Naziler, BolÅŸevikler ve Beethoven



05-02-2019 00:10


Metin Çulhaoğlu

Önce ÅŸu sözleri dikkatlice okuyalım: 

“Naziler Auschwitz’in ortasında keyifle Beethoven dinleyebiliyorlardı, buna karşın Lenin aynı Alman besteciyi komünist terör devam ederken dinlemekte zorlandı, siyasi muhaliflerin ürkütücü bir ÅŸekilde bastırılmasıyla uÄŸraşırken Beethoven dinlemenin onu yumuÅŸatacağına inandı (…) Lenin için Beethoven’in müziÄŸi aklı, yani Aydınlanma’nın mirasını temsil etmiÅŸti. Bu, Lenin’in, bir insanın akla karşı hareket ederken aklın sesini dinleyemeyeceÄŸini kabul ettiÄŸini gösterdi.” (Federico Finchelstein, FaÅŸizmden Popülizme, çeviren: Ali Karatay, İletiÅŸim Yayıncılık 2019, s. 75)

***   

BildiÄŸimiz kadarıyla, yukarıdaki deÄŸerlendirmenin Lenin’in müzik zevkine iliÅŸkin yanıyla ilgili kaynak Maksim Gorki’nin 1924 yılında yazdığı bir yazıdır. Burada anlatıldığına göre, bir Moskova gecesinde piyanist Isai Dobrowein Beethoven’in sonatlarını çalarken dinleyicileri arasında Lenin de vardır. Bir ara ÅŸöyle der:  

“Appassionata’dan daha iyisini bilmiyorum ve bunu her gün dinleyebilirim. Ne kadar ÅŸaşırtıcı, insanüstü bir müzik! İnsanların böyle mucizeler yaratabileceÄŸini düÅŸünmek, belki naifçe, ama beni hep gururlandırıyor.” 

Ardından, gözlerini kısar ve hüzünlü bir gülümsemeyle ekler: 

“Ne var ki çok sık müzik dinleyemiyorum, sinirlerimi etkiliyor. Tatlı, ama boÅŸ sözler söyleyip pis bir cehennemde yaÅŸadıkları halde böyle güzellikler yaratabilen insanların kafalarını okÅŸamak isterim. Ama bugünlerde bunu yapamazsınız, elinizi ısırabilirler. İdeal olarak halka ÅŸiddet yöneltmeye karşıyız, ama bugün kafalara acımasızca vurmak gerekiyor.”1

***

Bir kere, yer Moskova’dır. Sonra, Lenin “siyasi muhaliflerin bastırılmasıyla” uÄŸraÅŸtığına ve piyanist Dobrowein de Rusya’yı 1922 yılında terk ettiÄŸine göre o Moskova gecesi yaÅŸanırken Rusya’da İç SavaÅŸ (1918-1922) sürmektedir. 

Kısacası, Naziler kurbanlarını topladıkları bir kampın, Lenin ve BolÅŸevikler ise kıyasıya süren bir iç savaşın ortasındadır. Åžimdi soralım: 

1- Her ÅŸeyden önce, Lenin’i insanlık adına gururlandıran sanatçı bir Alman’dır; Auschwitz’in ortasında toplanan Naziler kendilerince “Ari ırktan” olmayan herhangi bir kiÅŸiyle hiç gurur duymuÅŸ mudur?

2- Rusya’daki iç savaÅŸta Kızıl Ordu 1 milyon kayıp vermiÅŸtir; Naziler Yahudilere soykırım uygularken kaç ölü vermiÅŸtir?  Bir “iç savaÅŸ” yaÅŸamış mıdır?

3- BolÅŸeviklerin karşısında, kendi ülkelerinden çok sayıda generalin komuta ettiÄŸi ordular vardı; Naziler Almanya’daki hangi Yahudi generallere ve ordulara karşı savaÅŸ vermiÅŸtir?

4- Kolçak’tan Denikin’e, Kornilov’dan Wrangel’e Beyaz Ordu komutanları BolÅŸeviklerin “siyasi muhalifleri” midir? 

5- 1917’den sonra Rusya’ya on bir (rakamla 11) yabancı ülke BolÅŸevik karşıtı askeri müdahalede bulunmuÅŸtur; Naziler 1945’e kadar hava saldırıları hariç kendi topraklarında hangi yabancı ülkelerin askeri müdahalesine maruz kalmıştır?

6- Terörse, tek taraflı deÄŸildir; Rusya’da “kızıl terörün” karşısında “beyaz terör” vardı; Naziler Auschwitz’te toplanıp Beethoven dinlemeden önce karşılarında hangi terörü bulmuÅŸlardı?  

Bir rejimin kendi ülkesindeki sıradan yurttaÅŸları sırf etnik-dinsel kimlikleri nedeniyle topyekûn tasfiyeye yönelmesi kuÅŸkusuz “akla karşıdır”; arada Beethoven dinlense de öyledir… Buna karşılık bir rejimin kendisinin baÅŸlatmadığı bir iç savaÅŸta karşı tarafı ezmeye çalışmasının “akla karşı olma” ya da “aklın sesini dinleme” referanslarıyla ele alınması saçmadır. 

Arada Beethoven dinlense de dinlenmese de… 

***

Bunlar son derece yalın gerçeklerdir, ama… 

Ama kimi akademisyenlerde, bulduklarına inandıkları, kendilerine “teorik açıdan” çok çarpıcı gelen bir baÄŸlantının ya da paralelliÄŸin sihrine kapılarak en soyuta âşık olma, bu arada somut tarihsel gerçekleri sadece teferruat sayıp âşık olunan soyuta kurban etme gibi bir eÄŸilim vardır. 

Finchelstein de bu kategoride olsa gerek…

Bakın, konuya ne kadar “ince”, “anlayışlı” ve “bilimsel” yaklaşıyoruz deÄŸil mi? 

Yoksa “Adam düpedüz kaba bir anti-komünist” deyip iÅŸin içinden çıkabilirdik de…  

1 https://www.marxists.org/archive/gorky-maxim/1924/01/x01.html