Ölü yıldızlarda hayat...

Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz

Ya dünyamıza inecek ölüm

 

Bundan tam 52 yıl önce 26 yaşında genç bir kadın, Sovyetler Birliği’nde işçi bir kadın, Valentina Tereshkova uzaya çıktı. Bugün biz Türkiyeli emekçilerin ve kadınların hayal bile edemeyeceği bir ilk Sovyetler Birliği’nde gerçekleşti. 

Valya, 1937 yılında çiftçi bir babanın ve tekstil işçisi bir annenin çocuğu olarak dünyaya geliyor. Babasını daha 2 yaşındayken Nazilere karşı savaşta yitiriyor. Okul hayatı çok uzun ömürlü olamayan Valya, annesi gibi tekstil işçisi oluyor. Bu sırada önce Komsomol’a, daha sonra Parti’ye üye oluyor.

Valya, çalışkan bir komünist işçi. Valya, hayallari olan komünist bir kadın. Valya, şanslı bir kadın. Çünkü hayallerinin gerçek olabileceği Sovyetler Birliği’nde doğma şansına sahip olmuş emekçi bir kadın...

Valya’nın en büyük hayallerinden birisi uçmak. Bu nedenle Paraşüt Kulübü’ne üye oluyor. 1962 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin uzaya bir kadın işçi gönderme kararı Valya’nın hayatını değiştiriyor. Seçmelere katılıyor ve Vostok 6 ile uzaya o gidiyor. Uçuş kodu olarak Martı ismini kullanıyor. Martı, uzayda tam 3 gün kalıyor. Uçuşu nedeniyle Lenin Onur Ödülü’ne layık görülüyor. Sovyetler Birliği’nin kadın sözcüsü olarak dünyanın değişik bölgelerinde ülkesini temsil ediyor. Ve daha sonra Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi üyeliği görevini de yerine getiriyor. 

Sovyetler Birliği, insanlığın eşitlik ve özgürlük idealine yürüyüşünde önemli adımlardan bir tanesini de Valentina Tereshkova ile atıyor. Bu önemli bir sembol. Çok farklı örnekler, hayatın çok farklı alanlarında ve çalışma hayatında farklı sektörlerde kendini gösteriyor. Bugün artık kadınların çalışmasının görece daha normal karşılandığı pek çok sektörde ilk defa Sovyet kadınları’nı görüyoruz. Özellikle mühendislik, teknik yeterlilik vs gerektiren sektörlerde ve “erkek mesleği” olarak görülen pek çok alanda Sovyet kadınlarının gayet başarılı bir şekilde yer aldığını biliyoruz.

Elbette eğitim olanaklarının kadınlara açılması, kadınların çalışma hayatının her alanına katılımının önündeki engellerin kaldırılması, eşit işe eşit ücret politikasının benimsenmesi, kadının üzerindeki yüklerin kaldırılması konusundaki devlet desteği (kreşler, yemekhaneler, çamaşırhaneler,...vs.) yukarıda saydığımız başarıların gerçekleşmesinde oldukça etkili oluyor. Sovyet kadınları, erkeklerle eşit koşullar sağlandığında çalışma hayatında kaldıramayacakları sorumluluk, yapamayacakları iş olmadığını bütün dünyaya gösteriyor. Bu bahsettiğimiz koşullarda yaşanan kimi aksaklıklara rağmen gözle görünen bu muazzam ilerleme, sosyalist bir ülkede kadınların kurtuluşu konusunda bize çok önemli bir ipucu veriyor. 

Artık Sovyetler Birliği yok. Ama Valya’nın ölü yıldızlara hayatı götürme çabası, hala güncelliğini koruyor. Valya’nın yoldaşları, kızkardeşleri; bütün ülkerelerin işçileri, emekçileri, yoksul halkları, dünyamızdan ölümü defetmek için, ölü yıldızlara hayatı götürebilmek için büyük ve onurlu bir mücadeleyi sürdürüyor...

Bugün bırakalım hayallarimizin gerçekleşmesini, hayal kurabilmemiz için sosyalizm hava kadar, ekmek kadar, su kadar lazım, hala!...