehrindeki Amazonia Arena'da 6 işçi, Sao Paulo'daki Sao Paulo Arena'da 2 işçi inşaat çalışmaları esnasında yaşamını yitirmiş, Başkent Brasilia'da ise 2012'de Nacional Stadı'nın yapımı sırasında bir işçi hayatını kaybetmişti. Yine hatırlayalım, iki yüzlü FIFA yetkilileri başsağlığı diler, FIFA ve Brezilya'nın dünya kupası organizasyon komitesi LOC, yaptığı ortak açıklamada, "İşçi güvenliği bizim için en öncelikli konudur" diye demeçler verirken işin boyutu farklıydı. Zira FIFA, daha önce birçok kez stadyum inşaatlarının gecikmesine dair Brezilya'yı uyarmış ve son tarih olarak 31 Aralık'ı vermişti. Aşırı hızlandırılmış inşaat projesi bu ölümlere yol açtı. 170 bin kişinin evinden çıkarıldığı, elektriği suyu olmayan kulübelere yerleştirildiği ve 10 iş cinayetinin yaşandığı bir süreçten söz ediyoruz.
Hadi hadi yetişecek bu proje!
Bildiğimiz bir hikayeyle karşı karşıyayız yine. Hem ülkemizden, hem de daha 2014 Dünya Kupası’nda yaşananlardan. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yetersizliğine, proje süresinin sıkıştırılması, işçi sağlığı ve iş güvenliği hesaba katılmadan iş programı yapılması ve ona göre ihaleye çıkılıp, proje süresi taahhüt edilmesi ve yukarıdan gelen baskı. 2014 yılında bu baskının kaynağı FIFA idi. Bu kez ise Olimpiyat Komitesi’nin sürekli sıkıştırması ve ortaya çıkan 11 iş cinayeti. Uluslar arası Olimpiyat Komitesi ve Rio Belediye Başkanı’nın yüklenici firmalara sürekli baskıda bulunması gerçeğini ortaya koyan isim ise Raul Vital Brasil, Rio de Janeiro kentinde iş teftiş dairesinin başında bulunan kişi, baş iş müfettişi. Raul Vital Brasil’in söyledikleri, gerek bu köşede gerekse de akademik çalışmalarımda sürekli altını çizdiğim şeyle neredeyse paralel “kötü planlama ve inşaat süresini sıkıştırma ölümlerde birincil etken” diyor Brasil. Bir baş iş müfettişinin iş güvenliği önlemleri alınmadı, kişisel koruyucular kullanılmadı gibi klasik ve basit söylemlerin dışında, üretimin yapısına dair can alıcı bu olgulardan söz etmesi son derece önemli. Bir o kadar da artık mızrağın çuvala sığamadığının da göstergesi. Rio metrosunun ek inşaatında iki işçinin yaşamını yitirmesi ve iş cinayetinde yaşamını yitiren işçilerin yakınlarının yarattığı kamuoyu belki de bu gerçeklerin dillendirilmesine neden oldu.
İşin bir başka boyutundan da söz etmezsek olmaz, 50.000 işçinin çalıştığı, 40 büyük projeden söz ediyoruz. Stadyum, yol, tünel, müze ve ek metro inşaatları. Tüm bu inşaatları 10 kişi teftiş ediyor. İnşaat projelerini teftiş eden ekibin başında yer alan Elaine Castillo, Rio Belediye başkanını ve kent yönetimini suçluyor ve “İşçiye değil işe odaklandıkları, imzaladıkları sözleşmelerde kaliteye değil fiyata baktıkları için bu ölümlerden sorumlular”
Brezilya’da dünya kupasında yaşanan iş cinayetlerinin bir tekrarını olimpiyat inşaatlarında da yaşadık. Tarih tekerrür etti, iş cinayetlerinin nedenleri herkes tarafından bilinmesine ve itiraf edilmesine karşın, neredeyse aynı süreçler yaşandı ve 11 inşaat işçisi yaşamını yitirdi. Hiç kimse “bu ölümlerden ders almayacaklar mı” beklentisine girmemeli. Sorunun kaynağını hepimiz çok iyi biliyoruz…
Bilgi için kaynaklar
https://www.theguardian.com/sport/2016/jul/28/olympic-games-deadlines-lives-chief-inspector-labour